Payten Ödeme Sistemleri Ürün Müdürü
Mehmet Evirgen
Payten Ödeme Sistemleri Ürün Müdürü Mehmet Evirgen, Fintechtime okurları için kaleme aldı, “Geleceğin Dijital Köprüleri”.
Fintech endüstrisi, geleneksel ve alışagelmiş finansal piyasaları büyük adımlarla değiştirmeye kararlı gözüküyor. PayPal, Stripe ve Venmo gibi Fintech girişimlerinin tümü, fikirlerini ve projelerini kendilerini küresel ekonomide önemli ve lider oyunculara dönüştürmek için büyük adımlarla inovasyonun merkezine çevirmeyi hedefliyor. Değerlemesi 1 milyar doları aşan bu başlangıç şirketleri, Unicorn olarak bilinir, çünkü bunlar, kendi sektörlerinde büyümüş nadir ve benzersiz şirketlerdir. Son zamanlarda hızla büyümeye devam eden bu akım, ezberleri bozarak Fintech endüstrisini yeni ve heyecan verici geliştirmelerle büyümeye devam ediyor.
Şu anda Avrupa’da 31 milyar dolarlık* değere ulaşmış Fintech girişimleri var. Bu yıl şimdiye kadar on yeni “Unicorn” ortaya çıktı ve daha fazlası da yolda.
CB Insights göre küresel olarak Fintech Unicorn’ların %25’inin Avrupa’da konumlandığı görülmektedir.
ABD ve Asya’ya bölgeleri ile kıyaslandığında sermaye piyasalarının nispeten küçük boyutu göz önüne alındığında, Avrupa’nın katkısı küçümsenmeyecek niteliklere ulaşmıştır. Birleşik Krallık, ABD’dn sonra en büyük ikinci Fintech Unicorn topluluğuna sahip.
Daha geniş anlamda fintech sektörü, Avrupa’daki baskın Unicorn kategorisi olarak konumunu sağlamlaştırdı. Toplamda, farklı sektörlerde 70’in* üzerinde Avrupalı Unicorn var ve bunların neredeyse yarısı Fintech’ler.
Büyük resmi görmek adına Avrupa’nın bilinen büyük Fintech Unicorn’larını listesine bir göz atalım.
Bu grup içinde, değerlemeler 1 milyar ile 31 milyar dolar arasında değişmekte olan, Klarna ve Checkout.com şu anda lider tablosunun zirvesindedirler.
2019 yılının sonların dünyamızı saran covid-19 pandemisi birçok sektörü ve firmayı etkilemiştir, bu plansız süreç liderliği elinde tutan şirketlerin etkilenmeyeceğini ve sahip oldukları sermayeyi kaybetmeyecekleri anlamına gelmemektedir. Hiçbir şeyin garantisi olmadığı gibi bu büyüleyici değerlemelerinde garantisi olmadığını düşünmekte fayda vardır.
Gelecek Unicorn’ların omzunda!
Crunchbase verilerine göre Avrupa’nın Fintech Unicorn’ları toplamda bugüne kadar 22,6 milyar dolar yatırım aldı ve toplam değerleri 178 milyar dolara ulaştı.
Sermayenin yarısından fazlası (11,5 milyar dolar) yalnızca bu yıl yatırım girişi aldı. Avrupa’nın fintech girişimlerinin yarısına yakını, Berlin merkezli Trade Republic, Londra merkezli banka Starling Bank, Paris merkezli sağlık sigortası platformu Alan ve Danimarka merkezli Smart card company Pleo dahil olmak üzere 19 yeni şirketle 2021’de Unicorn konseyine katıldı.
Gelişen Unicorn’lar listesinde 13 Avrupalı fintech daha bekliyor. Bunlar toplamda 3 milyar dolar yatırım alan ve toplu olarak 9 milyar dolar değerinde olan girişimlerdir.
Değeri 1 Milyar doları bulan girişimlerin Unicorn olarak adlandırıldığı bu ekosistemde, değeri 15 Milyar dolara ulaşan şirketler ise Decacorn olarak adlandırılmaktadır.
