KPMG Türkiye’nin bankacılık sektörünün 2022 yılına kapsayıcı bir bakış sunan “Bankacılık Sektöre Bakış – 2023″ raporuna göre geçen yıl sektörün aktif toplamı 14,4 trilyon TL olurken mevduat hacmi 8,9 trilyon TL’ye ulaştı.
KPMG, bankacılık sektörü oyuncularının gündemi yakalayabilmesine ve sağlıklı bir yol haritası çizmesine katkıda bulunmak amacıyla sektörün 2022 yılına kapsayıcı bir bakış sunan raporunu yayımladı.
“Bankacılık Sektöre Bakış – 2023″ raporunda yer verilen Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre 2021 yılında Türkiye’de 57 olan banka sayısı 2022 yılı sonunda 58’e ulaştı. Bunların 32’si mevduat bankası, 3’ü TMSF’ye devredilen banka, 17’si kalkınma ve yatırım bankası, 6’sı katılım bankası oldu. Ancak, dijitalleşme ve müşteri tercihlerindeki değişimlere paralel olarak şube sayısındaki düşüş trendi Aralık 2022’ye kadar devam etti. 2021 yılında 9 bin 792 olan şube sayısı, 2022 yılında 131 adet azalarak 9 bin 661 seviyesine düştü. 2021 yılında sektörde 185 bin 248 olan çalışan sayısı ise 3 bin 439 kişi artarak 188 bin 687 oldu. Teknolojik dönüşüm ve dijitalleşmenin etkisi ile bankaların şubeleşme ve personel sayılarındaki eğilimlerin 2023 ve sonrasında da devam edeceği öngörülüyor.
KPMG Türkiye Bankacılık Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Kerem Vardar sektör hakkında yaptığı değerlendirmede, “2022 yılında yasal düzenlemelerin sıklıkla değişmesi yönetsel açıdan bankacılık sektörü için güçlükler yarattı. Bankacılık sektörünün ulusal ve global ekonomi içindeki öneminin yüksek olması ve özellikle de Türkiye’de, ekonomik koşulların belirsizliği ve ayrıca bankaların Türkiye finans sistemi içinde yüksek paya sahip olması sektörü önemli bir hale getirmekte ve sektördeki gelişmelerin izlenmesini gerekli kılmaktadır. Öte yandan Rusya – Ukrayna savaşı, küresel ekonomideki riskler, fonlama maliyetleri, sektör aktif kalitesi ve özellikle küresel çapta batan bankalar ile ilgili söylentiler de bankacılık sektörüne ilişkin riskleri oluşturuyor ve bu risklerin yakından takip edilmesi gerekiyor. Bu süreçte finansal olarak güçlü olan ülkeler ve sermaye yeterlilik oranı iyi olan bankaların bu risklerden daha az etkilenmesi bekleniyor. Bu nedenle sektörün sermaye yapısının güçlü olması önem arz ediyor. Biz de hazırladığımız bu rapor ile sektörün 2022 yılındaki genel durumuna ışık tutarak önümüzdeki yıllar için daha güçlü yol haritaları çizmelerine yardımcı olmayı hedefledik.” dedi.
Sektör bilançosu ve kârlılığı
Raporda yer alan verilere göre 2022 yılı sonu itibarıyla sektörün aktif toplamı 14,4 trilyon TL olurken mevduat hacmi 8,9 trilyon TL’ye ulaştı. Bu hacim, tarihi bir zirveye işaret etti. Bu yükselişin ana sebeplerinden biri olarak da dolarizasyonu ve döviz tevdiat hesaplarındaki (DTH) artışı önlemek amacıyla getirilen kur korumalı mevduat düzenlemesi ve buna bağlı olarak kur korumalı mevduatlarda yaşanan artış gösterildi. Sektör, 2022 yılı net kârı ise 431,6 milyar TL oldu. Bu, 2019, 2020 ve 2021 dönemlerinin toplam net kârının iki katından fazla olacak şekilde yani 2021 yıl sonu ile kıyaslandığında kârlılıkta yüzde 364,3 oranında bir artışa denk geliyor. Pandemi sonrası bu dönemde yakalanabilen bu kârlılık, sektörün özkaynaklarını desteklerken sektör oyuncularının uyum kabiliyetini ve yönetsel başarılarını da gösterdi.
