“Fintek Dünyasının Kadın Lideri” Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin ile gerçekleştirdiğimiz özel röportaj, Fintechtime Mart sayısında yer aldı.
2024 yılı sizin için nasıl geçti? Belirlediğiniz hedeflerin ne kadarına ulaşıldı? Sizi en çok gururlandıran başarılarınız nelerdi?
Visa, 2024 yılında ödeme ekosistemini iyileştirmeye ve güvenliği artırmaya yönelik önemli yatırımlarla Türkiye’deki 40. yılını kutladı. Ağımızın güvenliğini, yenilikçiliğini ve dayanıklılığını sağlamak için son beş yılda 10 milyar dolar yatırım gerçekleştirdik. Küresel olarak 40 milyar dolar tutarındaki dolandırıcılık girişimini önledik. Ek olarak, A2A Ödemeleri için Visa Protect’i hayata geçirdik. Böylelikle, para hesaptan çıkmadan önce şüpheli işlemleri durduruyoruz. Fintech ekosistemine verdiğimiz desteği, Visa Avrupa İnovasyon Programı (VIPE) ile sürdürdük ve startup’ların uluslararası pazarlara açılmasına katkıda bulunduk.
Spor ve sosyal sorumluluk alanında da değer yaratmayı sürdürdük. 2024 Paris Olimpiyatları’nda Team Visa sporcularımız Öznur Cüre Girdi ve Buse Naz Çakıroğlu sırasıyla altın madalya ve gümüş madalyanın sahibi oldu. Visa Cash App RB Formula One ile yaptığımız iş birliğiyle ise Türkiye’de ilk kez bir Formula 1 aracı ve sürücü tulumunda İş Bankası logosu yer aldı. Olimpik Değerler Eğitimi projemiz ile depremden etkilenen çocukları sportif faaliyetlere dahil ettik. 2025 yılında da güçlü iş birlikleri ve inovasyonlarla güvenli, hızlı ve yenilikçi ödeme çözümleri sunmaya devam etmeyi hedefliyoruz.
Sektörün mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? İş birliği fırsatları, rekabet ortamı ve pazar dinamikleri hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Gelişmekte olan teknolojiler, işletmelerin ve tüketicilerin etkileşim kurma şeklini dönüştürüyor. Kişiselleştirme ve güvenlik artık standart beklentiler haline geldi ve rekabet her zamankinden daha yüksek. Türkiye’deki 40. yılımızı kutlarken, inovasyonla bireyleri güçlendirmek, ticareti desteklemek ve daha güvenli ödeme süreçleri sunmak için çözümler, ortaklıklar ve iş birlikleri geliştirmeye devam ediyoruz.
VIPE aracılığıyla fintech ekosistemine verdiğimiz destek, bu iş birliklerinin en iyi örneği. Bu program, fintech’lere finans, pazarlama, yatırım ve yeni pazarlara açılma gibi konularda alanlarında uzman isimlerden mentorluk alma imkanı sağlıyor. Türkiye’de kurulan birçok fintech, bu program aracılığıyla uluslararası iş birlikleri kurdu. Ödeme sistemlerinin geleceğinin, teknoloji şirketleri, finans kurumları ve işletmeler arasındaki güçlü iş birliklerinde, güvenli ve kolay ödeme süreçleri için yeni standartlar belirlemede ve önemli sosyal kazanımlara yol açmada yattığına inanıyoruz.
Aynı zamanda e-ticaretin, güvenlik ve ödeme teknolojilerindeki gelişmelerin etkisiyle küresel perakende sektöründeki konumunu güçlendirmesi de beklentiler arasında. Avrupa’daki işlemlerin %50’sini güvence altına alan tokenizasyon teknolojisi, tüketici güvenini ve harcamalarını artırmada önemli bir inovasyon olarak öne çıkıyor. Click to Pay gibi teknolojiler sorunsuz bir ödeme deneyimi sunuyor ve Z kuşağından gelen kişiselleştirme talebi de bu eğilimi hızlandırıyor. Dijital kimlik çözümleri ise kolaylığı ve güveni de artırıyor. Bu yeniliklerin önümüzdeki yıllarda önemli bir küresel büyüme sağlayacağını tahmin ediyoruz.
Şu anki gündeminizdeki öncelikler neler? Yakın ve uzun vadeli hedefleriniz arasında öne çıkan projeler nelerdir?
