Payten Ödeme Sistemleri Ürün Müdürü

Mehmet Evirgen

 

Payten Ödeme Sistemleri Ürün Müdürü Mehmet Evirgen, Fintechtime okurları için kaleme aldı, “Daha iyisi için; İnovasyon”.

Finansal hizmetler sektörü artık gerçek anlamda dijitalleşmiş bir sektöre dönüşüyor ve günümüzde büyümeyi hızlandıran kilit alanlardan birisi de ödemeler oluyor. Tüketiciler, hesaptan ödeme, açık bankacılık, e-cüzdanlar, mobil ödemeler, ön ödemeli kartlar, blockchain vb. gibi güçlü endüstri trendlerinden kaynaklanan çok çeşitli alternatif ödeme çözümleri arasından seçim yapabilir duruma geliyor.  Alışkanlıkları değiştirmeye kararlı olan 21.yüzyıl teknolojileri arkasına aldığı “büyük güç” olan Covid-19 desteği ile hızına devam ediyor.  Dijitalleşmenin ve ihtiyaçların sınırsız olduğunu bizlere öğreten, başka bir deyişle mecbur kılan küresel tehdit Covid-19, hayatımızın her alanına karışmaya, belki de farklı bir bakış açısıyla belirli eylemler için kolaylaştırmaya devam ediyor. Krizi fırsata çeviren büyük ve orta ölçekli kuruluşlar, her zaman olduğu gibi liderliği elinde tutuyor. Her alanda “dijitalleşme” mottosuyla yola çıkıldığında, düşüncenin sınırının olmadığı açıkça görünüyor.

Finaria’ya göre küresel dijital ödemeler sektörünün 2021’de 6,6 trilyon dolar değerine ulaşması bekleniyordu. Sektör 2020’de 5,4 trilyon dolar değerindeydi. COVID 19’dan önce sektör yıllık %16’lık bir artışla büyürken, Covid-19 bu hızı %22’nin üzerine getirdi.

Önümüzdeki dört yıl içinde, dijital ödeme pazarının değeri 10,5 trilyon dolara ulaşması beklenirken, bu kararlı büyümenin ana etkenlerinin; gelişmiş, bilinçli ve ne istediğini bilen tüketici davranışına dikkat çekme ve teknolojiyi bu yöne çevirmenin neden olacağı düşünülüyor.
Ödeme sistemleri ekosistemi küresel anlamda büyümeye, gelişmeye ve alternatifler sunmaya devam ederken, insanlar her alanda temassız, hızlı ve güvenilir çözümleri tercih ediyorlar.

Ulusal Perakende Federasyonu’na göre, ABD perakendecilerinin %67’si artık nakit yerine bir tür temassız ödeme kabul ediyor. Avrupa’da Visa, mağaza içi ödemelerin %75’inin artık temassız olduğunu bildiriyor.

Temassız ödemeleri destekleyen teknoloji olan NFC (Yakın alan iletişimi) EMV’de bir patlama olduğunu fark edeceksiniz. Kullanıcıların ödeme yapmak için akıllı telefonlarını temassız veya QR okuyarak/ okutarak yaptıklarına sıkça şahit olmaktayız.  Aynı şekilde ödeme yapmanızı sağlayan akıllı saat, akıllı hoparlör gibi cihazlar bile yaygınlaşacaktır.

 

Apple, Samsung ve Google gibi teknoloji şirketlerinin halihazırda kendi temassız ödeme uygulamaları hatta ön ödemeleri kartları bulunuyor.

QR teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle ilk etapta en basit örnekle restoran menülerini QR üzerinden dijitalleşmesi, bu önemli düşüncenin aslında zamanla ödeme döngüsüne girme ihtimalinin de düşünüldüğü anlamına gelmektedir. Özellikle kartlı ödeme sistemlerinin NFC, QR, Payment with One Click alternatiflerine yönelmesiyle temassız, güvenilir ve hızlı seçenekler sunması, bu inovasyonların diğer araçlara ilham ve teşvik edici olduğu görülmektedir.

Yemek kartlarının temassız özelliklere sahip olması ve sonrasında mobil uygulamaları üzerinden temassız yemek kartı ödemelerinin yapılması, temassız olarak kart ile yapılan harcamanın anında mobil uygulamayı senkron olarak bilgilendirmesi gibi süreçlerin hepsi, müşteri ihtiyaç ve davranışlarının ölçülmesi sonucunda ortaya çıkmıştır.
Sonuç olarak dijitalleşmenin sınırı sadece ödeme sistemleri ekosistemi ile sınırlı değildir.Özellikle son zamanlarda trend haline gelmiş olan Cüzdan (Kapalı devre cüzdan) çözümlerini düşündüğümüzde; “cüzdana yükle, cüzdandan şimdi veya sonra öde, iadeyi cüzdana aktar” sloganları aslında perakendeciye sunduğu avantajlar bakımında anlamlı bir kullanım haline geliyor. Müşterileri tutundurma ve bağımlı hale getirmenin yanı sıra hizmeti verilmemiş bir ödeme için “Canlı Nakit Akışı” anlamına geliyor.2020 ve 2021 yılları, arkasına aldığı pandemi gücüyle yakalamış olduğu dijital büyüme ivmesini bırakmaya niyetli görülmüyor. Her dijital dönüşüm hız, zaman, kolaylık gibi faktörleri beraberinde getirse de, olumlu etkileri olduğu gibi gerekli önlemler alınmazsa tersine dönecek ve büyük maddi/ manevi kayıplar verecek olumsuzluklara da neden olabilir.

Sonuçta her şeyin başı “İnternettir” değil mi?
İnternetin olduğu yerde tehdit her zaman mevcuttur.
İnternetin olduğu tüm süreçlerin siber tehditlere açık olduğu unutulmamalıdır. Dijital dünyanın hayatımızın her alanına nüfuz etme eğiliminde olduğunu düşündüğümüzde, ödeme sistemleri ekosisteminin en önemli organlarından birisinin de “güvenlik” olduğunu unutmamalıyız.

Önümüzdeki gelecekte ödeme şirketleri, mevcut siber güvenlik çerçevelerini geliştirmeye önemli ölçüde odaklanacak. Bunu yaparken, Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi destekli sistemler başı çekecektir diye düşünüyorum. Hali hazırda birçok uygulamanın basit anlamda güvenlik adımları olsada, müşteri tutundurma ve güveni sağlama noktasında devamlılık için geliştirmeler devam edecektir.

Tata Consultancy Services göre şirketlerin %44’ü güvenlik ihlallerini tespit etmek ve önlemek için bu teknolojileri zaten kullanıyor. Ek olarak, ödemelere farklı bir güvenlik katmanı eklemek için Müşteri Kimlik Doğrulaması gibi ek süreçler kritik hale gelebilir. Yüz tanıma, biyometrik ve sesli ödemeler, sağlam bir Müşteri Kimlik Doğrulaması sürecine katkıda bulunan temel faktörler olacaktır.