MoneyPay Finansal Teknoloji Genel Müdürü Bulut Arukel ile Fintechtime Haziran sayısı için gerçekleştirdiğimiz özel röportaj yayında.

Türkiye’nin en büyük B2B finansal teknoloji platformu olma hedefiyle yola çıkan MoneyPay Finansal Teknoloji, kuruluşunun üzerinden henüz bir yıl geçmeden dikkat çekici bir başarıya imza attı. İlk yılı için belirlediği 100 milyon Türk lirası işlem hacmi hedefini sadece dördüncü ayında 10 kat aşarak, pazardaki iddiasını net biçimde ortaya koydu. Migros’un perakende sektöründeki dijitalleşme vizyonunu, fintek iştiraki MoneyPay Finansal Teknoloji ile buluşturan bu yapı; Colendi iş birliğiyle teknoloji altyapısını güçlendirerek finansal çözümler alanında uçtan uca hizmet sunuyor. Tedarikçi yönetiminden veri güvenliğine, nakit akışından müşteri sadakatine kadar uzanan geniş çözüm portföyüyle MoneyPay Finansal Teknoloji, Fintek 2.0 vizyonunun somut bir örneğini temsil ediyor. Bu etkileyici büyüme ivmesini ve fintek sektöründe önümüzdeki döneme dair öngörülerini, şirketin Genel Müdürü Bulut Arukel ile konuştuk.

 

MoneyPay Finansal Teknoloji fikri nasıl ortaya çıktı? Bu yolculuğun başında sizi harekete geçiren ihtiyaç ve vizyon neydi?

MoneyPay Finansal Teknoloji, yalnızca mevcut ihtiyaçlara çözüm sunmak için değil; geleceğin finansal teknolojilerine bugünden yön verebilmek amacıyla kuruldu. MoneyPay Finansal Teknoloji tahsilatları otomatize edip bankalarda nakit yönetimi ürünlerini tek bir platformdan yönetme fırsatı sunan, tedarikten tahsilata Türkiye’nin en büyük ticari ekosistemindeki işletmelerin tüm finansal operasyonlarını dijitalleştirme vizyonuyla doğdu. Anadolu Grubu gibi büyük bir ekosisteme yayılan bir yapının tedarik, tahsilat, bayi ve fatura yönetimi gibi alanlardaki işlerini, bu yapıya özel ama aynı zamanda tüm sektörel ekosistemlere uygulanabilir bir fintek yapısı ile inşaa ettik. Bu ihtiyaç yalnızca grubun içinde değil; pazarda benzer dağıtım, perakende ve üretim ağına sahip binlerce işletmede de karşılığını bulabilecek kadar yaygın… Biz bu ihtiyacı; çevik, modüler, uyarlanabilir bir teknoloji altyapısı ve işlevsel ürün setiyle karşılamaya karar verdik. Vizyonumuz, işletmelerin karmaşık finansal süreçlerini görünür, yönetilebilir ve sürdürülebilir hale getiren bir B2B fintek platformu kurmaktı. Bu şirketi, doğrudan bir teknoloji şirketi yatırımı olarak kurguladık. Yani doğrudan canlı bir operasyonel gerçeklikten doğan ve büyüyen bir teknoloji şirketinden söz ediyoruz.

MoneyPay Finansal Teknoloji; ödeme sistemlerinden tahsilat yönetimine, dijital cüzdan altyapılarından banka entegrasyonlarına, tedarikçi finansmanından kredili alışveriş çözümlerine kadar uzanan geniş bir yelpazede çalışıyor. Bu hizmetler, daha önce birbirinden ayrı olarak yönetilen süreçleri tek merkezde toplarken; yapay zekâ destekli skorlamalar, işlem bazlı öneri sistemleri ve dinamik finans yönetim araçlarıyla da sürekli öğrenen ve gelişen bir yapıya sahip. Aynı zamanda, regülasyonlara tam uyum sağlayan, güvenli veri işleme altyapılarıyla desteklenmiş sistemler kurarak, finansal süreçlerde hız kadar güveni de önceliklendiriyoruz. Bu anlamda MoneyPay Finansal Teknoloji, yalnızca bir yazılım geliştirici değil; kurumların tüm finansal süreçlerini dönüştürebilecek stratejik bir iş ortağı olarak konumlanıyor.

 

Yola çıkarken “Türkiye’nin en büyük B2B fintek platformu olmak” gibi iddialı bir hedefiniz vardı. Bugün geldiğiniz noktada bu hedefin neresindesiniz?

MoneyPay Finansal Teknoloji Genel Müdürü Bulut Arukel, “MoneyPay Finansal Teknoloji, yalnızca bir yazılım geliştirici değil; kurumların tüm finansal süreçlerini dönüştürebilecek stratejik bir iş ortağı olarak konumlanıyor.”

