Dijital Pazarlama ve Marka Yöneticisi

İbrahim Alan

 

Dijital Pazarlama ve Marka Yöneticisi İbrahim Alan Fintechtime okurları için kaleme aldı,Fintech Pazarlamasında Veri Stratejisi”.

Finansal teknoloji alanında bireysel tüketicilerin ihtiyaçlarını anlamak giderek daha önemli hale gelmeye başladı. Bu pazarda pastadan pay almak her markanın en büyük tutkusu. Peki bu nasıl olacak? Bu anlamda büyük verinin, pazarlamada bir trend haline geldiğini söyleyebiliriz. Bu sayede, tüketicilerinizin davranışları hakkında bilgi edinebilir, reklamlarınızı müşterilerinizin yolculuğuna göre hedefleyebilir, gerekli optimizeleri yapabilir ve bütçenizi de bu anlamda daha iyi kullanabilirsiniz. Tabi veriye dayalı stratejiden önce daha önemli bir case var ki; o da ‘kişiselleştirme’ konusu.

 

Kişiselleştirme 

Güçlü ilişkiler kurmanın bir parçası da müşterilerinize hitap eden anlamlı, kişiselleştirilmiş mesajlar oluşturmaktır. Bu konuda sadece müşterinizi anlamak yeterli değildir. İlgili mesajların hedef bireyi yakalaması ile bir markanın bir müşteriyi elinde tutma olasılığı arasında doğrudan bir ilişki vardır.

Epsilon raporuna göre:

  • İnsanların %80’inin kişiselleştirilmiş deneyimler sunan bir şirketle iş yapma olasılığı daha yüksektir.
  • İnsanların %89’unun kişiselleştirilmiş deneyimler sunan bir finans kurumuyla iş yapma olasılığı daha yüksektir.
  • %64’ü kişiselleştirmeyi deneyimsel bir hizmet olarak tanımlıyor.

Örnek olarak bugün, 10 Amerikalıdan 9’u (yaklaşık %90’ı) mali durumlarını yönetmek için bir tür fintech uygulaması kullanıyor.

2020’de dünya çapında fintech uygulama pazarlamacıları yeni müşteri kazanımına 3 milyar dolar yatırım yaptı. (Şirketler 2021 yılının ilk çeyreğinde zaten 1,2 milyar dolar yatırım yaptı.) Bu veriler düşünüldüğünde kişiselleştirme ve bunun için gerekli kanalların önemi daha da fazla anlaşılıyor. Peki nedir bu yollar?

  • Müşteri veri platformu (CDP): CDP’ler, pazarlamacıların çok kanallı kişiselleştirmeyi destekleyen müşterilerinin tek bir görünümünü görmelerine yardımcı olur. Bu platformlar, çok çeşitli kaynaklardan gelen birinci ve üçüncü taraf müşteri verilerini, cihazlar ve kanallar arasında tek ve kapsamlı bir görünümde birleştirir.
  • Müşteri ilişkileri yönetimi (CRM): CRM’ler, çeşitli kanallar arasında bağlantı kurmak ve yapılandırmak için müşteri verilerini manuel olarak toplayan platformlardır. Bu yöntemle pazarlamacılar, gerçek zamanlı olarak bireysel düzeyde eksiksiz müşteri profilleri geliştirebilir. Dezavantajı? Müşterileri bire bir anlamada başarılı olsalar da, bir CDP tarafından sağlanan ölçeklenebilirliğe ve kişiselleştirmeye sahip değillerdir.
  • Veri yönetimi platformu (DMP): Bir DMP, neredeyse yalnızca üçüncü taraf çerezlerinden anonim tüketici verilerini toplar. Bu yöntemi kullanarak, pazarlamacılar, bireysel kullanıcılar için olmasa da, reklam ve hedefleme kampanyaları oluşturmak için anonimleştirilmiş bilgileri kullanabilir. Kalıcı bir tanımlama oluşturulamaması, üçüncü taraf tanımlama bilgisinin kullanımdan kaldırılmasıyla birleştiğinde, DMP’leri biraz eskimiş hale getirir.

Önümüzdeki yıllarda özellikle finansal teknoloji alanında kişiselleştirmenin önemi, metaverse evreninin hayatımıza girmesi ile beraber daha da önem kazanacak. O zaman daha farklı kanalları konuşuyor olacağımızı şimdiden öngörebiliriz…