AGRA Fintech Kurucu Ortakları Taner Toraman ve Muharrem Uğurelli ile Fintechtime Dergisi Mart & Nisan 2022 sayısı için özel bir röportaj yaptık.

AGRA Fintech, bankacılık sektöründe dijitalleşme anlamında geri planda kalan ticari kredi tahsis ve izleme süreçlerinin dijitalleşmesi için geliştirdiği ürünlerle dikkat çekiyor. Bankaların çalışma ve karar alma süreçlerine doğrudan katkı sağlayan projelere imza atan şirketin Kurucu Ortakları Taner Toraman ve Muharrem Uğurelli ile bir araya gelerek sorularımızı ilettik.

 

Öncelikle sizleri okurlarımızla tanıştırmak isteriz. AGRA Fintech için yollarınız nasıl kesişti, şirket ismi nereden geliyor, kuruluş hikayeniz ile birlikte vizyonunuz, hedef kitleniz, iş ortaklarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? 

Taner TORAMAN: Muharrem Uğurelli ve ben, AGRA Fintech’in kurucu ortaklarıyız. Muharrem ile eski iş arkadaşıyız ama ikimiz de kendi projelerimizi yapmak için işlerimizden ayrılmıştık. Muharrem’in teknoloji projeleri, benim de finansal danışmanlık projelerim vardı. Bu süreçte fikir alışverişi yaparken projelerimizi birleştirip daha güçlü bir ürünle piyasaya çıkabileceğimizi fark ettik. Kuruluşumuzdan itibaren geçen iki senelik sürenin ilk senesi CreditBarometer ürünümüzün Ar-Ge’si ile geçti. 2021 senesi ise hızlı bir şekilde büyüdüğümüz yıl oldu diyebiliriz.

Bizim için ‘AGRA’ büyümeyi temsil ediyor. Logomuzda kademeli bir şekilde büyümeyi anlatmaya çalıştık. Hatta bunu ‘GR’ harflerinin açılımı olan ‘GRadualGRowth’ (Kademeli Büyüme) ile de logomuzda desteklemeye çalıştık. Tüm ürünlerimizi sıfırdan kendimiz geliştirip kademeli ve hızlı bir şekilde büyütme vizyonu ile hareket ediyoruz.

Şu anda 20 kişilik kadromuzla Türkiye’nin önde gelen bankalarına hizmet veriyoruz. ERP şirketleri ve özel entegratörlerle güçlü iş birliklerimiz var. Yeni ürünlerimizle birlikte 2023’te yurt dışına açılma vizyonu ile hareket ediyoruz ve yapılanmamızı bu şekilde oluşturuyoruz.

 

“Bizim için ‘AGRA’ büyümeyi temsil ediyor. Logomuzda kademeli bir şekilde büyümeyi anlatmaya çalıştık. Hatta bunu ‘GR’ harflerinin açılımı olan ‘GRadualGRowth’ (Kademeli Büyüme) ile de logomuzda desteklemeye çalıştık. Tüm ürünlerimizi sıfırdan kendimiz geliştirip kademeli ve hızlı bir şekilde büyütme vizyonu ile hareket ediyoruz.”

 

Veri temelli teknoloji üretiminin belli başlı zorlukları neler? Çözümlerinizi üretirken nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz? Çalışan profilinizden de bahsedebilir misiniz?

Muharrem UĞURELLİ: Veri temelli teknoloji üretmenin en kritik noktasının veriyi teknik ve içerik olarak iyi tanıyıp, veriye doğru sorular sormak olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple ürünlerimizin hiçbiri sadece veri işleme ve analiz etme üzerine değil. Hem analiz edici araçlar sunuyoruz hem de CreditBarometer özelinde belirli bilgileri biz üretiyor, analiz ediyor, yeni ve katma değerli veriler ortaya çıkartıyoruz. CreditBarometer ürününü sadece eDefter/Mizan analiz aracı olarak tanımlamıyoruz çünkü bizim analiz yaklaşımımızı know-how’ımızı hem istatistiksel kurallarımızı hem de yapay zekâ destekli tahminleme modellerimizi de içeriyor. Bu sayede ürettiğimiz katma değerli veriyi bankacıların kullanımına rafine edilmiş ve anlaşılabilir bir şekilde sunabiliyoruz. Banka, muhasebe, finans, veri analitiği ve yapay zekâ gibi farklı alanlarda uzman ekibimizle ürünlerimizi geliştiriyoruz.