ABD merkezli 100 Unicorn girişiminin 5’i ise Decacorn kategorisinde yer almaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Silikon Vadisi’nde kurulan Apple, Microsoft, Google ve benzeri gibi girişim şirketler yatırımcılar sayesinde hızlı büyümeler yakaladılar ve bu büyüme sonucu bugünün devleri haline geldiler. 80’lerde ve 90’ların sonlarına doğru yaşanan bu gelişmelerin yanı sıra, 2000’li yıllardan bu yana girişimcilik ekosisteminde oldukça hızlı ve gelişmiş bir büyüme meydana geldi. 2010 yılı ve sonrasından bu yana ise görülen büyüme kat kat daha hızlandı ve milyar dolarlık girişimlerin sayısı hızla artmaya başladı. Girişimcilik ekosisteminin gelişmesi ile birlikte unicorn girişim sayısında da büyük bir patlama yaşandı ve unicorn girişimler ABD’de ve Çin’de ekonominin en güçlüleri haline geldi.
2020 verilerine göre en çok Unicorn girişimine sahip olan ülkelerinde başında ABD, Çin ve Birleşik krallık geliyor.
Türkiye pazarın neresinde?
Girişim ekosistemi yatırımlarında İstanbul, altın çağını yaşamaya devam etti. Yılın ikinci çeyreğinde yatırım alan 63 girişimin 49’u İstanbul’daki girişimler oldu. Yatırım miktarına bakıldığında İstanbul’u 1 milyon dolarla Ankara ve 700 bin dolarla Bursa izledi. Oyun stüdyoları açısından bakıldığında İstanbul, Londra’dan son Avrupa’da ikinci sırada yer almaya devam etti. Yılın ikinci çeyreğinde 14 oyun girişimi yatırım aldı. 2021 ilk yarısında ise 29 oyun girişimi yatırım almış oldu. Oyunun ardından en çok yatırım yapılan alanlar, fintech, SaaS, yapay zekâ, sağlık teknolojileri, pazaryeri, mobilite ve e-ticaret oldu. Türkiye’de 2021 yılında toplamda 91 milyon dolarlık yeni 5 fon kuruldu. Startups.watch Kurucusu Serkan Ünsal, Türkiye’de değeri giderek artan 10 girişimin daha Unicorn olma yolunda olduğunu söyledi. Ünsal’a göre, Türkiye girişim ekosisteminin en çok kat ettiği konular şöyle: “Ekosistem artık daha büyük hedeflere koşmayı amaç edindi. İstisnalar hariç artık çoğu girişimci unicorn olmak istiyor. 200-300 milyon dolarlık exit’leri istemiyor. Ayrıca oyun konusunda uzmanlaştık, başka ülkelere nasıl oyun satılır bilen çok kişi var artık.”
2010 yılından sonra Gitti Gidiyor, Yemek Sepeti, Trendyol gibi birçok e-ticaret firması dünya devlerinin ilgisini çekti; EBay, Delivery Hero ve Ali Baba, her biri 100 milyon doların üzerinde bir fiyata satın almaya göz kırptı. Türk lojistik teknolojisi girişimi Getir, 28 milyon doları 2020’nin başlarında Silikon Vadisi’nin önde gelen yatırımcılarından olmak üzere 38 milyon dolarlık yatırım aldı.
Covid-19 pandemisi ile ortaya çıkan ekonomik yavaşlama olmasına rağmen, bir satın alma daha gerçekleşti; Peak Games firması, küresel oyun devi Zynga’ya 1,8 milyar dolara satılarak milyar dolarlık bir girişim olan ilk Türk Unicorn’u oldu. Ardından Türk start-up tarihinin en hızlı çıkışı gerçekleşti; başka bir oyun girişimi olan Rollic Games, kurulduktan sadece 21 ay sonra Zynga’ya 180 milyon dolara satıldı. Unicorn satın almalarında tercih edilen sektörlerin başında oyun sektörünün olması bu sektör üzerinden, yatırımcıların gözünü Türkiye’ye çevirmeye başladığını ve Türkiye’deki teknolojik zekâ ve girişimlerin öneminin fark edildiği anlamına gelmektedir.
Tüketenin değil üretenin kazandığı bu teknoloji yüzyılında ortaya çıkan birçok girişim genç ve çalışan beyinlerin yeniliğe çok hızlı bir adaptasyon sürecine sahip olduğunu göstermektedir.
Teknolojinin ruhu olan yazılım teknolojileri ise yeni iş ağları ile devlet ekonomilerine istihdam noktasında büyük bir katkıda bulunmaktadır.
Programlama çağında, yazılım teknolojilerinin şekillendirdiği teknolojilerin yanı sıra şirketlerin hangi yazılım dillerini tercih ettiği de, gelişim ve eğitim döngüsünde önemli bir noktadadır. En iyi 25 Unicorn tarafından en sık kullanılan programlama dillerine göz atarak geleceğin bizi hangi tercihe zorunlu olarak götürdüğüne göz atarak, kaygı duyan gençliğe bir öneride bulunalım.