Gedik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Arzu Aydın, Fintechtime Mayıs sayısı için yazdı “Girişimcilikte Altın Çağ: Game Over!”.

“2022 yılıyla birlikte yükselen enflasyon dalgası, merkez bankalarını on yıldan uzun süredir görülmemiş sertlikte faiz artışlarına itti. “Kolay para” dönemi ani bir frenle sona erdi ve girişimcilik ekosisteminde rüzgâr tersine döndü. Bir zamanların gözdesi unicorn’lar değerlemelerini sorgulamak zorunda kalırken, yatırımcılar frene bastı. Peki, bu ani değişim ne anlama geliyor? Girişimcilikte Altın Çağ gerçekten bitti mi, yoksa sadece bir evrim mi geçiriyor? Türkiye bu durumdan nasıl etkilendi?”

 

Girişimcilikte Altın Çağ: Game Over!

Son on yıl, girişimcilik dünyası için adeta bir Hollywood filmi gibiydi. Manşetlerde milyar dolarlık değerlemelere ulaşan “unicorn” şirketlerin ardı ardına sıralandığı, yatırımcıların risk iştahıyla dolup taştığı ve inovasyonun baş döndürücü bir hızla küresel ölçekte yayıldığı bir “Altın Çağ” yaşandı. Kolay bulunan ve neredeyse bedavaya gelen sermaye, teknoloji startup’ları için eşi benzeri görülmemiş bir büyüme yakıtı sağladı. Optimistlik havası o kadar yoğundu ki, “Ne kadar hızlı büyüyorsun?” sorusu, “Ne kadar kârlısın?” sorusunun açık ara önüne geçmişti. Bu dönem, sadece Silikon Vadisi’nde değil, dünyanın dört bir yanında, Türkiye dahil olmak üzere, pek çok teknoloji merkezinin filizlenmesine ve iddialı girişimlerin ortaya çıkmasına olanak tanıdı. Ancak her filmin bir sonu var. 2022 yılıyla birlikte yükselen enflasyon dalgası, merkez bankalarını on yıldan uzun süredir görülmemiş sertlikte faiz artışlarına itti. Jeopolitik gerilimler tırmandı, tedarik zincirleri kırılganlaştı ve küresel ekonominin üzerine bir belirsizlik sisi çöktü. “Kolay para” dönemi ani bir frenle sona erdi ve girişimcilik ekosisteminde rüzgâr tersine döndü. Bir zamanların gözdesi unicorn’lar değerlemelerini sorgulamak zorunda kalırken, yatırımcılar frene bastı. Binlerce teknoloji çalışanı işten çıkarıldı ve “kemer sıkma” yeni normal haline geldi. Peki, bu ani değişim ne anlama geliyor? Girişimcilikte Altın Çağ gerçekten bitti mi, yoksa sadece bir evrim mi geçiriyor? Türkiye bu durumdan nasıl etkilendi?

 

Türkiye’nin Girişimcilik Karnesi

Küresel fırtına, Türkiye kıyılarını da es geçmedi. Türkiye girişim ekosistemi, son on yılda global trendlere büyük ölçüde paralel bir yörünge çizdi. Özellikle 2016’dan sonra başlayan ve 2021’de zirveye ulaşan dönem, Türkiye için de bir nevi “Altın Çağ” oldu. Artan yerli ve yabancı yatırımcı ilgisi, başarılı exit’ler ve devlet destekleriyle ekosistem muazzam bir ivme kazandı. 2020’de 180 milyon dolar civarında olan yıllık girişim yatırımları, 2021’de Getir ve Trendyol’un aldığı devasa mega turların da etkisiyle yaklaşık 1,6 milyar dolara fırlayarak tarihi bir rekor kırdı. Bu dönem, sadece rakamsal bir patlama değil, aynı zamanda Türkiye’nin küresel girişimcilik haritasındaki yerini sağlamlaştıran başarı hikayelerine de sahne oldu. Getir ve Trendyol’un “decacorn” statüsüne ulaşması, Peak Games’in Zynga’ya 1,8 milyar dolara satılması, Dream Games ve Insider’ın hızla “unicorn” olması, Türkiye’nin teknoloji ve girişimcilik potansiyelini tüm dünyaya gösterdi. İstanbul, Avrupa’nın en hızlı büyüyen startup merkezlerinden biri haline geldi, en çok yatırım alan ilk 10 şehir arasına girdi ve özellikle mobil oyun sektöründe Londra’nın ardından ikinci sıraya yerleşti. Kısacası Türkiye, Altın Çağ’ın rüzgarını arkasına alarak bölgesel bir güç olma yolunda önemli mesafeler kat etti.

