Micro Focus Türkiye Yunanistan Ülke Müdürü Deniz Kırca ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

2019 yılında başarılı projeleriyle adından söz ettiren ve Türkiye’nin dijital dönüşümünde büyük bir görev üstlenen Micro Focus’a dair merak ettiklerimizi ve sektörel çözümlerini Micro Focus Türkiye Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca’ya ilettik. Deniz Kırca ülkemizin en önemli kadın liderlerinden biri. Mart sayısında böyle değerli bir isme yer verme fırsatı bulduğumuz için mutlu ve gururluyuz.

 

Micro Focus bir yazılım devi, sizin gibi değerli bir kadın yöneticinin üst düzeyde temsili ile kalplerimizde ayrı bir yer kazanıyor. Öncelikle biz kadınlara ilham veren ve Micro Focus ile kesişen kariyer yolculuğunuzu dinlemek isteriz.

Daha önce IBM, HP ve BEA gibi dünya genelinde hizmet veren çeşitli firmalarda ve bazı telekom operatörlerinde teknik ve satış pozisyonlarında görev yaptım. 2013 yılında HP Türkiye’nin Yazılımdan Sorumlu Ülke Müdürlüğü görevine getirildim, 2015 yılında sorumluluk alanıma Yunanistan da eklendi. 2017 yılında alınan bir kararla Hewlett Packard Enterprise (HPE) Yazılım Bölümü, İngiliz yazılım devi Micro Focus ile birleşti ve tamamen yeni bir şirket kuruldu. Böylece ben de Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs bölgelerindeki faaliyetlerin sorumluluğunu üstlendim.

 

HPE Yazılım İş Birimi ile gerçekleştirdiğiniz kapsamlı birleşme sonrası nasıl bir değişim yaşandı?

Her iki şirketin kurumsal deneyimi ve güçlü yapılarının bir araya gelmesiyle Micro Focus, bugün yoluna çok daha büyük, daha güçlü ve daha dinamik şekilde devam ediyor. Dünya genelinde 50 ülkede 18 bin çalışanı bulunan küresel bir yazılım şirketiyiz. 2019 yılında global satış gelirimiz, 3,3[1] milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Güçlü ürünlerimiz ve kendini kanıtlamış operasyonel modellerimizle geniş bir kapsamda yazılıma dayalı hizmetlerimizle sektöre yön veriyoruz. Özellikle inovasyonu odak noktamıza alarak, müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda en doğru ve güvenilir çözümleri sunmaya çalışıyoruz. 6 bine yakın Ar-Ge çalışanımız müşteri odaklı inovasyonlarımızın sürekliliğini sağlamak ve karmaşık sorunlara etkin çözümler üretmek için çalışıyor.

Hizmetlerimiz büyük ölçüde müşterilerimizden gelen geri bildirimlerle çerçeveleniyor. Bu sayede her bir müşterimizin farklı ihtiyaçlarını karşılayabilen, kurumsal nitelikte ölçeklenebilirliğe sahip ve analitik işlevleri en başından bünyesinde barındıran yeni nesil çözümler sunuyoruz. Müşterilerimizin dijital dönüşüm yolculuğunu destekleyecek hem bölgesel hem küresel pazarlarda büyümelerini sağlayacak uçtan uca çözümlerimizle onların yanında yer alıyoruz.

 

Micro Focus’un CEO’su Stephen Murdoch da geçtiğimiz yıl ülkemizi ziyaret etmiş, şirket başarılarında Türkiye’nin olumlu etkisini vurgulayarak, verdikleri önemi dile getirmişti. Bu ziyaret sonrasındaki gelişmeleri ve Türkiye’ye dair izlenimlerini bize hatırlatır mısınız?  

Her platformda söylediğim gibi Micro Focus yönetim ekibi, Türkiye’ye büyük önem veriyor ve buradan global başarı hikayeleri çıkarmaya odaklanıyor. Global CEO’muz Stephen Murdoch’un geçtiğimiz yıl Türkiye’yi bizzat ziyaret etmesi, şirketimizin Türkiye’ye ilişkin stratejilerini ülkemizdeki iş ortaklarıyla ilk ağızdan paylaşması, bu anlamda Türkiye pazarına verdiğimiz büyük değerin bir göstergesidir.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her alanda rekabet artıyor. Buna tüm şirketlerin hazır olması ve kalkanlarını hazırlaması gerektiğine inanıyoruz. Micro Focus, şirketleri bu kalkanlarla donatmak için, mevcut ve gelişmekte olan teknolojiler arasında köprü kurarak, işletmelerin daha hızlı ve daha az riski şekilde dijital dönüşüm sağlamalarına destek veriyor.

