Param Grup CRO & Kredim Genel Müdürü Semra Demircioğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportaj Fintechtime Mayıs sayısında yer aldı.

Financial Times tarafından yapılan habere göre Türkiye, 2028 yılında dünyanın en büyük 9. ekonomisi olabilir. Financial Times’ın öngörüsü ile ilgili olarak, ülkemizin önde gelen ekonomistleri ve sektör liderlerinin katılımıyla gerçekleşen özel bir dosya konusu hazırladık. 

 

Türkiye, 2028 yılında dünyanın en büyük 9. ekonomisi olabilir mi?

 

Param Grup CRO & Kredim Genel Müdürü Semra Demircioğlu’nun dosya konusu hakkında görüşlerini aşağıda bulabilirsiniz.  

Financial Times tarafından öne sürülen iddiaya göre Türkiye, 2028 yılında dünyanın en büyük 9. ekonomisi olabilir. Bu öngörüyle ilgili, Türkiye’nin mevcut ekonomik durumu ve bu hedefe ulaşmak için sahip olduğu potansiyel fırsatlar ile karşılaşabileceği zorlukları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’nin 2028 yılında, dünyanın en büyük 9. ekonomisi konumuna gelme projeksiyonunu, Financial Times Kasım 2023’te yayınlandı. Benzer projeksiyonlar, eski dönemlerde CEBR ve PWC tarafından da yapılmıştı. Türkiye’de var olan yapısal sorunların, istikrarlı para ve maliye politikaları eşliğinde çözümlenmesi sürdürülebilir büyümenin de anahtarı konumunda. Tüm dünyayı etkileyen enflasyonist ortam, ülke ekonomimiz üzerinde baskı yaratıyor. Bunun beraberinde gelen para politikaları ile hem piyasa faizlerinde yukarı yönlü ivmelenme hem de kur tarafında dalgalanmaların olduğu ve akabinde seçim ekonomisini yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz. Dünyadaki jeopolitik risklerin artması sadece Türkiye özelinde değil, tüm dünya ekonomileri üzerinde belirsizliklerin artmasına neden oluyor. Ayrıca yerel seçimler de içeride belirsizliği artıran bir diğer unsur. Bu nedenle yılın ikinci çeyreğine daha istikrarlı bir siyasi ortamda devam ediyor olacağız. Bu nokta enflasyonla mücadele kapsamında para politikasında sıkılaşmanın devamı ve diğer makroihtiyati tedbirlerin artırılması, bir miktar büyüme üzerinde baskılayıcı unsurlar olabilir.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan 2024 Büyümenin Geleceği Raporu’nda Türkiye’nin enerji kaynağı çeşitliliği, siber güvenlik endeksi ve altyapı kalitesinde dünya ortalamasının üstünde bir performans sergilediği vurgulandı. Bunlara ek olarak fintek sektöründe ülke olarak potansiyelimizin yüksek olduğunu düşünüyorum. Türkiye’den dünya sahnesine açılan bizim gibi fintekler, sundukları gelişmiş finansal hizmetlerle yurt dışında daha rekabetçi bir konuma gelecektir. Teknoloji ihracatını yaygınlaştırarak, yurt dışında istihdam fırsatları yaratacak ve döviz gelirlerini artırarak Türkiye’nin geleceğinde önemli rol oynayacaklar. Biz de Param Grubu olarak bu sene 2. yatırım turumuza çıkıyoruz. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) başta olmak üzere CEECAT Capital, Alpha Associates ve Revo Capital’ın katıldığı ilk yatırım turumuzu yüksek değerlemeyle tamamlamıştık. Bu turda da yine önemli yatırımlarla Türkiye ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz.

Gelecek için Türkiye’deki yetenek ekosistemini daha iyi yönetmemiz gerekiyor. Ülkemizdeki genç nüfus, yüksek değer yaratma potansiyeli bulunan en büyük kaynağımız. Nitelikli iş gücü, iş hayatındaki kapsayıcı gelişmeler ve kadınların tam katılımıyla dünya standartlarında bir istihdam yapısına sahip olabiliriz.

Coğrafi konumumuz, ticaret ve ihracat alanında bize avantaj sağlıyor. İhracatta teknoloji kadar sanayi de önemli bir yere sahip. Yerli üretim konusunda farklı sanayi sektörlerinde Ar-Ge çalışmaları, teşvik ve iyileştirmeler yaparak hem ihracat kolumuzu güçlendirebilir hem de dışa olan bağlılığımızı azaltarak döviz kurunu rahatlatabiliriz.

Türkiye’nin 2028, 2052 ve diğer tüm hedefleri için yapılması gereken belli. Kamu, özel sektör, eğitim kurumları ve toplumun tüm kesimleri olarak güç birliği yapıp, Türkiye’nin başarılarla dolu geleceğine hep beraber, hızla ilerlemeliyiz. Bu şekilde dünya ülkelerinin arasında hak ettiğimiz konuma gelebiliriz.