Mastercard Perakende ve Ticaret, İş Geliştirme, Doğu Avrupa Bölüm Lideri, Direktör İmran Bağırov, Fintechtime Eylül sayısı için yazdı “‘Kişiselleştirme’ artık olmazsa olmaz oldu!”.
“Günümüzde artık daha fazla perakendeci ister çevrimiçi ister mağaza içi olsun, kişiye özel ticari deneyimler sunmak için anlamlı verileri topluyor, birleştiriyor ve bunları tüketiciler için eyleme dönüştürüyor. Yani birçok marka 1:1 kişiselleştirme için çaba harcıyor. Ancak doğru konseptler uygulanmadığı takdirde bu durum gereksiz bir karmaşıklığa yol açabilir ve kişiselleştirme stratejilerinin önemli bir iş etkisi yaratmasını engelleyebilir.”
Kişiye özel uygulamaların günlük rutinlerimizde yeri oldukça arttı. Örneğin tüketiciler olarak, en sevdiğimiz kahve dükkanının adımızı bilmesini, firmaların ilgilendiğimiz ürünlerle ilgili anlaşmalar yapmasını ve en sevdiğimiz restoranların yemek tercihlerimizi bilmesini istiyoruz.
Kişiselleştirme artık ‘olsa iyi olur’ dediğimiz tarzda bir şey değil, bir iş gereksinimi haline geldi. Harvard Business Review Analytic Services tarafından Mastercard sponsorluğunda yapılan bir çalışma* Tüketicilerin yüzde 80’inin ihtiyaçlarına göre uyarlanmış promosyonlar istediğini tespit etti ve işletmelerin yüzde 44’ü, kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi sunmanın son iki yılda gelirlerin artmasına katkıda bulunduğunu söylüyor.
Günümüzde artık daha fazla perakendeci ister çevrimiçi ister mağaza içi olsun, kişiye özel ticari deneyimler sunmak için anlamlı verileri topluyor, birleştiriyor ve bunları tüketiciler için eyleme dönüştürüyor. Yani birçok marka 1:1 kişiselleştirme için çaba harcıyor. Ancak doğru konseptler uygulanmadığı takdirde bu durum gereksiz bir karmaşıklığa yol açabilir ve kişiselleştirme stratejilerinin önemli bir iş etkisi yaratmasını engelleyebilir. Bunun yerine, öğrenmelerin ölçeklenebilir olmasını sağlamak için ‘kök kitleler’ (root audiences) üzerinden kişiselleştirme stratejileri geliştirilmelidir.
Bu çerçeve, şirketlerin, tüm müşterilerine click-stream, yakınlık, sadakat ve diğer davranışsal veya bağlamsal verilere dayalı olarak seçilmiş ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak için bir test ve optimizasyon programı oluşturmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Bu, ölçeklenebilirlik ve maksimum bir verimlilik sağlar. Ekipler, belirli kitleler hakkında edindikleri bilgileri daha kolay kurumsallaştırabilir ve deneyimleri (içerik, teklifler, mesajlar, öneriler) zaman içinde optimize ederek tüm web sitesi trafiğinde artan etkileşim, dönüşüm ve gelir sağlayabilir.
Kişiselleştirme çalışmaları bir kez başladıktan sonra, yapay zeka ve derin öğrenme öneri algoritmalarıyla daha fazla kazanım elde edilebilir. Bu noktada, gerçek 1:1 kişiselleştirme için algoritmik ürün önerileri katmanlandırılmalı, tüketiciye yakınlık ve geçmiş satın alımlarına göre dinamik olarak tahsis edilmiş içerik ve öneriler sunulmalıdır. Sürekli öğrenme etkisi, ilgi düzeyini ve sürekli gelişen bir müşteri yolculuğunu zenginleştirecektir.
Ayrıca perakendeciler artık, tüketicilerin yakın oldukları markalarla etkileşime geçtiği her anda (örn. mağaza, web, mobil, e-posta) var olabilmek ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak için dijital kanalların ötesine bakıyor. Çünkü geleneksel fiziki kanallar, dijital kabiliyetlerin entegrasyonu yoluyla yenilikçi bir ilerleme fırsatına sahiptir ve bütünleşik müşteri yolculuğunu daha da geliştirir. Mesela, sevdiğiniz markanın fiziksel mağazasından alışveriş yaparken kasada, daha önce online platformda karar vermediğiniz üründe size özel indirim olduğunu öğrenmenizin, müşteri deneyimi açısından ne kadar değerli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Dynamic Yield omni-kanal tamamen API odaklı (APİ first) olması yanı sıra, MACH Alliance certified, sertifikasionu ile tespitlenmiş mikro-servisler, nativ-bulut SaaS (cloud-native SaaS) ve başlıksız kişiselleştirme (headless personalization) becerileri ile farklı kanallar üzerinden türünün en iyi deneyim optimizasyon çözümlerini sağlıyor. Nasıl yapılacağı hakkında daha fazla bilgi edinmek ve kişiselleştirme yolculuğunuza güç katmak için linki** ziyaret edebilirsiniz.