Yapay zekâ teknolojisi, ödeme deneyimlerini kişiselleştirmede ve dolandırıcılık girişimlerini tespit etmede önemli bir rol oynamaya devam edecek. Visa’nın gerçek zamanlı yapay zekâ ödeme koruma teknolojisi geliştiren bir şirketi satın alması, dolandırıcılığa karşı koruma sağlama kapasitemizi güçlendirerek tüm dünyadaki müşterilerimiz ve tüketiciler için daha fazla güvenlik sağlıyor.
Yüz ve parmak izi tanıma gibi kimlik doğrulama teknolojileri de sağladığı güvenlik ve kullanım kolaylığı ile ön planda kalmaya devam edecek. Hesaptan hesaba ve anlık ödemeler küresel olarak ivme kazanırken, üçüncü parti finansal ürün ve hizmetlerin finansal olmayan dijital platformlara entegrasyonu ile gömülü finans daha da yaygın hale gelecek. Visa Direct gibi platformların uluslararası işlemlerin hızını ve kolaylığını artırmasıyla, uluslararası ödemeler daha verimli hale gelecek.
Küresel fintech ekosisteminin nasıl gelişeceğini düşünüyorsunuz? Önümüzdeki dönemde hangi teknolojiler ve trendler hayatımızı şekillendirecek?
Fintech ekosistemi ve ödeme ekosistemi birbirini besleyen ve birlikte dönüşen dinamik yapılar. Yapay zekâ, dijital kimlik, anlık ödemeler, gömülü finans ve blockchain gibi teknolojiler yalnızca finansal hizmetleri değil, ticareti ve tüketici deneyimini de yeniden tanımlıyor. Ödeme çözümleri, yalnızca bir işlem aracı olmaktan çıkarak, finansal kapsayıcılığı artıran, işletmeleri büyüten ve bireylerin hayatını kolaylaştıran değer yaratma mekanizmalarına dönüşüyor.
Bu dönüşüm, yeni nesil finans kuruluşları, teknoloji sağlayıcıları ve geleneksel bankalar arasındaki iş birliklerini güçlendirebilmek için, regülasyonların da yenilikçiliği destekleyecek şekilde evrilmesini gerektiriyor. Açık bankacılık ve gömülü finans çözümleri tüketicilere daha fazla seçenek ve esneklik sunarken, işletmelere de finansal hizmetleri iş modellerine entegre etme fırsatı veriyor.
Visa olarak, küresel ödeme ağımız, yenilikçi çözümlerimiz ve güçlü iş birliklerimiz aracılığıyla bu dönüşüme öncülük ediyoruz. Finansal katılımı artırarak, güvenli, hızlı ve sorunsuz ödeme deneyimleri sunuyor, daha fazla bireyi ve işletmeyi dijital ekonomiye dahil etmeyi amaçlıyoruz. Küçük işletmelerden büyük ölçekli kuruluşlara kadar herkesin finansal sistemin fırsatlarından eşit şekilde yararlanmasını sağlamak için teknoloji ve inovasyona odaklanıyoruz.
2024 yılına ve fintek sektörüne dair değerlendirmelerinizle başladık. Şimdi biraz daha kişisel bir yolculuğa çıkalım ve liderlik hikayenizin, ilham verici bakış açılarınızın izini sürelim. Kadın liderliğinin sektördeki etkisini ve sizin kariyer yolculuğunuzu daha yakından tanımak istiyoruz.
Fintech sektörüne nasıl adım attınız? Bu yolculukta sizi motive eden şey neydi?
Finans sektöründeki uzun yıllara dayanan ve stratejik yönetim pozisyonlarında edindiğim deneyimlerim, fintech ekosistemine geçişimde güçlü bir temel oluşturdu. En motive edici faktör, finansal hizmetlerin dijital dönüşümüne katkıda bulunma ve yenilikçi çözümlerle daha geniş bir kitleye finansal kapsayıcılık sunma fırsatıydı.
Fintech sektörü çoğu zaman erkek egemen olarak görülse de birçok kadın liderin başarısına şahit olmak, kadınların sektördeki yerini güçlendirmek ve onlara örnek olabilmek için bana ilham verdi. Sektörümüze yeni giren ya da kariyerlerinde bir adım daha atacak olan genç kadınlara ilham vermeyi umuyorum.
Kadın liderler fintech sektörüne nasıl bir vizyon getiriyor? Farklı bakış açılarının sektörde nasıl bir değişim yarattığını düşünüyorsunuz?
