TSKB sponsorluğunda düzenlenen “Yeni Kalkınma Perspektifi: Kapsayıcı Finansman” panelinde, finans sektörünün kapsayıcı kalkınma konusundaki rolü tartışıldı.
Panelde konuşmacıları arasında yer alan TSKB Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem İçel, “Kapsayıcılık son dönemde özellikle uluslararası literatürde çok rastlanan ve bizim de çok önemsediğimiz bir konu. O kadar ki, 2000’li yılların başında nasıl sürdürülebilirliği iş modeli haline getirdik diyorsak, bugün de kapsayıcılığı aynı ruhla benimsiyoruz. Son yıllarda kapsayıcılık alanındaki projelere finansman ve danışmanlık desteği verme konusunda özel bir konsantrasyon geliştirdik” dedi.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB), Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi’nin üçüncüsünü bu yıl, 13-14 Kasım’da Wyndham Grand İstanbul Levent Oteli’nde düzenlendi. “Gelecek” temasıyla düzenlenen kongrede, TSKB sponsorluğunda “Yeni Kalkınma Perspektifi: Kapsayıcı Finansman” başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Escarus – TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Genel Müdürü Hülya Kurt’un üslendiği panelin konuşmacıları; TSKB Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem İçel, EIB Türkiye Temsilcisi Massimo d’Eufemia, KfW Türkiye Direktörü Frank Bellon, AFD Türkiye Direktörü Serge Snrech ve IFC Avrupa ve Orta Asya Bölge Başkan Vekili Gökhan Kont oldu.
“Sürdürülebilirlik yaklaşımımızı bir üst basamağa, kapsayıcılığa taşıyoruz”
Panelde konuşan TSKB Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem İçel, “Uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarıyla yaptığımız işbirlikleri, TSKB’nin pek çok alanda öncü adımlar atmasını sağladı. Bunların arasında en önemli dönüm noktalarından biri, kuşkusuz sürdürülebilirliği iş modelimize entegre etmek oldu” dedi.
TSKB’nin kredi portföyünün yaklaşık yüzde 70’ini sürdürülebilirlik yatırımlarının oluşturduğunu hatırlatan İçel, şöyle konuştu: “2000’li yılların başında, yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklemeye başladık. Sürdürülebilirlik alanında geliştirdiğimiz finansal çözümler, eneji ve kaynak verimliliği, çevre, turizm, AR-GE ve inovasyon gibi pek çok farklı alana yayıldı. Bu kadar farklı projeleri değerlendirmek, TSKB’ye ciddi bir bilgi birikimi katkısı sağladı. Bu nedenle firmalara finansal desteğin yanı sıra, danışmanlık çözümleri de sunuyoruz. Yatırım tutarından bağımsız olarak, tüm projeleri çevresel etki değerlemesine tabi tutuyoruz. Tabii ki sürdürülebilirliği sadece finansman ve çevre ekseninden değerlendirmek eksik olur. Tüm bu çalışmaları insanla, insan için yapıyoruz. İşte burada sürdürülebilirlik yaklaşımımızı genişletiyor ve işi bir üst basamağa, kapsayıcılığa taşıyoruz.”
“Kapsayıcılık misyonumuzun da bir parçası”
Kapsayıcılık son dönemde özellikle uluslararası literatürde çok rastlanan bir konu olduğuna işaret eden İçel, TSKB nezdinde de kapsayıcılığın çok önemsediğinin altını çizdi. İçel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yıllarda, kapsayıcılık alanındaki projelere finansman ve danışmanlık desteği verme konusunda özel bir konsantrasyon geliştirdik. Ayrıca, 2017 yılında kapsayıcılığı misyonumuza da ekledik. Bu tip beyanları, kurumların duruşunu ve gidecekleri yönü belirtmesi açısından önemsiyoruz. Kapsayıcılık alanındaki en önemli odağımız kadın istihdamı. Fransız Kalkınma Ajansı ve Dünya Bankası’ndan temin ettiğimiz kredilerle ülkemizde kadın istihdamını artıran, artırma yönünde aksiyonlar alan ve kadın dostu çalışma ortamı sunan firmaları destekliyoruz. Yine Fransız Kalkınma Ajansı ile birlikte geliştirdiğimiz İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) kredisi, bu alanda bir ilk. Bu krediyle İSG yatırımı yapmak isteyen firmaları destekliyoruz. Diğer bir ilk ise, Dünya Bankası ile birlikte geliştirdiğimiz ve mültecilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere odaklanan finansal çözümümüz.”
İçel, TSKB’nin sürdürülebilirlik boyutunda, tüm projeleri çevresel açıdan değerlendirdiği gibi, kapsayıcılık boyutunda da tüm projeleri sosyal açıdan değerlendirdiğini sözlerine ekledi.
“İnovatif yaklaşımlar finansal ürün yapılarını da etkiliyor”
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Escarus – TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Genel Müdürü Hülya Kurt ise sorumlu yatırım anlayışının gün geçtikçe yaygınlaştığına işaret etti. ABD Sürdürülebilir ve Sorumlu Yatırım Forumu verilerini paylaşan Kurt, “2016 yılında ABD’de profesyonel yönetimde olan ve 8,7 trilyon dolara karşılık fonların yaklaşık beşte biri sorumlu yatırım (Socially responsible investing – SRI) kriterine göre taranıyor. Bu rakam 2012’de 3,7 trilyon dolar ile fonların dokuzda birine eşdeğerdi. Yani süreç 4 yılda yüzde 135’lik artış ile gelişiyor” dedi.
Bu değişimin 2000’li yılların başından beri kalkınmanın finansmanı konularını da şekillendirdiğini belirten Kurt şöyle devam etti: “Çevre yatırımlarının finansmanı ile başlayan ve sürdürülebilir kalkınmanın finansmanı ile devam eden süreçte; iklim değişikliği, yenilenebilir enerji, verimlilik, kadın ve genç istihdamını da gözeten kapsayıcı kalkınma gibi başlıklarla çeşitlenerek devam etti, halen de ediyor. İş dünyasındaki inovatif yaklaşımlar başta kalkınma finansmanı kurumları olmak üzere finansal ürün yapılarını da etkiliyor. Örneğin, tahvil dünyasında yeşil ve sosyal tahviller 2007 yılındaki ilk ihraçtan sonra hızlı büyüme eğrisini sürdürdü. 2013 yılında tahvillerin parasal değeri 15,4 milyar dolar iken 2018 yılı sonunda bu rakamın 250-300 milyar dolar mertebesinde olması bekleniyor.”