McKinsey & Company, her yıl küresel ödeme sektörünü incelediği raporunu yayınladı. Rapora göre; küresel ödeme gelirleri, 11 yıllık düzenli artış trendinin ardından 2020’de pandemi nedeniyle yüzde 5 azaldı ve 1,9 trilyon dolar olarak gerçekleşti.
Yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey & Company, her yıl küresel ödeme sektörünü incelediği raporunu yayınladı. Hazırlanan rapora göre; küresel ödeme gelirleri, 11 yıllık düzenli artış trendinin ardından 2020’de pandemi nedeniyle yüzde 5 azaldı ve 1,9 trilyon dolar olarak gerçekleşti. McKinsey & Company Türkiye Ortağı Atakan Hilal, “Küresel ödeme gelirlerinin hızlı bir şekilde yıllık yüzde 6 ila 7 büyüme yörüngesine dönmesini ve 2025’e kadar yaklaşık 2,5 trilyon dolara ulaşmasını öngörüyoruz” dedi.
Yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey & Company, 2014 ile 2019 arasında, gelirlerini yılda yüzde 7 ortalamayla artıran küresel ödeme sektörünü incelediği raporunu yayınladı. McKinsey uzmanlarının yıllık bazda hazırladığı rapora göre; 2020’de pandeminin ekonomik etkileri nedeniyle, yüzde 5 azalan küresel ödeme gelirleri 1,9 trilyon dolar oldu. Sektörün, gelirlerdeki 11 yıllık düzenli artış trendini kesintiye uğratan pandeminin etkilerini, 2021’de telafi etmesi bekleniyor.
Küresel ödemeler sektörüne yönelik uzun vadeli değerlendirmeler yapan McKinsey uzmanları, ödeme gelirlerinin geleceğini belirleyen birkaç önemli noktaya dikkat çekiyor. Bunlardan birisi; elektronik işlemlerin hem sayısında hem de payında artışın hızlanması, diğeri de sabit faiz oranları olarak öne çıkıyor. Bu noktaların sağladığı avantajlar; sektör oyuncularının, ücrete dayalı yeni gelir kaynakları üzerinde çalışmalarına imkân tanıyor. Geleneksel yolların ötesinde ticareti kolaylaştıran alanlarda genişlemelerini teşvik ediyor.
Ödeme gelirlerinde, 2020 yılında küresel ölçekte yaşanan toplam yüzde 5’lik düşüşün farklı bölgesel eğilimlerden oluştuğu görülüyor. Örneğin Latin Amerika, yüzde 8 ile düşüşün en yüksek olduğu bölge olarak öne çıkarken, son 10 yılda ödeme geliri büyümesinde liderliği bırakmayan Asya-Pasifik bölgesinin de yüzde 6’lık bir düşüş yaşadığı belirtiliyor. Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’yı içine alan EMEA bölgesinde düşüşün yüzde 3 oranında kaldığı görülüyor. Kuzey Amerika bölgesinde de daralan kredi kartı bakiyelerinin etkisiyle yüzde 5’lik gelir düşüşü kaydediliyor. 2021’deki toparlanma oranlarının da benzer şekilde bölgeden bölgeye farklılık göstermesi bekleniyor.
Küresel ödeme gelirleri, 2025’e kadar 2,5 trilyon dolara ulaşabilir
Küresel ödeme sektörünün, 2021’de toparlanmasının ardından gelecek için güçlü bir potansiyeli de olduğunu vurgulayan McKinsey & Company Türkiye Ortağı Atakan Hilal, “Küresel ödeme gelirlerinin hızlı bir şekilde yüzde 6 ila 7 büyüme yörüngesine dönmesini ve 2025’e kadar yaklaşık 2,5 trilyon dolara ulaşmasını öngörüyoruz. Ödemeler sektöründe yazılımın etki alanı genişledikçe, ödeme süreçlerine eklenen inovatif hizmetler ve gelir modelleri, sektörün geleceğine yön vermeye devam ediyor. McKinsey & Company olarak bu durumu, geniş bir çerçevede ele alıyor ve değerlendiriyoruz. Raporumuzda, küresel bankacılığın, bu alanda özellikle son 18 ayda yaşadığı dönüşümü yakından inceliyor ve gelişen ekosistemlerde sahip olabilecekleri seçenekleri ortaya koyuyoruz. Ayrıca genel olarak ödemeler sektörün sunduğu, küçük ve orta ölçekli işletmelerdeki 100 milyar dolarlık fırsata dikkat çekiyor ve çok kanallı ticaretin, hizmetler üzerindeki etkilerini açıklıyoruz” dedi.
Perakendeciler kendi ekosistemlerini kuruyor
McKinsey & Company, pandeminin ödeme davranışındaki büyük değişiklikleri güçlendirdiğine dikkat çekiyor. Azalan nakit kullanımı ve mağaza içi ticaretten çevrimiçi ticarete geçiş gibi değişimler, ödeme yapan oyuncular için yeni fırsatlar yaratıyor. Perakendecilerin bu dönemde; özellikle dijital ticaret pazarları, geleneksel kredi kartı, tüketici finansmanı ve ödeme çözümlerinden yararlanan derinleştirilmiş müşteri katılımını sürdürmek için kendi ekosistemlerini kurma yoluna gittiği görülebiliyor. Latin Amerika’nın en büyük e-ticaret oyuncusu MercadoLibre’nin; pazar, ödemeler, nakliye, hizmet olarak yazılım ve reklamcılığı kapsayan bir ekosistem oluşturması, raporda bu duruma bir örnek olarak paylaşılıyor. Gelişmiş müşteri deneyiminin yanı sıra perakendeciler tarafından elde edilen gelir ve değerlemelerin, bankaları pazardaki konumlarını korumak için oyunlarını geliştirmeye zorladığının altı çiziliyor.