Kapsayıcılık, eşitlik ve çeşitlilik, DNA’sında inovasyon olan fintech başta olmak üzere, tüm sektörler için hayati önem taşıyor. Kadınların artan temsili ve çeşitlilik birçok olumlu etkiye sahip. Kadın liderler, farklı deneyimleri ve bakış açıları ile finansal teknolojilerde yenilikçi çözümler geliştirilmesine katkı sağlıyor. Genç kadın profesyonellere ilham veriyor ve sektöre katılımlarını teşvik ederek kadın temsilinde sürdürülebilir bir artışı destekliyorlar. Bu süreç, iş birliği için yeni fırsatlar yaratmakla kalmıyor, yenilikçi proje ve girişimlerin önünü açarak fintech sektörünün gelişimine katkıda bulunuyor.
Fintech alanında kadın girişimciler için ne gibi fırsatlar görüyorsunuz? Firmanızda bu potansiyeli destekleyen uygulamalarınız var mı?
Fırsat eşitliği sunan bir işveren anlayışı ile kadınlar için açık kapılar yaratmak esastır. Visa’da eşitlik ve kapsayıcılığı, cinsiyetle sınırlı olmayan geniş bir kabul anlayışı olarak görüyoruz. Herkes için olumlu ve dönüştürücü bir etki yaratmak için çalışıyoruz. Dünya genelinde çalışanlarımızın %42’si kadın ve Avrupa CEO’muz ve Güney Avrupa bölgesindeki Bölge Genel Müdürümüz de dahil olmak üzere organizasyonumuzun kilit alanlarında güçlü bir kadın liderliği bulunuyor. Aynı şekilde Türkiye’de de birçok önemli pozisyonda kadın yöneticilerimiz var.
Ancak önceliğimiz yalnızca eşitlik değil, aynı zamanda adalet. Kurum içinde bu değerleri benimsiyor, müşterilerimizin, paydaşlarımızın ve tüketicilerimizin farklı ihtiyaç ve beklentilerine cevap veren çözümler üretiyoruz. Visa Avrupa İnovasyon Programı (VIPE), fintech’lerin pazara erişim sürecini hızlandırarak potansiyel iş ortaklarıyla bir araya gelmelerini ve çözümlerinin ticarileşmesini destekliyor. 200 ülkeye yayılan güçlü ağımız ve Türkiye’deki 40 yıllık uzmanlığımız ile fintech’leri ihtiyaçlarına göre alanında uzman mentorlarla bir araya getirerek gelişimlerine destek oluyoruz.
Kadın liderlerin öncülüğünde çalışan bir fintech şirketinin sektörde nasıl bir etkisi olduğunu gözlemliyorsunuz?
Fintech dünyasında kadınların temsili, inovasyonu yeni zirvelere taşıyor. Fintech, doğası gereği yenilikçi bir alan, ancak gerçek inovasyonun, hayatın her alanında eşitlik ve çeşitliliğin benimsenmesiyle sağlanacağına inanıyoruz. Kadınların farklı bakış açıları, çözüm derinliğinin artmasında çok önemli bir rol oynuyor.
Visa olarak, 1958 yılından bu yana tüm dünyada ve 40 yıldır da Türkiye’de inovasyonun öncüsüyüz. Kapsayıcı yaklaşımımızla, çeşitliliği iş kültürümüzün merkezine koyuyoruz. Kadınların katılımı sadece finansal teknolojilerde teknik çözümleri değil, aynı zamanda toplum üzerinde kalıcı etkisi olan sosyal inovasyonları da beraberinde getiriyor. Sektördeki kadınların varlığı arttıkça, finansal teknolojilerin kapsamı ve etkisi de artarak daha güçlü, daha ilham verici bir sektör ortaya çıkıyor.
Kadınlar için daha kapsayıcı ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratmak için önerileriniz nelerdir?
Kadınlar için daha kapsayıcı ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratmak için hem toplumsal bakış açılarının hem de şirket politikalarının dönüşümünü gerektiriyor. Kadınların eşit fırsatlarla kendilerini geliştirebilecekleri bir ortamın sağlanması ise bu dönüşümün ilk adımlardan biri. Mentorluk programları, çeşitliliği ve kapsayıcılığı artırmak ve kadınların karar alma süreçlerinde daha fazla yer almasını sağlamak için oldukça önemli. Esnek çalışma saatleri ve aile dostu politikalar, kadınların iş-yaşam dengesini kurabilmelerine yardımcı oluyor. Biz Visa’da hibrit çalışma düzenimizle, çalışma arkadaşlarımızın ev ve ofiste geçirecekleri zamanı etkin bir şekilde yönetmelerine imkân tanıyoruz.