Türkiye’de veri temelli teknolojinin zorluklarından öte teknoloji üretmenin ve geliştirmenin bazı zorluklarından bahsetmek doğru olabilir. Buradaki en önemli çözüm gerektiren konunun, yeterli bilgi birikimine sahip insan kaynağına erişim olduğunu söyleyebiliriz. Biz bu noktada önemli bir sorun yaşamasak da Türkiye genelinde teknoloji alanında özellikle Ar-Ge ve yazılım tarafında önemli derecede insan kaynağı eksiği olduğu ifade ediliyor. Bu konunun orta ve uzun vadede atılacak stratejik adımlarla çözülmesini temenni ediyoruz. Çalışan profilinden bahsedecek olursak, veriyi tanıyan kişilerin projeler içinde olması gerekiyor. Teknoloji karakterli uzmanlar kadar, o bilginin ne anlatmaya çalıştığından haberdar olan yetenekler de bünyemizde mevcut. İşimiz gereği veriyi tanıyan-bilen; bankacılık, muhasebe, mali müşavirlik, finans konularını bilen insan kaynağı önem kazanıyor. Doğru insanları bulmak konusu da elbette kritik. Yetenek seçiminde, çalıştığımız sektörlerin, özellikle bankacılık alanının önemli regülasyonlara tabi olması ve üst düzeyde hassasiyetlerinin olması noktası ayrıca önem arz ediyor. Bu hassasiyetlere yüksek oranda yanıt verecek, detaylı ve spesifik çalışmalarla kendilerini daha fazla geliştirmeye açık, iş süreçlerinde kendi sağlamalarını yapma becerileri olan kişilerle beraber yürüyoruz.

 

“Şimdiden imzaladığımız anlaşmalarla 2022’yi güzel geçireceğimizi görüyoruz. Senelik hedefimizin yarısına üçüncü ay itibariyle ulaşıyoruz. Yurt dışı hedeflerimizi ve diğer ürünlerimizi çıkartma takvimimizi öne çektik. Arkamıza aldığımız rüzgârı değerlendiriyoruz.”

Ticari bankacılık tarafındaki dijitalleşme süreçlerinden bahsedebilir misiniz? Size gelen talepler ne yönde oluyor, nasıl bir yol izlenmeli? 

Taner TORAMAN: Pandemi ile dijitalleşen müşteri talepleri, sektörü “Daha ne kadar dijital çözüm sunabiliriz?” sorusuyla baş başa bıraktı. Bu tarz sorulara başarılı yanıtlar verilmesi fintech iş birlikleri ile mümkün oldu. Üstelik bu iş birlikleri sadece müşteriye yönelik çalışmalarda değil, işin mutfağının da dönüşmesi kapsamında hayata geçirildi. Dijitalleşme konusunda ticari kredi süreçleri, bireysel kredilere göre biraz geride kalıyor. Bunun nedeni, analiz edilen verinin bireysel krediye göre daha karmaşık ve değişken olması. Örneğin, Türkiye şartlarında ayda 20 bin geliri olan 4 kişilik bir ailenin yaşam şartları hakkında fikir sahibi olabilirsiniz ama iş tüzel kişiliklere gelince ciro, vade, gelirin yapısı, maliyet gibi birçok kalemin birbirleriyle ve sektörle olan ilişkisini incelemeniz gerekiyor. Ayrıca bu verinin olduğundan daha farklı olarak bankaya sunulması sorunu da var. Dağınık yapıda ve özel hassasiyet gerektiren veriyi en doğru formülle dijitalleştirmeyi başaran ilk ekip olarak ticari kredi tahsis süreçlerini dijitalleştirmeye devam edeceğiz.

Tüm sektörlerde yapılan dijitalleşme çalışmalarının özünde zamanı satın almak yatıyor. Şirketlerin krediye ulaşma süresinin de bireysel müşteriler gibi olması için bankalar çalışmalar yapıyor. Süreçlerin dijitalleşmesi hem şeffaflığın artmasını hem de şirketlerin kendini daha iyi anlatmasını sağlayacaktır. Bizde bu sürecin bir parçasıyız diyebilirim.

 

 

Türkiye finans ekosistemi gelişmiş̧ ve öncü olarak kabul ediliyor. Diğer yandan ticari kredi tahsis tarafında durum dönüşüm süreçleri oldukça yavaş işliyor. Bu alanda geliştirdiğiniz CreditBarometer çok çevik bir sistem. Sisteminizi hangi sektörler için geliştirdiniz? CreditBarometer üzerinde hangi işlemler yapılıyor ve hangi modeller yer alıyor? 