Bu dönemde, tüketicilerin temassız ödeme formlarını da daha fazla tercih ettiği ve dijital cüzdan kullanımının arttığı görülüyor. Örneğin Avustralya’da, dijital cüzdan işlemlerinin Mart 2020’den Mart 2021’e kadar yüzde 90 büyüdüğü belirtiliyor. Ayrıca gerçek zamanlı ödemeler, küresel ödeme ekosisteminde giderek daha önemli bir rol oynuyor. Araştırmalar, yalnızca 2020’de yüzde 41 artış gösteren gerçek zamanlı ödemelerin, uzun vadede de yüksek hacimler sağlama potansiyeli olduğunu ortaya koyuyor. Bunların yanı sıra dijital kimlik doğrulama sistemlerinin ise pandemi döneminde hem e-ticaret hacimlerini genişletmeyi kolaylaştıran hem de hükümetlerin destek amaçlı sosyal ödemeleri hızla dağıtmasına imkân sağlayan bir araç olarak ivme kazandığı ifade ediliyor. Dijital kimlik özellikli ödeme çözümleri de her geçen gün daha geniş bir kullanım alanı buluyor.
Katma değerli hizmetler yükseliyor
McKinsey uzmanları, KOBİ’lere sağlanan temel ödeme hizmetlerinin özellikle son 10 yılda metalaşmaya başladığını vurguluyor. Sektörün büyümesinde, KOBİ’lerin e-ticaret yapmasını mümkün kılan katma değerli hizmet ve çözümlerin belirleyici olacağına dikkat çekiliyor. Rapora göre; KOBİ’lerin ihtiyaçları e-ticaretle de sınırlı kalmıyor. KOBİ’ler; sadakat programları, hediye kartları ve bağlı kuruluş pazarlaması gibi ticareti etkinleştiren hizmetlerin yanı sıra gelişmiş yetkilendirme oranları ve ters ibraz azaltma gibi iyileştirmeler için ödeme yapmaya giderek daha istekli hale geliyor. Bunların sonucunda, KOBİ’lerin başta pazarlama hizmetleri olmak üzere çeşitli alanlarda yeni gelir fırsatları oluşuyor. Ödeme hizmetleri, yazılıma daha fazla entegre oldukça, KOBİ’lere katma değerli hizmetler sağlayan şirketler, daha büyük değer havuzlarını ele alabiliyor. Örneğin ABD’de, KOBİ’ler ve onlara hizmet eden platformlarda ödeme sistemlerinden elde edilen gelir miktarının yüzde 80 oranında artması bekleniyor. Bu artışın sonucunda da KOBİ’lerin ödeme hizmetlerine, 2025 yılına kadar 100 milyar dolardan fazla harcama yapacağı öngörülüyor.
Satıcıları odağa alan yaklaşımlar, sektör için yeni fırsatlar sunuyor
Küresel ödeme sektöründe, ölçek ve sahip olunan müşteri ilişkisi gibi kriterler halen önemini korusa da bu dönemde başarılı olmak için yeterli olmadığının altı çiziliyor. Zira bugün ödeme sektörü, ticaret yolculuğunu sağlayan hizmetler ve platformlar da dahil olmak üzere, artık uçtan uca tüm para hareketi sürecini kapsıyor. Bu yaklaşım, yeni hizmetler sunan ekosistemlerin ortaya çıkmasını teşvik ediyor. Tüketiciler, ayrı bir ödeme deneyimi yerine bu ekosistemlerle ticaretin kolaylaştırılmasını bekliyor.
Ödeme gelirlerinde en büyük pay, ödeme yapanlar ve alacaklılarla doğrudan etkileşimin gerçekleştiği, değer zincirinin uç noktalarında elde ediliyor. Bu uç noktalarda, tüketiciler kadar satıcılara da farklı hizmetler sunma imkanları bulunuyor. Dijital kimlik ve risk çözümleri uygulamaları sektörün gelirlerini artırabileceği, katma değerli öğeler arasında yer alıyor. Yeterli miktarda potansiyel alıcının bulunduğu pazar yerlerinde, satıcıları çekmeye yönelik; katılım süreçlerini otomatikleştiren ve satış deneyimini iyileştirmeye odaklanan çözümler daha da önemli hale geliyor. ‘Şimdi al sonra öde’ modelleri gibi gelişmekte olan ödeme yöntemlerine dayalı çözümler sunma imkanları sayesinde bankalar da sektörün büyüme potansiyeline katkı sağlayacak donanımlarıyla öne çıkıyor.
Kripto paraların toplam piyasa değeri 2 trilyon doları aşıyor
Ödemeler sektöründe, kağıt ve madeni para ihtiyacının bilgisayar tabanlı para benzeri varlıklarla değiştirilmesine dayanan ve kripto para olarak tanınan dijital para birimi kavramının geçmişi aslında çeyrek yüzyıldan eskiye dayanıyor. DigiCash ve e-altın gibi dijital nakit yaratmaya yönelik ilk çalışmaları, merkezi kurumlar gerçekleştirmişti. Günümüzde ise binlerce merkezi olmayan kripto para birimi var ve bunlar toplu olarak her gün küresel işlem hacminde milyarlarca dolar üretiyor. Rapora göre; bu tür kripto para birimlerinin toplam piyasa değeri 2 trilyon doları aşsa da hâlâ pratik bir değer değişim aracı olarak kabul edilmesinin önünde engeller bulunuyor. Bu engeller arasında yer alan değerdeki hızlı değişkenliğin önüne geçmek amacıyla Stablecoin’lerin ortaya çıktığı görülüyor.
Raporun tamamına linkten ulaşabilirsiniz: 2021-