KriptoPara Yatırımcısı ve Danışmanı

Onur Gözüpek

 

KriptoPara Yatırımcısı ve Danışmanı Onur Gözüpek, Fintechtime Nisan sayısı için yazdı “Bankacılık Sistemi ve Bitcoin”.

“Devletlerin, batan bankaların borçlarını üstelenerek bankaları kurtarması, oluşan zararı telafi etmek için tüm yükü vatandaşlarının sırtına yüklemesi ortada henüz bir alternatif yokken belki kabul edilebilirdi. Ancak, artık bir alternatif var: Bitcoin.”

Bitcoin blokzincirinin başlangıcı olan ve Türkçe’ye Başlangıç Bloku veya Varoluş Bloku olarak çevrilmiş, sıfır numaralı Genesis Block, “The Times 3 Ocak 2009 Şansölye, bankalar için ikinci kurtarma paketinin eşiğinde” mesajını içermektedir. Başlangıç bloğunda gazete manşetinin yer alması, bloğun üretildiğini tarihi göstermesinin yanı sıra, mesajın içeriği, Satoshi Nakamoto’nun bu mesajı tesadüfen seçmediğine dair bir ipucu olarak kabul edilebilir.

 

Merkezi finans sisteminde, Merkez Bankaları, ülkelerin para politikaları kapsamında para üreterek dolaşıma sokar. Kamu bankaları ve özel bankalar, sermayeleri ile orantılı olarak kredi verir. Bankalar, kanunlar ile belirlenen limitler dahilinde, kasalarında olmayan paraları borç olarak verebilirler. Buna karşılık, kasalarına para girişi sağlamak amacıyla, faiz karşılığında mevduat toplarlar. Kabaca özetlemek gerekirse, bankalar olmayan parayı satarak para kazanır. Kamu ve özel banka kuruluşlarının tıpkı ticari işletmeler gibi gelirlerin giderlerden fazla olması beklenir. Ancak, bazı dönemlerde gelirler giderleri karşılamaz ve bankalar zarar edebilir. Ticari işletmeler, gelirleri giderleri karşılamadığında, kredi kullanarak borçlanırlar. Benzer şekilde, bankalar da ihtiyaç halinde uluslararası bankalar ve kredi kuruluşlarından borç alabilirler. Ticari işletmeler borçlarını ödeyemeyecek duruma geldiğinde iflas ederler. Peki ya bankalar? Bankalar da iflas eder. Ancak, bankacılık kanunları ve para politikaları nedeniyle bankaların iflası şirketlerin iflası kadar basit gerçekleşmez. Üstelik banka iflaslarında, ülke yönetimi, bankanın iflası nedeniyle ortaya çıkan zararın bir kısmını ya da tamamını karşılamak zorunda kalabilir.

 

Satoshi Nakamoto’nun Varoluş Bloku’na dahil ettiği mesaj da aslında bu sisteme bir eleştiri niteliğinde kabul edilebilir. Nakamoto, Bitcoin ile merkezi finans sisteminde ortaya çıkan sorunların önüne geçebilmek için bazı önlemleri içeren bir finansal sistem önerdi. Bitcoin’in üretimi 21 milyon adet ile sınırlandırıldı. Arzı yaklaşık olarak her dört yılda bir yarı yarıya azalan Bitcoin, blokzinciri altyapısı sayesinde güvenli ve güvenilir bir ödeme sistemi olarak sunuldu. Doğrudan kullanıcılar arasında transfer yapılabilmesi, paranın sahipliğini korumaya imkan verirken aynı zamanda üçüncü partilere güvenme ihtiyacını da ortadan kaldırdı.

