Payneos Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı ile Fintechtime Ağustos sayısı için gerçekleştirdiğimiz röportaj yayında.
Yeni Nesil Ödeme ve Elektronik Belge Çözüm Platformu Payneos’un Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı ile bir araya gelerek girişimlerinin hikayesini öğrendik.
Payneos’un kuruluş hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Hangi sorunu çözmek için yola çıktınız, hangi aşamalardan geçtiniz şu an neredesiniz?
Son yıllarda, özellikle de Android tabanlı EFT POS cihazlarının piyasaya girişi ile birlikte EFT POS cihazların sadece ödeme değil aynı zamanda işletmelerin Andorid uygulamalarla entegre olarak çalışması, ödeme sistemlerine yeni bir soluk kazandırdı. Bu açılımın bir parçası olarak EFT POS cihazları dışında NFC özellikli android telefon ve tabletlerden de ödeme çözümü sağlayan Tap On Phone uygulamaları da pazarda yer almaya başladı. Dünya genelinde bu ürünlerin kullanıcıya ulaştırılması daha çok bankalar üzerinden gerçekleştiriliyordu. Bu noktada biz mevcuttaki ToP (Tap on Phone) çözümümüz üzerinden farklı bir alternatif sunarak ürünü bir SaaS ürün haline getirdik ve bu platformdan düşük maliyetli olarak kullanıcılara sunmaya karar verdik. Geldiğimiz noktada 2,5 yılı geride bıraktık ve bu sürede müşteri sayımız da 27 oldu. Şu anda da 22 tane ayrı iş ortağımız ve aktif olarak çalışan 55 bin tane terminalimiz var. Günde 100.000’den fazla işlem geçiriyoruz.
Payneos hakkında detay bilgi alabilir miyiz? Hangi ödeme çözümlerini sunuyorsunuz? Hedef kitlenizde kimler var, sektörde nasıl konumlanıyorsunuz?
Payneos Genel Müdürü Murat Sıcakkanlı, “Sektörde 2,5 yılı geride bıraktık ve bu sürede müşteri sayımızı 27’ye çıkardık. Şu anda da 22 tane ayrı iş ortağımız ve aktif olarak çalışan 55 bin tane terminalimiz var. Günde 100.000’den fazla işlem geçiriyoruz.”
Tam olarak bir SaaS çözümü olan ve sertifikasyonu da tamamlanmış ToP ürünümüzü tamamen özelleştirilebilir olarak müşterilerimize sunuyoruz ve bu noktada müşterilerin kendi satış uygulamalarına ürünümüzü hızlıca entegre edebilmesi sayesinde hem bu iş için harcanan süreyi azaltıyoruz hem de projenin sahaya çıkışını çok hızlandırıyoruz. Ürünümüz, özellikle kapıda ödeme alan kargo şirketleri, yiyecek ve içecek ödeme portalları ve ödeme lisansına sahip firmalar tarafından ciddi talep görüyor.
Bankalarla ve finteklerle ilişkileriniz nasıl? Referanslarınız arasında kimler var, iş birlikleriniz hakkında da bilgi alabilir miyiz?
Ödeme şirketleri ile çok yakın çalışıyoruz. Öyle ki, bugün sahada yer alan ödeme şirketlerinin neredeyse tamamı bizimle çalışıyor ve birçoğu da bizimle sahaya çıkmaya hazırlanıyor. Ayrıca ödeme şirketleri, çözüm sağladıkları e-ticaret müşterilerine bizimle birlikte fiziksel POS opsiyonunu da sunabiliyor.
Deneyimleriniz eşliğinde, Türkiye’de girişimci olmanın zorlukları ve “varsa” kolaylıkları nedir?
Türkiye’de girişimciliğin avantajlı ve dezavantajlı yanları var, yapımız gereği bizler hızlı karar verme uygulama ve sahaya çözüm üretmek gibi güçlü yanlarımız olduğu gibi yapılan ürünün ya da şirketin değeri konusunda da yurtdışındaki şirketlere göre dezavantajlarımız var. Ancak özellikle fintech konusunda burada üretilen çözümlerin yurtdışında da karşılığı olması nedeniyle biz burada yaptığımız işleri daha çok üretim merkezi olarak konumlandıracağımızı düşünüyoruz. Burada özellikle de erken girişim konularını olgunlaştırıp yurtdışında benzer şekilde ürünü ve platformu taşıyacağımızı düşünüyoruz.
Girişimlere yapmaları ve yapmamaları konusunda önerileriniz neler olur? Başarıya götüren yol haritasında neler yer almalı, nasıl bir yol izlenmeli?
Girişimde en kritik konulardan birisi ürünün hangi problemi çözdüğü, genelde yapılan hata ürünün özellikle mutfak hazırlığının çok fazla şirket içinde sahaya inmeden yapıldığı oluyor ama aslında girişimdeki en kritik konu problemi hızlı çözüp sahaya inmek zira ürün mutfakta değil sahada gelişiyor ve bu ürünü yapan kişinin de ürünün pazarda gelen tepkilere göre doğru pivotlara açık olması. Birçok kişi ürününe aşık olup maalesef bu pivot noktalarını kaçırıyor, o durumda da ürün ve çözüm ne kadar iyi olursa olsun doğru yere pivot etmediğinde maalesef karşılığını bulmuyor. O nedenle özellikle MVP’nin şartlarını doğru belirleyip hızlıca markete inip müşteri ile birlikte hızlıca ürünü pivot edenler bu yarışı kazanıyor.
