“Piyasalarda Yıl Sonu Beklenti Raporu”nu yayımlayarak ABD, Avrupa, Asya ve Türkiye’de yaşanan gelişmelerin piyasalara yansımalarını değerlendiren Destek Yatırım, 2017 için senaryoları masaya yatırdı.
Raporun sunumunu gerçekleştiren Destek Yatırım Araştırma Müdürü Murat Tufan, Dolar/TL kurunu etkileyen pek çok konu bulunduğunu, ancak ABD tarafındaki gelişmelerin önemle değerlendirileceğini ifade etti. FED’in 2014 yılından bu yana başlatmış olduğu parasal sıkılaşma kapsamında bu zamana kadar sadece 1 defa faiz artırabildiğini hatırlatan Tufan, Destek Yatırım olarak 2017’de kademeli bir faiz artış süreci beklediklerini, gerçekleşecek muhtemel 3 faiz artışı ile birlikte 2017 yılı sonu ortalama faiz oranının 1.125 olabileceğini, 2016 yılı sonu ortalama faiz beklentisi %0.625 olduğunu ifade etti.
Dolar/TL’de sene sonu beklentisi en az 3.05 seviyesi
Raporda yer alan kur ve parite tahminlerini açıklayan Tufan, FED’in bu yıl faiz artırmaması, Kasım ayında gerçekleşecek Başkanlık seçiminde ipi Demokrat aday Clinton’ın göğüslemesi, yurtiçi tarafında normalleşme adımlarının atılması, rating kuruluşlarının Türkiye’nin not görünümü ile ilgili olumlu mesajlar vermesi, ve emtia fiyatlarının düşük seyrinin devam etmesi şeklindeki olumlu senaryonun gerçekleşmesi şeklindeki olumlu senaryonun gerçekleşmesi halinde yıl sonunda Dolar /TL kurunun 3,05-3,08 seviyelerinde olmasının beklendiğini kaydetti.
Tufan, FED’in agresif faiz artırımı, Donald Trump’ın seçilmesi, TCMB’nin sadeleştirme sürecini beklenenden daha agresif ve hızlı gerçekleştirmesi, jeopolitik risklerin yeni bir boyut kazanması, yurtiçinde yeni siyasi ve ekonomik risklerin görülmesi şeklindeki olumsuz senaryonun gerçekleşmesi halinde ise Dolar /TL’de 3.10-3.15 seviyelerinin görülebileceğini belirtti.
Politik Belirsizlik ve Göç Avrupa’yı zorlayacak
Jeoplolitik risklerin tüm dünya ekonomisini etkilediğini belirten Tufan, Avrupa ekonomisinin göç sorunu ve beraberinde gelen politik belirsizliklerden olumsuz etkilendiğini ifade etti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, sığınmacı politikaları nedeniyle yoğun eleştiri aldığını ve partisi CDU’nun, 4 Eylül’de yapılan eyalet parlamentosu seçimlerinde de %20’nin altında oy aldığını hatırlatan Tufan, Fransa, Hollanda, Almanya ve Avusturya’da aşırı muhafazakar partilerin ana akım siyasi partilerin önüne çıktığını ifade etti. İtalya Başbakanı Renzi’nin, göçmen politikaları nedeniyle AB zirvesini protesto ederek katılım göstermediğini belirten Tufan, bu ve Brexit gibi (İngiltere’nin birlikten ayrılma kararı) birliğin çatırdadığını gösteren gelişmelerin bölge ekonomisinde ve Euro’nun gücünde belirleyici güç olacağını ifade etti.
Altında yükseliş sürecek
Jeopolitik risk sürecinin devam ediyor olmasının altındaki yükselişi destekleyeceğini belirten Tufan, altında yıl sonu fiyat beklentisinin 1360-1380 Dolar seviyeleri olduğunu kaydetti. Fiziksel talebin yeniden yükseleceği beklentisi, negatif faiz sürecinin devam etmesi ve düşük tahvil faiz oranları ile FED’in faiz artırım sürecini yavaşlatması beklentisinin de diğer önemli etkenler olduğunu ifade eden Tufan, merkez bankalarının fiziksel alımlarını sürdürmesi durumunda da fiyatların yukarı yönlü etkileneceğini kaydetti.
Petrolde yükselişler sınırlı kalır
OPEC’in arzı dondurma yönünde attığı adımlara rağmen, küresel piyasalarda petrol arz fazlalığı endişelerinin devam ettiğini belirten Tufan, OPEC’in son toplantısında arzı sabitleme yönünde karar aldığını ancak bu karara Rusya ve ABD gibi diğer büyük petrol üreticisi konumundaki ülkelerin katılmadığını hatırlattı. Bazı OPEC ülkelerinin de karardan muaf tutulacağını belirterek tüm bu gelişmeler üst üste konduğunda alınan kararların petrol fiyatlarına katkısının sınırlı kalabileceğini düşündüklerini belirtti. Tufan “Bu perspektifle bakıldığında yıl sonunda ham petrolde 46-52 Dolar, Brent petrolde ise 48-54 Dolar aralıklarını beklediklerini ifade etti.