 

Muharrem UĞURELLİ: CreditBarometer tüzel müşterilerinin finansal durumlarını izleme ihtiyacı olan tüm sektörlere hitap ediyor aslında. Bunların en başında bankalar, faktöring/leasing firmaları, filo kiralama firmaları, bayi ağına sahip tüm diğer sektör firmalarını sayabiliriz. Bu ürün ile finansal kurumların tüzel müşterilerinin e-defterlerini/mizanlarını kullanarak aylık olarak finansal durumlarını izleyebildikleri, mali tablolar üzerinden ulaşamadıkları kadar detaylı bilgilerle finansal analizler yapabildikleri ve kredi tahsis, pazarlama, veri analitiği gibi diğer departmanlara da bilgi akışı sağlayan bir sistem sunuyoruz. Yaptığımız tüm detaylı analizlerle birlikte dijitalleşme süreçlerinin doğal bir sonucu ve gerekliliği olan hızlı veri işleme konusunda da finansal kuruluşlara oldukça önemli bir avantaj sağlıyoruz.

Bir örnek vermek gerekirse, ticari kredi süreçlerinde firmaların mali analizlerinin yapılması zorunlu bir işlem. Sadece mali tablonun finansal kurumunun sistemine girilmesi 20 dakika gibi bir süre alıyor. Ardından aktarma ve arındırma süreci başlıyor ve bu işlem de firma başına 3-4 saat demek. Firma başına senede en az 2 defa yapılan bu süreç 10 bin kredili müşterisi olan bir banka için 80 bin saatlik bir çalışma anlamına geliyor. CreditBarometer ile bu süre ortalama bir firma için 1 dakikanın daha altında sürüyor.

CreditBarometer ile bir firmanın tüm detaylı finansal analizleri yapılarak risk izleme ve pazarlama fırsatları için son derece önemli verilere ulaşmak mümkün olduğu gibi sektörel analizler yapmak, firmaların kendi ölçek ve sektörlerindeki yerlerini tespit etmeye imkân veren verilere ulaşmak, birçok trend analizini sayısız rasyoya göre yapmakta mümkün. Tüm bu analizler ile finansal kuruluşun, risk yönetiminde ve stratejik kararlarında kullanabileceği verilere ulaşmasını da oldukça dinamik bir sistemle mümkün kılıyoruz.

Tüm bu analiz ve raporlama özelliklerinin yanında CreditBarometer konsolidasyon modülü ile grup firmaların finansal analizlerinin yapılması, work-flow modülü ile kredi tahsis iş akışlarının finansal kuruluş içerisinde takip edilmesi gibi kompleks süreçlere çözümler getiren özellikler de sunuyoruz.

 

“Türkiye’de veri temelli teknolojinin zorluklarından öte teknoloji üretmenin ve geliştirmenin bazı zorluklarından bahsetmek doğru olabilir. Buradaki en önemli çözüm gerektiren konunun, yeterli bilgi birikimine sahip insan kaynağına erişim olduğunu söyleyebiliriz.”

 

Benzer bir soruyu ticari kredi başvuru ve inceleme süreçlerinde fark yaratan FinBind ürününüz için de iletmek isterim. Sisteminizin çalışma prensibinden ve teknolojik işlevinden bahsedebilir misiniz? 

Muharrem UĞURELLİ: Bankadan, kredi kullanmak isteyen tüzel kuruluşların finansal incelemelerinin yapılabilmesi için mali veriler talep ediliyor ve bu veriler genel anlamda e-mail gibi iletişim yöntemleri ile finans kuruluşuna aktarılıyor. Bu durum, verilerin güvenliğinin ve gizliliğinin sağlanması ve analiz edilmesini oldukça zorlaştırıyor. FinBind ile mevcut duruma daha sistematik ve yenilikçi bir yaklaşım getiriyoruz. Firmaların verileri izin vermeleri durumunda “insan gözü görmeden” kaynağında şifrelenip yalnızca hedefte açılacak şekilde yani uçtan uca şifreli olarak transfer ediliyor. Böylece şirketler, gizliliği ve güvenliği son derece kritik olan finansal verileri güvenli ortamda paylaşmış oluyor ve paylaştıkları kurumları her zaman görebilme imkânı buluyor. Bununla birlikte finansal kuruluşlar da müşterilerinin verilerine hem güvenli hem de sistematik bir şekilde erişip çok daha sağlıklı analiz ve değerlendirmeler yapma imkanına kavuşuyor. FinBind sistemi ile eFatura, eDefter gibi eBelgeler transfer edilebileceği gibi, şirket ve finansal kuruluş arasında iletilmesi gereken tüm diğer verilerin de formatından bağımsız olarak güvenli bir şekilde transfer edilmesi mümkün. FinBind, Ar-Ge çalışmalarını başarıyla sonuçlandırdığımız ve çok yakında finans sektörünün hizmetine sunacağımız bir ürün. Bu kapsamda ülkemizin önde gelen ERP firmaları, özel entegratör firmaları ve bankaları ile yaptığımız anlaşmalar ile şirketler ve finansal kuruluşlar arasındaki veri akışında inovatif bir yaklaşımı hayata geçirecek olmanın heyecanını yaşıyoruz.