Ancak küresel rüzgarlar tersine dönünce, Türkiye ekosistemi de bundan kaçınılmaz olarak etkilendi. 2022’nin ikinci yarısından itibaren başlayan küresel yavaşlama, 2023’te Türkiye’deki yatırım hacimlerine de yansıdı. Toplam yatırım tutarı, önceki iki yılın yarısından da aza inerek 913 milyon dolara geriledi. Bu keskin düşüşün ana sebebi, 2021 ve 2022’ye damgasını vuran o milyar dolarlık mega yatırımların neredeyse tamamen ortadan kalkmasıydı. Nitekim Getir ve Insider gibi birkaç istisna dışında, 2023 yılında 20 milyon doların üzerinde bir yatırım turunu kapatabilen Türk girişimi olmadı. 2024 yılında ise Türkiye girişimcilik ekosistemi, önceki yıllardaki durağanlığın ardından yeniden ivme kazandı. Toplam yatırım hacmi, 2023’teki 913 milyon dolardan 2,6 milyar dolara çıkarak rekor seviyeye ulaştı. Bu artışta, Hepsiburada’nın Kaspi.kz tarafından 1,1 milyar dolara satın alınması ve Insider’ın General Atlantic’ten aldığı 500 milyon dolarlık yatırım gibi büyük işlemler etkili oldu. Tohum aşama yatırımlar, toplam işlemlerin %85’ini oluşturdu. Türkiye’de erken aşama (tohum ve başlangıç) girişimler hala yatırımcının ilgisini görmeye ve fon bulmaya devam ediyor, ancak büyük ölçekli büyüme sermayesi (late-stage VC) çok daha seçici ve temkinli hale gelmiş durumda. Yani, ekosistem tamamen durmadı, sadece vites küçülttü, daha gerçekçi bir zemine oturdu ve belki de daha sağlıklı bir yapıya kavuşuyor.

 

Girişimciler İçin Oyun Değişti

Özetle, hem küresel hem de yerel sahnede “Altın Çağ”ın o coşkulu, hatta kimi zaman gözleri kamaştıran dönemi artık geride kaldı. Ancak bu bir son değil, yeni bir evrenin başlangıcı. Faizlerin yükseldiği, sermayenin daha seçici hale geldiği, küresel ekonomik dengelerin yeniden tanımlandığı bu yeni düzende girişimcilik; kontrolsüz bir büyüme yarışından, bilgece ve sürdürülebilir bir evrime doğru yol alıyor. Bugün yatırımcılar artık “kısa sürede nasıl büyüdün?” sorusunun ötesine geçip “uzun vadede nasıl ayakta kalacaksın?” sorusunun yanıtını arıyor. Girişimciler için de oyun değişti: Artık yalnızca parlak bir fikir yetmiyor; güçlü bir ekip, sağlam bir iş modeli, doğru zamanda alınmış stratejik kararlar ve en önemlisi sabır gerekiyor.

Bu yeni çağda, yalnızca çevik değil aynı zamanda dirençli, yalnızca yenilikçi değil aynı zamanda anlam yaratan girişimler hayatta kalacak. Finansal disiplin, teknolojik yetkinlik ve toplumsal etki odaklılık bir girişimin “olmazsa olmaz” ları haline geldi. Bir başka deyişle, yeni dönemde başarı; sadece yatırım almakla değil, doğru değerleri inşa etmek ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayabilmekle ölçülüyor. Türkiye gibi dinamik ve genç nüfusa sahip bir ülkede bu dönüşüm, aynı zamanda büyük bir fırsat penceresi de sunuyor. Çünkü bu topraklarda hâlâ çözülmeyi bekleyen sayısız problem, keşfedilmeyi bekleyen büyük potansiyeller ve yetişmeyi bekleyen çok sayıda girişimci var.

 

Çelik Çağ Başlıyor

Bugün, Altın Çağ’ın sunduğu kolay fonlama döneminden çok daha fazla bilinç, strateji ve vizyon gerektiren bir sahnedeyiz. Ancak bu yeni düzende pusulasını doğru ayarlayanlar, sadece günü değil geleceği de kazanacak. Unutmayalım, denizler her zaman sakin olmaz; ama fırtınayı fırsata çevirebilen kaptanlar, her çağda yolunu bulur. Girişimcilik ekosistemi artık sadece bir “yarış” değil, bir “dayanıklılık testi”. Ve bu testi geçenler, yalnızca yeni nesil iş insanları değil, aynı zamanda geleceği şekillendiren vizyoner liderler olacak.

Gelecek; sermayeye değil çözüme odaklanan, büyümeye değil etkiye tutunan ve her şeyden önce kalıcı değer yaratmayı hedefleyen girişimcilerin olacak. Bu yeni oyunun kurallarını anlayanlar için şimdi yeniden başlama zamanı. Çünkü Çelik Çağ başlıyor!