MoneyPay Finansal Teknoloji Genel Müdürü Bulut Arukel, “MoneyPay Finansal Teknoloji, yalnızca bir yazılım geliştirici değil; kurumların tüm finansal süreçlerini dönüştürebilecek stratejik bir iş ortağı olarak konumlanıyor.”

Bu iddia bizim için sadece sayısal büyüklük değil, kapsayıcılık ve etki gücü anlamına geliyor. MoneyPay Finansal Teknoloji olarak yola çıktığımızda ilk yılımız için 100 milyon TL işlem hacmi hedefi koymuştuk; sadece dördüncü ayımızda bu rakamı 10 kat aştık.  MoneyPay Finansal Teknoloji, doğrudan eriştiği 350 binden fazla, dolaylı eriştiği 550 binden fazla işletmeyle Türkiye’deki toplam ticari işletmelerin yaklaşık yarısına ulaşan bir ekosistemin parçası. Biz bu hacmi işletmelere sunduğumuz operasyonel verimlilik, tahsilat optimizasyonu ve dijitalleşme çözümleriyle katma değere dönüştürmek istiyoruz. Aynı zamanda tedarikçi, bayi, perakendeci ve hizmet sağlayıcısı gibi farklı işletme türlerinin tamamının dijital finansal dönüşümüne hizmet veren, veri odaklı bir fintek platformu yaratıyoruz. Bu vizyon çok önemli ve atılan adımın etkilerini de sahada görmeye başladık.

 

Kuruluşunuzdan bu yana geçen 6 ayda sizi en çok şaşırtan gelişme ne oldu? Beklentilerinizin ötesine geçen veya yön değiştirmenize neden olan önemli bir içgörü oldu mu?

Bizi en çok şaşırtan şey, ürünlerin sadeleştirilmiş yapısının pazarda bu kadar hızlı bir karşılık bulması oldu. Biz birçok ürünü, uzun pilot dönemleriyle iterasyon yaparak geliştireceğimizi varsaymıştık. Ancak daha ilk versiyonları sahaya sunduğumuzda, özellikle bayi ve tedarikçi tarafından yoğun talep geldi. Bu da bize şunu gösterdi; finansal operasyonlarda yalınlığın karşılığı her zamankinden daha fazla. KOBİ’ler ve kurumsal firmalar arasında ortak bir noktada buluşan dijital çözülmesi gereken birçok finansal ihtiyaç var. Karmaşık çözümler değil, anlaşılır ve doğrudan fayda sunan sistemler tercih ediliyor.

Büyümemizin arkasında da üç temel faktör var. Birincisi, az önce de vurguladığım gibi, sahadaki ihtiyaca doğrudan temas eden ürün tasarımı. İşletmelerin ödeme akışı, tahsilat ve bayi ilişkileri gibi gerçek problemlerine çözüm getirdik. İkinci önemli nokta, mevcut grup içi ağ için uygun, ölçeklenebilir ve test edilmiş bir sistem geliştirmemiz ve süreçleri yalınlaştırmayı başarmamız. Üçüncüsü ise teknoloji ve iş birimlerinin birlikte çalıştığı senkronize yapımız. Ürünler sadece yazılım olarak değil, saha operasyonunun ayrılmaz bir parçası olarak konumlandı. Bu da benimsenme süresini büyük ölçüde kısalttı. Elbette ekibimizin uzun yıllara dayanan sektörel tecrübesi hem ürün tasarımını hem de sahayı dinleme becerimizi çok artırdı.

 

Şu anda dört farklı nakit yönetimi çözümü sunuyorsunuz. Bu ürünleri geliştirirken işletmelerin hangi temel operasyonel sorunlarına odaklandınız?

İşletmelerin yaşadığı en temel sorunlardan biri, nakit akışının tahsilat, fatura yönetimi ve tedarik ilişkileriyle kopuk bir şekilde ilerlemesi. Bu kopukluk hem verimliliği düşürüyor hem de riski artırıyor. Biz bu ürünleri geliştirirken öncelikle şu üç başlığa odaklandık:

Merkezileşme: Dağınık veriyi tek platformda, görünür kıl.

Tahsilat Süreçlerinin Otomasyonu: Geciken alacaklar, manuel takip maliyetleri ve insan hataları kaynaklı yükleri ortadan kaldır.

Veriye Dayalı Karar: İşletmenin ödeme davranışı, fatura vadesi, nakit pozisyonu gibi verilerle tahsilat riskini gerçek zamanlı modelleyen yapay zekâ temelli yapılar oluştur.

Bu sayede sadece operasyonel değil, stratejik kararları da etkileyen bir yapı inşa ettik. Ayrıca işletmenin maliyeti önceden görmesini sağlayan öngörü sistemleriyle tahsilatın sürdürülebilirliğini artırıyoruz. Yani aslında formül tam da bu…

 

Tedarikçi ve bayi yönetimi alanında geleneksel modellerin dışına çıktınız. MoneyPay Finansal Teknoloji bu süreçlerde işletmelere hangi farklılıkları ve avantajları sunuyor?

