AVUKAT MAHMUT BARLAS
Durukan Hukuk Bürosu
Avukat Mahmut Barlas, Fintechtime Dergisi Kış 2020–Ocak sayısı için kaleme aldı, “AIDA EUROPE VIII Konferansı Notları.
Sigorta hukukundaki dünyanın önde gelen organizasyonlarından olan AIDA Europe VIII konferansı bu yıl “Teknolojik Fırtına Etkisinde Sigortacılık” temasıyla (Landfall of the techstorm) dünyanın dört bir yanından gelen uzmanların katılımıyla hayata geçti. Durukan Hukuk olarak bu önemli uluslararası etkinliğe katılım gösterdik. Hukuk dünyası da küresel olarak hayata geçen dijital devrimden nasibini alıyor. İzlenimlerimizi paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.
İki gün süren etkinlikte teknolojik gelişmelerin ışığında sigorta sektörünün geleceği mercek altına alındı. Yaşadığımız dijital devrimle birlikte değişen teknoloji akımlarından olan blockchain’in B3I diye adlandırılan “The Blockchain Insurance Industry Initiative” (bkz. https://b3i.tech/home.html) girişimiyle bu teknolojinin sigorta sektöründe nasıl daha verimli kullanılabileceği tartışıldı.
Sigorta sektörünün yüzyıllara dayanan bazı bürokratik iş yüklerini etkin bir teknolojiyle iyileştirmeyi hedefleyen bu girişim, zaman tasarrufu, insan kaynağı ve güvence sağlıyor.
Sigortacılıkta Blockchain
Diğer taraftan, sağlık verisinin muhtemel veri kaçağından doğacak zararlarının sigorta şirketlerince karşılanması mümkün gözükmüyor. Bu bakış açısıyla incelendiğinde, on binlerce kişinin verisini taşıyan şirketler, Türk Veri Koruma hukuk düzeninde ihlal başına verilebilecek potansiyel ceza riskiyle karşı karşıya.
Blockchain teknolojisi kullanıldığı hallerde ise özel nitelikli kişisel veri için olağanüstü koruma sağlanırken, bir veri havuzunda toplanan bu hassas veriler sadece izin verilen ilgilisiyle güven içinde paylaşılabiliyor. Böylece, hem veri güvenliği korunurken hem de verinin birden fazla veri deposunda ayrı ayrı tutulması gerekmediğinden, insan kaynağı ve zaman tasarrufu yapılabilecek.
Sigorta sektörü, Blockchain teknolojisi kullanarak yeni girişimler yapmak isteyenler için çok uygun. Çünkü sigortacılık, yapısı gereği çok fazla dokümantasyon isteyen, insana dayalı operasyonu çok olan ve çok fazla veri işlemesi olan bir iş kolu.
Internet üstünden bir iş kurmayı düşünen girişimcilerin en büyük ilham kaynağı olarak gözüken e-ticaret sitelerinde hayata geçen ticaretin üçte ikisi Amazon, Alibaba gibi yedi şirkete ait. Bu şirketlerin, oluşan gelirdeki ezici üstünlükleri inovatif girişimleri tehdit olarak algılayıp engel oluşturabileceği söyleniyor.
Bu sebeple Blockchain çözümleri geliştiren girişimciler için sigorta sektörü önemli bir gelişim noktası olarak ele alınabilir.
Reasürans Şirketlerinde Tek Düzen Sözleşme
Hasar yönetiminde tek bir kelime ya da kavram üstünde anlaşmazlık oluşması hem sigortacılar için hem de reasürans firmaları için bir sorun teşkil ediyor. Bu sebeple poliçelerin tartışmaya mahal vermeyecek şekilde küresel ölçekte aynı düzende yazılması yıllardır tartışılan bir konu (mastering).
Dünyadaki bütün sigorta şirketlerinin reasürans şirketleriyle yaptıkları sözleşmeleri tek düzen altında toplamak için PRICL adı altında birleştirilmesi hedefleniyor. Buradaki amaç, reasürörlerle sigortacıları aynı zeminde buluşmaları sağlanarak olası uyuşmazlıklara engel olmak.
Bütün dünyada süratle yaygınlaşan bu sistem Türkiye’de de tartışılmaya başlandı.
PRICL düzeni ülkemizde de uygulandığında sigortacılarla reasürörler aynı akıl yapısını paylaşabilecekler. Yani sigorta şirketinin herhangi bir hasar dosyasındaki ödeme ya da ödememe kararında reasürörlerle aynı zeminde buluşmaları sağlanabilecektir.
Hukuk anlamında PRICL standardı altında evrensel bir dil hedefleniyor. Bu sayede uyuşmazlıklar çok daha azalırken çözümü de kolaylaşacak.
AIDA’da tartışılan başlıklardan birisi de BREXIT oldu. Genel yaklaşım, Londra’da merkezi ofisleri olan firmaların Brexit’den öyle beklendiği kadar etkilenmeyeceği yönünde. Bunun sebebi, çokuluslu firmaların çoktan küresel anlamda bir çok kritik noktada ofise sahip olmaları gösteriliyor. Hatta Lloyd’s, Brüksel’deki ilk şubesini açmasına rağmen çok da fonksiyonel kullanamadığı söyleniyor.
Sigortacılıkta Yapay Zeka
AIDA’da öne çıkan paralel oturumlardan birisi Sigortacılıkta Yapay zeka oturumu oldu. Yapay Zeka’ya sigortacılıkta ilk el atan kurumların Reasürans firmaları olması şaşırtıcı gözükmüyor.
Reasürans firmaları Öğrenen Teknolojileri öncelikle sözleşmeleri oluşturmak için kullanıyor. Sigortacıların bir sözleşme hazırlamak için Yapay Zeka platformunda ilgili parametreleri girmeleri yetiyor.
Kanuni değişimler, gelişimler ve sonuçlar gibi pek çok veri Yapay Zeka platformunda güncelleniyor. Böylece hazırlanan sözleşmeler her zaman hukuka uygun ve olası uyuşmazlıklara daha az yer veriyor. Bu sayede zaman ve insan gücünün azaltılması sağlanıyor.
Bu oturumda tartışılan bir diğer konu ise gittikçe artan otomasyon ile avukatlık mesleğinin nasıl devam edeceği şeklindeydi. Genel yaklaşım, otomasyon sayesinde basit ve el oyalayacak işlerin ortadan kalkmasıyla daha net bir görüntü elde edilerek avukatların daha yüksek kalitede iş yapmalarının sağlanabileceği yönünde oldu.