 

RiskMetre ürününüz yapay zekâ desteği ile nokta atışı öngörüler sunuyor. RiskMetre ile hangi avantajları sunuyorsunuz? 

Taner TORAMAN: RiskMetre ile şirketlerin kendilerinin veya tedarikçi/müşterilerinin detaylı finansal analizini çok kolay bir şekilde yapmalarını sağlayacağız. RiskMetre sayesinde işletmelerin yapay zekâ modelleri ile desteklenmiş ve bulunduğu sektör ortalamalarına göre hesaplanmış skoruna, yatay ve dikey analizlerine, rasyo analizlerine, Altman-Z skoru ve sektör ortalamaları gibi birçok bilgiye hızlı bir şekilde ulaşılabilir.

Bunu yaparken finansal ihtiyaçlarına da çözüm bulmaya çalışacağız. İşletmeler bankalarla yapacağımız anlaşmalarla bankacılık ürünlerine hızlı ve avantajlı bir şekilde başvurabilirken, ihtiyaçlarına uygun finansal danışmanlara da ulaşabilecekler.

Bireysel bankacılık hizmetlerindeki kolaylıkları KOBİ bankacılığına taşımak önceliğimiz olacak.

 

FinBind’ın HUB Yapısı nasıl işliyor? HUB dışında kalan müşterileriniz veri havuzuna nasıl ulaşıyor? 

Muharrem UĞURELLİ: FinBind ile temelde veri kaynağı ile finansal kuruluş arasında güvenli bir veri transfer köprüsü kuruyoruz. Böylece finansal kuruluşlar tek bir entegrasyon noktasından oldukça kapsamlı bir veri havuzuna erişebiliyor. Özel entegratör ve ERP firmaları ile geliştirdiğimiz iş birlikleri sayesinde bu havuzu her geçen gün genişletmeye devam ediyoruz. eDefter ve eFatura gibi finansal izlemede temel taşları oluşturan veriler de bu havuzun en önemli parçaları, dolayısıyla FinBind’ın müşteri izinleri ile finansal kuruşların erişimine aracılık ettiği veri havuzunun kapsamı bizim için son derece kritik. Bu bakış açısıyla hem FinBind ağına dahil olan özel entegratör sayısını artırıyor hem de bu verileri doğrudan ve aynı güvenlik hassasiyetleri ile müşteriden temin edilmesi gibi farklı alternatifleri de geliştiriyoruz.

 

 

2022 yılı bankalara sunduğumuz hizmetleri çeşitlendirirken faaliyet alanımızı genişletip ürünlerimizi diğer sektörlere de sunacağımız bir yıl olacak.

Son olarak 2022 beklentilerinizi sormak isterim. Bu yılın nasıl geçmesini bekliyorsunuz? Önümüzdeki dönem hedefleriniz eşliğinde müşterilerinizi hangi yeniliklerle karşılamaya hazırlanıyorsunuz? 

Taner TORAMAN: Şimdiden imzaladığımız anlaşmalarla 2022’yi güzel geçireceğimizi görüyoruz. Senelik hedefimizin yarısına üçüncü ay itibariyle ulaşıyoruz. Yurt dışı hedeflerimizi ve diğer ürünlerimizi çıkartma takvimimizi öne çektik. Arkamıza aldığımız rüzgârı değerlendiriyoruz. Beklediğimizden daha fazla büyüme gerçekleştirdiğimiz için bir sonraki sene görücüye çıkartmayı planladığımız RiskMetre gibi yeni ürünlerimizin takvimlerini öne çektik. 2022 içinde RiskMetre ve CreditBarometer’in yeni modüllerini sene bitmeden piyasaya sunmayı hedeflerken, müşterilerimizin de ihtiyaçlarını dinleyerek yol haritamızı şu şekilde belirledik:

  • Mali müşavir, muhasebe ve finans yöneticilerine eVergiDenetim, eFinansalAnaliz uygulamaları ile çalıştıkları firmalara ve müşterilerine daha katma değerli hizmet sunmalarına yardımcı olacağız.
  • CreditBarometer ve eDenetim de kullanılmak üzere eFatura ve eDefter’i verisel olarak ilişkilendirerek daha derin analizler yapılmasını sağlayacağız.
  • CreditBarometer’da sektör, bölge, segment gibi kriterlere göre çalışan bir modül ile verilerin toplu olarak analiz edilebilmesinin önünü açacağız.
  • FinBind kapsamında entegratör/erp firmaları yaptığımız iş birliği ile bankalara izinli veri aktarımını kolaylaştıracağız.

Özetlersek, bankalara sunduğumuz hizmetleri çeşitlendirirken faaliyet alanımızı genişletip ürünlerimizi diğer sektörlere de sunacağımız bir yıl olacak diyebiliriz.