İşe alım süreçlerinde çeşitliliğin artırılması, fırsat eşitliği sunulması, kadınların yetenek ve becerilerine değer verildiğini hissetmelerini sağlamak kritik önem taşıyor. Visa olarak, tüm bireylerin hak ettikleri fırsatları elde etmelerini sağlamak için cinsiyetle sınırlı olmamak üzere tüm alanlarda kapsayıcılığı benimsiyoruz. Bu yaklaşımı benimseyerek, dünyanın dört bir yanındaki kadınlara ilham veriyor, toplumsal eşitlik ve fırsatları her alanda güçlendiriyoruz.
Liderlik yolculuğunuzda sizi çok etkileyen bir deneyiminiz var mı? Bu süreçten çıkardığınız en önemli ders neydi?

Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin
Liderlik yolculuğumu önemli ölçüde etkileyen deneyimlerden biri, finans sektöründen ödemeler ekosistemine geçişim oldu. Bankacılık ve finans sektöründeki stratejik yönetim pozisyonlarında edindiğim deneyimim, bu değişim için güçlü bir temel oluşturdu. En motive edici faktör, finansal hizmetlerin dijital dönüşümüne katkıda bulunma ve yenilikçi çözümlerle daha geniş bir kitleye finansal kapsayıcılık sunma fırsatıydı.
Bu yolculuktan öğrendiğim en önemli derslerden biri, iş birliğinin ve çeşitliliğin gücü. Kapsamlı ve etkili stratejiler geliştirmek için farklı bakış açıları ve deneyimler büyük önem taşıyor.
Kadınların fintech alanında daha görünür olması için neler yapılabilir? Genç kadınlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Kadınların fintech sektöründe daha görünür hale gelmesinde, sektörümüzdeki güçlü rol modeller büyük önem teşkil ediyor. Kadınların başarı hikayelerini duyurmak kariyerlerini bu alanda ilerletmek ya da bu alana adım atmak isteyen gençlerimizin motivasyonu açısından çok değerli. DNA’sında inovasyon olan fintech sektörü, bu anlamda bir “toplumsal inovasyonu” da teşvik etmeli.
Gençlere tavsiyem yollarına cesaret ve kararlılıkla devam etmeleri. Fintech sektörü dinamik ve hızla değişen bir alan olduğu için gençlerin de kendilerini sürekli geliştirmeleri ve yeni donanımlar kazanmaları çok önemli. Dijital dünyayı anlamak ve yenilikçi düşünme yeteneklerini güçlendirmek, sektörde başarının anahtarı. Son olarak gençlere, yalnızca fırsatları beklemek yerine, bu fırsatları yaratmak için çalışmalarını tavsiye ediyorum.
Bir lider olarak başarıyı nasıl tanımlarsınız? Gelecekte ulaşmak istediğiniz en büyük hedefiniz nedir?
Bir lider olarak başarıyı, organizasyonu hedeflerine doğru yönlendirirken başkalarına ellerinden gelenin en iyisini yapmaları için ilham vermek ve onları güçlendirmekle ilişkilendiriyorum. Pozitif ve kapsayıcı bir çalışma ortamı yaratmak, yeniliği teşvik etmek ve ekibin kendini değerli ve motive hissetmesini sağlamak çok önemli. Başarının aynı zamanda değişime uyum sağlamakla, zorluklarla başa çıkabilmekle ve kendini sürekli geliştirmekle de ilgili olduğunu düşünüyorum.
Bana göre başarı, oldukça kişisel bir kavram ve birlikte çalıştığım insanlar ve parçası olduğum sektör üzerinde anlamlı bir etki yaratmakla ilgili. En büyük hedeflerimden biri, güvenli ve kolay ödeme süreçleri için yeni standartlar belirlemek, teknoloji şirketleri, finans kurumları ve işletmeler arasındaki güçlü iş birlikleri sayesinde önemli sosyal kazanımların elde edilmesine imkân sağlamak. Finansal katılımı artırmak ve bireyler ve işletmeler için güvenli, hızlı ve sorunsuz ödeme deneyimleri sağlamak benim için çok önemli.
Teknolojinin finansal hizmetlerle buluşmasının sektörümüzü ve bireyleri nasıl dönüştürdüğüne tanık olmak, bu yolculukta bana ilham vermeye devam ediyor. Ben de sektörümüze yeni adım atan veya adım atmayı düşünen genç kadınlara ilham olmayı umuyorum.