Krediler
Önemli miktarda kredi büyümesinin yaşandığı son iki yılda, sektörün kredi hacmi 2022 yıl sonunda 7,6 trilyon TL’ye ulaştı. Döviz piyasasındaki oynaklık ve olumsuz beklentiler, ticari kredi kullananları yerli para cinsinden kredi kullanmaya yöneltti. Bu nedenle ticari kredi hacminin yarısından fazlası yerli para cinsinden gerçekleşti. Diğer taraftan faiz oranlarının düşük olmasının, insanları nakit kullanmak yerine banka kredisi kullanmaya yönelttiği görüldü. Kredilerin alt kalemlerine bakıldığında 2022 yıl sonu itibarıyla tüketici kredilerinin toplam içinden aldığı payın yüzde 20,1’den yüzde 20,3’e yükseldiği görüldü. Tüketici kredilerinin de alt kalemlerinde ihtiyaç ve konut kredilerinin paylarını koruduğu göze çarptı. Konut fiyatlarında yıl genelinde yaşanan artışlar ve kredi faiz oranlarındaki yükselişler sebebiyle konut kredilerinin büyüme oranının diğer tüketici kredisi enstrümanlarının altında kaldığı görülse de toplam hacim 300 milyar TL eşiğini aştı. Sektörde yaşanan kredi hacmindeki büyüme ve BDDK tarafından alınan kararlar sayesinde takipteki alacakların oranı 2022 yılında yüzde 2,10’a geriledi. Bu oran son beş yılın en düşük oranı oldu. Takipteki alacaklar oranı; 2018 yılını yüzde 3,87, 2019 yılını yüzde 5,36, 2020 yılını yüzde 4,08, 2021 yılını yüzde 3,15 oranları ile kapatmıştı. Sektör, 2022 yılını 163 milyar TL takipteki alacak hacmi ile kapattı.
Mevduatlar
Bankaların kaynakları içinde en büyük fon kaynağı durumunda olan mevduat + katılım fonu 2022 sonunda; 2021 yılı sonuna göre yüzde 67,1 artışla 8,86 trilyon TL oldu. Sektörün mevduat tabanı 2022 yıl sonunda 8 trilyon TL’yi geçti. Toplam mevduat pastası içinde yabancı para ve yabancı paraya endeksli olan kıymetli madenler mevduatının payı 2022 yıl sonu itibarıyla yüzde 43,6 oldu. Dolarizasyona karşı alınan önlemler çerçevesinde geliştirilen ve 20 Aralık 2021 tarihinde uygulamaya konulan kur korumalı mevduat ise bu hacmin gerilemesine yol açtı. Yapılan düzenlemeler çerçevesinde DTH’larını TL’ye çeviren mükelleflerin, dönüşüm esnasında oluşan kur farkı kazançları da dâhil olmak üzere elde edecekleri faiz ve kâr paylarının vergiden istisna tutulması da önemli bir teşvik edici bir unsur oldu.
Dijital bankacılık
Diğer taraftan tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dijital bankacılık hızla gelişiyor. Raporda yer alan TBB verilerine göre Türkiye’de 2022 yılında aktif dijital bankacılık müşteri sayısı geçen yıla göre 16 milyon 549 bin kişi artarak 94 milyon 390 bin kişiye ulaştı. Bu sayının 2 milyon 301 bin kişisi “sadece internet bankacılığı” işlemi yaparken, 82 milyon 304 bin kişisi “sadece mobil bankacılık” işlemi yaptı. Hem internet hem mobil bankacılık işlemi yapan kullanıcı sayısı ise 9 milyon 786 bin kişi oldu. Bu nedenle, giderek şube bankacılığı yerini dijital bankacılığa bırakmaya başladı.