Türkiye’deki şirketlerin BT kadrolarının son derece yetenekli ve teknolojiyi yakından takip eden profesyonellerden oluştuğunu gözlemliyoruz. Ayrıca dünyanın nereye gittiğini gören birçok şirket sürekli bir inovasyon ve özel bir Ar-Ge vizyonu arayışında… Bu da hem bölgesel hem de küresel anlamda Türkiye’yi bizim için yatırım yapacak cazip bir pazar haline getiriyor. Micro Focus olarak Türkiye pazarına girdiğimizden bu yana güçlü hedefler gözeterek çalıştık. Bu özverili çalışmalarımız ve pazarın bize duyduğu güvenin sonucu olarak, Bilişim 500 listesinde 93. sırada yer aldık ve ‘3 Yaşından Küçük Genç Şirketler’ kategorisinin lideri olduk. Bu doğrultuda özellikle bulut altyapılarına yönelik teknoloji yatırımlarımızla Türkiye’den de küresel başarı hikayeleri çıkarmak hedefiyle büyük bir kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz.

 

Micro Focus’un pek çok alana dokunan geniş bir çözüm ağı var. Sunduğunuz ürün portföyünü sadece “geniş” olarak değil, aynı zamanda “derin” olarak ifade ediyorsunuz. Sektörlere yönelik olarak geliştirilen çözümlerinizi sizden dinleyebilir miyiz?

Dijital dönüşüm yolculuğuna çıkmak isteyen pek çok şirketin, bugüne kadar kullandıkları geleneksel teknoloji altyapılarıyla yenilikler arasında sıkıştığını gözlemliyoruz. Yapılan yatırımları atıl bırakmak ve ağır bir yükün altına girmek istemiyorlar. Bu nedenle de mevcut IT altyapılarını dijital teknolojilerle birlikte kullanabilecekleri daha çevik projeler üzerinden ilerleyerek verimlilik sağlamaya çalışıyorlar. İşte bu noktada biz devreye giriyoruz ve şirket içi altyapıların ihtiyacı olan hibrit bulut modeline yönelik teknoloji yatırımları öneriyoruz.

Bu çerçevede ana bilgisayarlardan mobile kadar DevOps, Hibrid IT Yönetimi, Güvenlik & Risk ve Öngörüye Dayalı Analitikler konularındaki sorunlara çözüm getiren geniş ve kapsamlı bir portföye sahibiz. Anahtar teslim çözümlerimiz ile müşterilerimizin her türlü ihtiyacına yönelik çözümler sunuyoruz. Daha önce de vurguladığım gibi, odak noktamızda müşterilerimiz yer alıyor ve bu yaklaşım, bizim büyük gurur duyduğumuz yüksek kaliteli, hızlı, güvenilir ve ölçeklenebilir yazılımlar sunma misyonumuzu destekliyor.

30’dan fazla bileşenden oluşan karmaşık rezervasyon ve biletleme sistemlerinde, günde 50 milyardan fazla kısa mesaj gönderen iletişim altyapılarında, Boeing 787’ye eşlik eden 14 milyon satır kodda veya her gün dünyanın çevresini turlayan Wi-Fi bağlantısına sahip 8 bin uçakta, Micro Focus olarak teknolojimizin izi var.

 

Geçtiğimiz yıl sunduğunuz uçtan uca çözümlerden hangileri öne çıktı ve ilgi gördü?  

Micro Focus arkasında büyük bir deneyim barındırıyor ve bu sayede sunduğumuz tüm çözümler iş dünyasında yoğun ilgi görüyor. Dijitalleşme konusunu uzun ve enerji gerektiren bir maraton olarak görmek gerekir. DevOps, IT operasyonları, bulut, güvenlik, bilgi yönetimi ve Linux/Açık Kaynak gibi pek çok alana dokunan geniş bir çözüm ağıyla biz de bu maratonda şirketlerin yanında yer alıyoruz.

2019, Türkiye ekonomisi açısından zorlu geçen bir yıldı, buna karşın hedeflerimizin üzerine çıkarak yüzde 120 büyüme kaydettik. 2019 mali yılının son çeyreğinde (Eylül, Ekim ve Kasım) ise hedeflerimizin yüzde 200’ünün üstüne çıktık.

 

 

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), Türkiye’de veri işleyen tüm şirketlerin gündeminde. Türk Hava Yolları ile KVKK ve GDPR uyum süreçlerinin otomasyonu konusunda önemli bir iş birliği yaptınız. Merak edilen bu çalışmalar bütününü detaylarını sizden öğrenebilir miyiz?  

Türkiye’nin dünyada gururu olmuş Türk Hava Yolları’nı müşteri portföyüne katmaktan dolayı büyük mutluluk duyduk. Dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu şirketi olan, 2019 yılında 75 milyona yakın yolcu taşıyan Türk Hava Yolları gerek KVKK gerekse GDPR uyum sürecinde çalışmalarını en başından bu yana titizlikle uygulamaya geçirirken süreçlerin otomasyonu için yazılım desteğine ihtiyaç duydu. Şirket, yapısal ve yapısal olmayan veriler üzerinde kişisel veri keşfi, sınıflandırılması ve gerekli aksiyonların alınması için Micro Focus ürünlerinden destek almaya karar verdi.