MoneyPay Finansal Teknoloji’den beklentimiz yalnızca süreçleri dijitalleştirmek değil. Daha düşük maliyetle daha yüksek hız, daha az hata ile daha fazla kontrol sağlamak. Operasyonel verimlilikle birlikte, karar alma süreçlerini hızlandıran analitik altyapılar ve sürdürülebilir dijital çözümler geliştirmek en temel hedeflerimizden biri. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin teknoloji ihracatı potansiyeline katkıda bulunmak ve Migros’un bu alandaki öncülüğünü yurt dışına da taşıyacak modeller üretmek istiyoruz. MoneyPay Finansal Teknoloji bu anlamda sadece bir şirket değil; fintek 2.0 yaklaşımının Türkiye’deki öncülerinden biri olma iddiasıyla yola çıkmış stratejik bir yapı. Bugün birçok kurum için finansal teknolojiler hâlâ operasyonel bir araçken, biz bu alana stratejik bir büyüme alanı, bir iş modeli ve bir katma değer merkezi olarak yaklaşıyoruz.

Geleneksel yapıdaki en büyük sorun şeffaflık eksikliği ve veri akışının zamanlamaya uyumlu olmaması. Bizim sunduğumuz yapı hem bayi hem tedarikçi tarafında uçtan uca bir dijital izleme ve yönetim ortamı yaratıyor. Tedarikçiler, alacaklarının ne zaman, kim tarafından, hangi sistemle tahsil edileceğini anlık olarak görebiliyor. Bayiler ise gecikme yaşamadan ödeme planlarını düzenleyebiliyor ve erken ödeme kampanyalarından faydalanabiliyor. Ayrıca bu model, finansmana erişim ihtiyacı olan tedarikçilerin puanlanmasını ve risk skorlamasını da içeriyor. Böylece daha düşük maliyetle fonlama alternatifleri yaratılabiliyor. Kısacası MoneyPay Finansal Teknoloji, bu süreci sadece yönetmiyor; aynı zamanda optimize ediyor ve finansal erişimi demokratikleştiriyor.

 

Bu yaklaşımınız, hedef kitlenizi nasıl şekillendiriyor? MoneyPay Finansal Teknoloji’nin odağında daha çok büyük ölçekli kurumsal yapılar mı var, yoksa KOBİ’lere yönelik özel çözümler de sunuyor musunuz?

MoneyPay Finansal Teknoloji’nin en büyük avantajı hem büyük ölçekli kurumsal yapılara hem de KOBİ’lere hitap edebilen modüler bir platform mimarisine sahip olması. Kurumsal firmalar için çoklu tedarikçi ağı, karmaşık fatura süreçleri ve entegrasyon ihtiyaçlarına uyumlu çözümler geliştiriyoruz. KOBİ’ler tarafında ise daha sade, kullanımı kolay ama aynı derecede güçlü nakit akışı ve tahsilat modülleri sunuyoruz. Yani bir ERP ile entegre şekilde çalışan büyük bir üreticiyle, tek şubeli bir perakendecinin ihtiyaçlarını aynı platformda, farklı arayüzlerle çözüyoruz. Her ikisi de dijitalleşmeden kazanıyor; sadece ölçekleri ve ihtiyaçları farklı.

 

Ürünlerinizi hem kurumsal şirketler hem de KOBİ’ler için ölçeklendirebiliyorsunuz. Bu geçişi teknik ve operasyonel anlamda nasıl yönetiyorsunuz?

MoneyPay Finansal Teknoloji Genel Müdürü Bulut Arukel, “MoneyPay Finansal Teknoloji’den beklentimiz yalnızca süreçleri dijitalleştirmek değil. Daha düşük maliyetle daha yüksek hız, daha az hata ile daha fazla kontrol sağlamak.”

MoneyPay Finansal Teknoloji Genel Müdürü Bulut Arukel, “MoneyPay Finansal Teknoloji’den beklentimiz yalnızca süreçleri dijitalleştirmek değil. Daha düşük maliyetle daha yüksek hız, daha az hata ile daha fazla kontrol sağlamak.”

Bu ölçeklenebilirliğin sırrı, altyapımızı baştan ‘modüler’ ve ‘servis odaklı’ kurgulamamızda yatıyor. Yani her ürünümüz, mikroservis mimarisine göre inşa edildi. Kurumsal bir yapı isterse kendi ERP’siyle entegre çalışabiliyor. Küçük işletmeler için ise doğrudan bulut tabanlı, kurulum gerektirmeyen bir deneyim sunuyoruz. Özetle; her iki tarafa da aynı sistemin farklı versiyonlarını değil, ihtiyaçlarına göre şekillenmiş arayüzler sunuyoruz. Bu model bize pazarda hem yatay (farklı sektörler) hem de dikey (farklı ölçekler) büyüme imkânı sağlıyor.

