B9 Creative Direktörü İbrahim Alan, Fintechtime Haziran sayısı için yazdı “Gömülü Finans ve Dijital Empati”.

“Bu yazımda; ülkemizde popüler hale gelen gömülü finans konusunu ve tüketiciler üzerindeki etkisini ele alacağım. Öncesinde tüketicilerin gönden dünyaya bakmak açısından dijital empati kavramına değinmek istiyorum; çünkü günümüzde çoğu marka dijital empati kavramını kendi pazarlama haritasına yeterince sağlıklı ekleyemiyor.”

 

Dijital empati, kullanıcı deneyimini geliştirmek için teknolojiyi tasarlarken empatinin temel ilkelerinin (şefkat, biliş ve duygu) hedef bireye aktarılmasıdır.

Markaların dijital dünyada insana samimi bir his vermesi, kişiyle empati kurması oldukça kritik. Bir başka deyişle; kişiselleştirme, veri entegrasyonu, yapay zekâ gibi teknolojik inovasyonlardan iç görü ve bağlılık faktörlerini ortaya çıkararak bir “dijital empati” hissi oluşturulması oldukça kritik. Bunun nedeni; “dijital narsisizm” çünkü dijital narsisizm nedeniyle artık tüketiciler markaları yönlendirmeye başladılar. Solis’e göre tüketiciler isteklerinin veya ihtiyaçlarının anında gerçekleştirilmesini beklerken, markalar da onlara kişiselleştirilmiş, markayla entegre eşsiz bir deneyim sunmalı; aksi takdirde köklü bir marka olsanız bile saniyesinde unutulmanız kaçınılmaz oluyor.

 

Dönelim gömülü finans konusuna:

Gömülü finans yani Embedded Finance, Juniper Research’ün yaptığı araştırmaya göre 2026 yılında 138 milyar dolarlık bir market değerine sahip olacak. Bu da demek oluyor ki önümüzdeki birkaç sene içerisinde bu konuyu daha fazla konuşacağız.

Gömülü Finans ve BaaS’ı (Servis Modeli Bankacılığı) anlatmak için bir örnek vermem gerekirse.

Kahve hemen hemen herkesin sevdiği bir içecek. (Kahve içmeden ayılamıyorumcu tayfayı es geçiyorum, onların eline kimse su dökemez) Konumuza dönecek olursak; eğer kahvenizi Nero’dan ya da farklı bir kahve markasından alıyorsanız muhtemelen o markanın bir mobil uygulaması hakkında da bilgi sahibisinizdir. Müşteriler sabah evden çıkarken cüzdanlarını evde unutsalar dahi eğer telefonları yanlarındaysa kahvelerini satın alabilirler. Nasıl derseniz eğer; gömülü finans sayesinde. Çünkü ilgili kahve markası, bankaların sunduğu ödeme hizmetini uygulamasına entegre ettiği için sabah kahvenizi almak için nakit veya kartla ödeme yapmanıza gerek yok. Bunun yerine, ödeme sırasında o markanın uygulamasındaki ödeme düğmesine basar ve kahvenizi alıp kapıdan çıkarsınız. Bu işlemi yapan Nero uygulaması, API’ler aracılığıyla standart bankacılık özelliklerine erişmenizi sağladığı için BaaS’dir, uygulama içerisindeki entegre ödeme sistemi ise gömülü finanstır.

Kritik olan nokta burada başlıyor, gömülü finansın giderek hayatımızda yer alacağı önümüzdeki yıllarda, kullanıcı ile dijital empati kavramını çok iyi analiz etmiş markalar ve onların sağladığı teknolojiler rakiplerinden ayrışmasına olanak tanıyacak.