 

Kadınların bilişim alanında istihdamı çok değerli ve önemli. Micro Focus’un çalışanlarının üçte birinin kadınlardan oluştuğunu biliyoruz. Micro Focus’un örnek alınması gereken bu bakış açısının detayları ile birlikte kadınların istihdamı ve iş hayatında yaşadıkları zorlukları ve kadın hakları konusunda neler söylemek istersiniz?  

Merkezi İngiltere’de bulunan, 50 ülkede 40 binin üzerinde kurumsal müşterisi ve 18 bini aşkın çalışanı bulunan en büyük yazılım firmalarından birisiyiz. Dünyanın en fazla çeşitliliğe sahip şirketlerinden biri olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu yaklaşımın, hizmet verdiğimiz toplumun ihtiyaçlarını en iyi şekilde yansıttığına inanıyoruz. Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalarda, farklı bakış açıları ve deneyimlerin bir araya geldiğinde inovasyonu teşvik ettiğini gördük. Bu nedenle çeşitliliğimizi geliştirme konusunda çok önemli ilerlemeler kaydediyoruz. Öte yandan kadınların bilişim alanında istihdamı hem dünya hem de Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Çalışanlarımızın üçte biri kadınlardan oluşuyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Kadınların istihdamı ve hakları konusunda herkesi farkındalığa çağırıyor ve bu konuda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.

 

Micro Focus’un inovasyon anlayışının merkezinde neler var? Stratejinizde öne çıkan başlıkları paylaşabilir misiniz?

Micro Focus başarının ve sürdürülebilirliğin odağına müşteri memnuniyetini ve hizmet verdiği kurumlardan aldıkları geri bildirimleri koyuyor. Hibrit bilgi sistemleri altyapısının tamamını içine alan, kurumsal nitelikte ölçeklenebilme özelliğine sahip ve müşteri odaklı inovasyona dayalı yazılımlar üretmek, Micro Focus’un misyonunu oluşturuyor. Ayrıca sunduğumuz çözümlerle yalnızca müşteri güvenini kazanmakla kalmayıp çalışanlarımızın da gurur duymasını arzu ediyoruz. Bu noktada bizim için güven ve aidiyet duygusu da çok önemli.

Stratejimizin temelinde “Hibrit” yatıyor. Müşterilerimize Hibrit BT genelinde yardımcı olmak için küresel ölçeğe sahibiz. Ayrıca yazılım varlıklarının portföyünü yönetmenin temel yetkinliğiyle, güçlü bir platform ve kanıtlanmış bir işletim modeli oluşturduk. Ürün portföyümüz de iş dünyasındaki her türlü sorunu çözebilecek gerçek derinliğe ve zenginliğe sahip.

 

Micro Focus arkasında büyük bir deneyim barındırıyor. Küresel pazarda büyümek isteyen şirketlere neler önerirsiniz? Önceliklendirmeleri gereken alanları nasıl belirlesinler, nasıl bir yol izlesinler?  

Bizler, ülke olarak ne kadar katma değerli üretim yaparsak ve üretim teknolojilerine sahip olursak gelişmişlik seviyemiz de o derece yükselir. Dünya rekabet ortamında çok daha fazla söz sahibi oluruz. Bu ülkemizin, ihracat satış hacmini artırırken, ekonomimizin de yükselişe geçmesini sağlar.

Bunu gerçekleştirmek için tüm şirketlere düşen bir görev var: Dijitalleşmenin yükseldiği bu çağda teknolojiye yatırım yapmak… Üretimden pazarlamaya, müşteri ilişkilerine kadar birçok alanda devrim yaratan bu teknolojileri kullanmayan ve iş süreçlerine adapte etmeyen şirketler başta maliyetlerin artması ve verimlilik olmak üzere birçok konuda sorun yaşayacak.

Ancak ülkemizde dijital dönüşümün konuşma aşamasından planlama aşamasına geçtiğini gözlemliyoruz. Kurumlar artık stratejilerinde, iş planlarında, bütçelerinde dijital dönüşüme yer vermeye başladılar. Bu hareketin daha da ivme kazanması gerektiğine inanıyoruz.

 

2020 ajandanız eşliğinde hedefleriniz ve yeni dönem projeleriniz hakkında neler söylemek istersiniz? Müşterilerinizi bekleyen yenilikler neler? 

Özellikle bulut altyapılarına yönelik teknoloji yatırımlarımızla Türkiye’den büyük küresel başarı hikayeleri çıkarma hedefiyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ayrıca yeni müşteriler kazanmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz, bu doğrultuda yeni iş birliklerini hayata geçiriyoruz.