Büyük kurumlarla dijital dönüşüm süreçlerine girmek, yalnızca teknik bir mesele değil—tam anlamıyla bir kültür yönetimi. Bu deneyim bize entegrasyonun sadece yazılım konusu olmadığını aynı zamanda insan ve iş akışı entegrasyonu olduğunu gösterdi. Başarıya ulaşmak için değişim yönetimi yapısal hale getirilmeli, ilgili birimlerle birebir çalışma yapılmalı.

 

2024, B2B fintek dünyasında ciddi bir dönüşüm yılı oldu. Sizin gözünüzden bu yılın en belirleyici trendleri nelerdi?

2024, B2B fintek alanında dijitalleşmenin sınır tanımadığı bir dönem oldu. En çarpıcı trendlerden biri, ‘operasyonel derinliği olan fintek’ kavramının öne çıkmasıydı. Özellikle bayi-tedarik yapılarında tahsilat, sipariş ve stok akışını entegre eden yapılar dikkat çekti. Bir diğer önemli trend ise mikro segmentasyona dayalı kredi ve finansal skorlama modellerinin yaygınlaşmasıydı. Kurumlar, artık tek boyutlu kredi skorları yerine davranışsal verilere dayanan öngörü modellerine yöneldi. Biz de bu alanlarda hem modelleme altyapısı hem de veri entegrasyonuyla çözümler geliştiriyoruz. Aslına bakarsanız, görünmeyeni görünür kılan bir yıl oldu. Sadece ödeme yapmak değil, tahsilat davranışını izlemek, tedarikçi ilişkisini yönetmek gibi operasyonun derinliklerine temas eden çözümler ön plana çıktı. Tekil kredi skorları yerine; davranışsal, fatura bazlı, vadeye uyumlu veriye dayalı skorlamalar öne çıktı. Finansal sistemlerle ERP, stok ve sipariş yönetimi sistemlerinin konuşması artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldi. Biz de bu üç alanda da hem ürünleştirme hem modelleme anlamında öncülük etmeye çalıştık.

 

B2B fintek ekosisteminde önümüzdeki yıllarda oyunu değiştirme potansiyeli olan teknolojiler hangileri sizce?

Yapay zeka, veri analitiği ve API tabanlı modüler B2B fintech’in geleceğini şekillendirecek. Ancak sadece yapay zekaya yatırım yapmak yetmiyor; bu modelleri öğrenebilen, sahadan beslenebilen ve işletmenin önceliklerine göre optimize olabilen yapılara ihtiyaç var. Ayrıca dijital onboarding, e-Fatura/e-Arşiv entegrasyonları ve tahsilat motorlarının entegrasyonu da işletmelerin hayatını radikal şekilde kolaylaştıracak. Bu teknolojilerin hepsi MoneyPay Finansal Teknoloji’nin yol haritasında aktif olarak yer alıyor.

Bize göre üç teknoloji grubu çok kritik olacak. İlki Yapay Zekâ Destekli Tahsilat Yönetimi… Böylece işletmelerin nakit pozisyonunu ve ödeme davranışlarını analiz eden, gecikmeleri önceden tahmin edebilen sistemler yaratılacak. İkincisi özellikle tedarik zincirinde otomatik ödemeyi tetikleyen yapıların yaygınlaşmasını sağlayacak akıllı kontratlar. Diğeri ise B2B fintek oyuncularının sadece ürün sunan değil; kendi içinde finansal işlem akışını yöneten mikro platformlara dönüştürecek platform bankacılığı.

 

Kısa vadede MoneyPay Finansal Teknoloji’nin öncelikli hedefleri neler? Yeni ürünler, uluslararası açılımlar ya da yatırım planları var mı?

Önceliğimiz, sunduğumuz çözümleri daha fazla işletmenin hizmetine sunmak. 2026’nın ilk yarısında kurumsal müşteri portföyümüzü daha da genişletmeyi hedefliyoruz. Yeni ürün tarafında, tahsilat dinamiklerini daha hassas analiz eden ve risk modellemesini anlık yapabilen bir akıllı tahsilat platformu geliştiriyoruz. Uluslararası açılım içinse ilk hedef pazarlarda mevcut grup yapılarının bulunduğu bölgeler olacak. Ayrıca teknoloji kapasitemizi artırmak üzere stratejik iş birlikleri ve potansiyel yatırımlar da gündemimizde. Buna ek olarak, stratejik yatırım ve iş ortaklıklarıyla hem teknolojik kapasitemizi artırmak hem de API ekonomisine entegre olmak da hedeflerimiz arasında.