Onur Gözüpek  
KRİPTOPARA
YATIRIMCISI VE DANIŞMANI

 

KriptoPara Yatırımcısı ve Danışmanı Onur Gözüpek, Fintechtime Dergisi Kış 2020 – Şubat sayısı için kaleme aldı, “Bitcoin Blok Ödülü Yarılanması”.

Üretim şartlarının önceden belirlenmesi ve bu şartların sonradan değiştirilememesi, Bitcoin’in bir değer transferi aracı olarak benimsenmesindeki en temel nedenlerden biridir. Bu şartlar, herhangi bir merkezi otoriteye bağlı olmadan uygulanır ve ağa dahil olan herkes bu kurallara uymayı kabul eder.

Bitcoin’i, itibari para birimleriyle kıyasladığımızda, arzının sınırlı olması, enflasyona karşı değerini koruması için önemli bir avantaj sunar. Üretimin nasıl gerçekleşeceği yani Bitcoin’in nasıl basılacağı ilk andan itibaren belirli olduğu için, arzdaki değişikliklerin gerçekleşeceği dönemler, Bitcoin topluluğu için büyük bir önem taşımaktadır.

Blokzincirinin ilk bloğu 2009 yılında üretildikten sonra ilk Bitcoin Blok Ödülü Yarılanması (nam-ı diğer Halving) 2012 yılında gerçekleşti ve Bitcoin üretimi 50 Bitcoin’den 25 Bitcoin’e düştü. İlk yarılanmanın ardından günlük üretim 7200 Bitcoin’den 3600 Bitcoin’e düşerken ikinci yarılanmanın gerçekleştiği 2016 yılından itibaren ise her 10 dakikada bir 12,5 Bitcoin dolaşıma giriyor.

Bu yılın mayıs ayında gerçekleşmesi beklenen üçüncü ödül yarılanmasıyla birlikte her gün ortalama 900 Bitcoin üretilecek. Üretimin giderek azalması ve Bitcoin’e olan ilginin de günden güne artması, Bitcoin topluluğundaki genel olarak Bitcoin’in değerlenmesi yönündeki beklentileri artırıyor. Üstelik, 2012 ve 2016 yıllarında gerçekleşen ödül yarılanmalarından önce ve sonra yaşanan fiyat artışlarına bakıldığında, ortaya çıkan benzer fiyat dalgalanmaları, Bitcoin kullanıcılarını biraz daha umutlandırıyor.

Üstelik, Bitcoin ve diğer kriptoparaların geçmiş yıllardaki bilinirliği, kullanım alanları ve kriptoparalara erişim olanakları ile günümüzün imkanlarını, artan ilgiyi ve dünya genelinde yürürlüğe giren regülasyonları da dikkate aldığımızda, sektörün beklentilerinin bir hayli yükseldiğini söylemek mümkün.

Şüphesiz ki 2019 yılında Facebook’un, aralarında dünyanın önde gelen uluslararası markalarının da bulunduğu bir ortaklık ile birlikte yöneteceği Libra isimli dijital parayı duyurması, henüz bu sektör hakkında bilgi sahibi olmayanların bile başta Bitcoin olmak üzere, genel olarak kriptoparalara ilgi göstermesine neden oldu. Kriptoparaların daha yaygın olarak kullanılmasındaki en büyük engellerden biri olan yasal düzenlemeler, geçtiğimiz yıl pek çok ülkenin gündemine girdi.

Birkaç yıl önce, ülkelerin yakın zamanda kendi kriptoparalarını üretmesi beklenmiyorken, 2019 yılında Türkiye dahil pek çok ülke, kendi para birimini dijitalleştirmek için ilk adımları attı. Türkiye’de, Merkez Bankası tarafından, blokzinciri tabanlı dijital Türk Lirası üretilmesi, Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan 11. Kalkınma Planı’nında yer aldıktan bir süre sonra, Merkez Bankası’nın, dijital parayı üretebilmek için çalışmalara başladığı ve 2020 yılı içerisinde denemelerin yapılması planlandığı ortaya çıktı.

Her ne kadar devletlerin itibari paraları dijitalleştirme çalışmaları, Bitcoin kadar katı kurallara bağlı olmasa da, paraların dijitalleşmesi sürecinde Bitcoin’in önemli bir rolü olduğunu gözardı etmemek gerekiyor.

Blokzinciri, günümüz finans dünyası için daha verimli, daha güvenli veri saklama, kimlik yönetme ve doğrulama imkanları sunuyor. Arzı sınırlı, üretim şartları önceden belirlenmiş ve herkese eşit haklar sunan bir para birimi olan Bitcoin ise, şimdilik sınırlı bir topluluğun hayalini kurduğu küresel para birimi olma yolunda hızlar ilerliyor. Yüzyıllardır defalarca evrim geçiren paranın, Bitcoin’in ortaya koyduğu yeni nesil finans yaklaşımı sayesinde yeniden şekil değiştireceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Neticede, 2025’te Mars’a gitmeyi planlayan insanoğlu, orada kağıt para harcamayı düşünmüyordur değil mi?