 

2017 yılı içerisinde Bitcoin’in ve blokzinciri tabanlı kriptoparaların fiyatlarındaki ani artış, tüm dünyada gözlerin kriptopara ekosistemine çevrilmesine neden oldu. Bitcoin ve kriptopara fiyatları önce ekonomi kanallarının haber bültenlerine sonraları ise medya organlarının tamamında yerini aldı. Bankacılık ve finans sektörü bir süre daha Bitcoin’i görmezden gelmeyi sürdürerek sadece blokzinciri teknolojisine odaklandı. Blokzincirinin avantajlarını bankacılık sistemlerinde kullanabilmek ürün ve hizmetler geliştirilmeye başladılar. Nitekim, büyük yatırım fonlarının Bitcoin ve diğer kriptoparaları portföylerine eklemeye başlaması, kriptopara odaklı bankacılığın gün yüzüne çıkmasına ve finans dünyasının geç de olsa kriptoparaların kabullenmesinin önünü açtı. Bitcoin’i ve kriptoparaları düzenleyen kanunlar henüz dünya genelinde yaygın olmasa da El Salvador’un 2021’de Bitcoin’i resmi para olarak kabul etmesi, kriptopara ekosistemi için belki de en önemli adımlardan biriydi.

 

Bitcoin ile başlayan ve günümüzde 23 binden fazla kriptopara ile 1 trilyon Dolar’ı aşan piyasa büyüklüğüne ulaşan kriptopara ekosistemi, merkezi finans sistemine, merkezi olmayan bir alternatif olma yolunda hızla ilerliyor. Yine de piyasaya çıkan her kripto varlığın kriptopara olduğunu varsaymak ve piyasadaki tüm kriptoparaların merkezi finans sistemini tehdit ettiğini düşünmemek gerektiğini de hatırlatmakta fayda var. Çünkü birkaç istisna hariç Bitcoin dışındaki tüm kriptoparaların arkasında bir ya da birkaç şirket, vakıf veya kişiyi görmek mümkün. Üstelik son 5-6 yılda piyasaya çıkan kriptoparaların neredeyse tamamı önceden üretilen, arzı çok yüksek, ön satışla sunulan veya arz sınırı belli olmayan kriptoparalardan oluşuyor. Bu kriptoparaları piyasaya süren kişi, kuruluş veya vakıflar, üretilen kriptoparaların bir kısmını proje ekibinin ve geliştirme süreçlerinin finansmanı veya benzeri nedenlerle son kullanıcıya arz etmedi. Buna karşılık, Bitcoin blokzincirinde gerçekleşen transfer işlemlerinin dahil olduğu bloğun doğrulanması sonucunda üretilen her Bitcoin, bloğu doğrulayan Bitcoin madencisinin cüzdanına aktarılarak dolaşıma girmiş oluyor.

 

Bitcoin ve blokzinciri teknolojisi, tüm dünyanın paraya ve bankacılık sistemine farklı bir açıdan bakabilmesine olanak sağladı. Merkezi olmayan, kimsenin kimseye güvenme ihtiyacı hissetmediği ama kimsenin sistemin güvenilirliğinden şüphe etmediği ve dünyanın her yerinde geçerli bir para birimi hayali oldukça cezbedici. İtibari para ile kıyaslandığında artıları ile öne çıksa da Bitcoin, paranın yerine geçebilecek kadar kusursuz değil. Buna rağmen, Bitcoin, itibari paranın itibarını geri kazanabilmesine de zemin hazırladı. Bitcoin, tüm dünyanın ortak para birimi olmayabilir ancak, tüm dünyada geçerli blokzinciri tabanlı, merkezi itibari paralar, bankacılık sisteminin üzerindeki yükü ve riskleri azaltmaya yardımcı olabilir. Daha şeffaf bir ekonomi düzeni, bankaların batmadan kurtarılabilmesini, vatandaşların daha fazla vergi yükü altına girmek zorunda kalmamasını sağlayabilir. Bu nedenle, Bitcoin’i kara para aklama aracı, sanal para ya da bankacılık ve finans sisteminin düşmanıymış gibi görmek yerine, Bitcoin ile birlikte ortaya çıkan finansal sistemin, bozuk sistemin iyileşmesine ne kadar yardımcı olabileceğine odaklanmak tüm dünya için en iyisi olacaktır. Devletlerin, batan bankaların borçlarını üstelenerek bankaları kurtarması, oluşan zararı telafi etmek için tüm yükü vatandaşlarının sırtına yüklemesi ortada henüz bir alternatif yokken belki kabul edilebilirdi. Ancak, artık bir alternatif var: Bitcoin.