KPMG‘nin hazırladığı Endüstriyel Üretim Sektörel Bakış 2019 raporu yayımlandı.

Rapora göre Türkiye’de sanayi üretimini zorlayan üç başlık var; finansal daralma, korumacılık ve Brexit. Ancak küresel veriler iç açıcı olmasa da Türkiye’de ihracat siparişlerine yönelik beklentiler güçlü seyrediyor, ayrıca yabancı yatırımcının sektöre ilgisi sürüyor.

KPMG Türkiye’nin hazırladığı Sektörel Bakış serisinin endüstriyel üretim raporu, 2019’da Türkiye’nin sanayi üretimini bekleyen zorlukları sıraladı.

Rapora göre yurt içindeki finansman koşullarda görülen sıkılaşma ve talepteki zayıflamanın yanı sıra, küresel ticaretteki korumacı eğilimler ve Brexit kaynaklı belirsizlikler, sektörün görünümünü olumsuz etkiliyor.

KPMG Türkiye’den Hakan Ölekli, Türkiye sanayi sektörü açısından küresel ticaret ve jeopolitik gerilimlerin kritik önem taşıdığını vurguladı. Ölekli, “Bu iki konuda genel olarak dünyayı ve özel olarak Türkiye’yi etkileyecek ilave bir olumsuzluk yaşanmazsa 2019’un ikinci yarısıyla birlikte sanayi üretiminde toparlanma görülebilir. Aksi takdirde dünya genelinde derinleşebilecek ticaret savaşları, Türkiye’deki endüstriyel üretimi sınırlayacak birinci faktör olacak” diye konuştu.

 

DÜNYADA DURUM

  • Dünya sanayi sektörü, 2018’in ikinci yarısında belirginleşen bir yavaşlama sürecine girdi.
  • Dünya ticaret hacmi Mart 2019 itibariyle yüzde 0.5 oranında ilerleme kaydederken, bu oran sanayi üretiminde yüzde 0.8 seviyesinde kaldı.
  • 2018’de gelişmiş ekonomiler arasında en zayıf performans, Japonya ve Euro Bölgesi’nde gözlenirken, ABD güçlü iç pazarı sayesinde yüksek büyüme sağladı.
  • Gelişmekte olan ekonomilerde arasındaysa en zayıf performans Latin Amerika ekonomilerinde görüldü.

Yavaşlama sürecek

  • Öncü veriler, dünya endüstriyel üretimindeki yavaşlamanın bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Dünya genelinde yapılan anketlerde satın alma yöneticileri endeksleri (PMI) 50 seviyesinin üzerinde kalarak aktivitenin hala artmaya devam ettiğini belirtse de yavaşlamanın sürdüğünü teyit ediyorlar.
  • OECD tarafından hesaplanan sanayi sektörü güven endeksleri de gelişmiş ekonomilerde (G-7) sanayi sektöründe güven kaybının sürdüğünü teyit ederken, tüm OECD ekonomilerinde 2018’in sonlarına doğru bir dengelenme çabasının olduğuna işaret ediyor.

 

TÜRKİYE’DE DURUM

  • Türkiye’de sanayi üretimi Mart 2019’da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.1 artış gösterirken, yıllık yüzde 2.2 daralma kaydetti.
  • Genel tabloya bakıldığında sanayi üretimi 2019 ilk çeyreğinde, bir önceki yılın ilk çeyreğine göre yüzde 4,8 azaldı. Bir önceki çeyreğe göre Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi yüzde 1,7 oranında artış gösterdi.
  • Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler sektörün üretim yapısında dönüşümlere yol açıyor. Ancak bu süreç Türkiye’de görece yavaş gerçekleşiyor.
  • Teknoloji düzeyini artıracak Ar-Ge harcamalarında son yıllarda verilen teşviklere rağmen ciddi artış kaydedilemedi.
  • İngiltere’nin Brexit süreci ve AB’den anlaşma sağlanamadan ayrılma ihtimali Türkiye’nin ihracatını artırması ve sanayi üretiminin yeniden hızlanması önünde, eğer iki ülke arasında bir serbest ticaret anlaşması yoluna gidilmez ise bir engel oluşturabilir.

Teknolojik üretimin payı artıyor

  • Toplam üretim içinde sınırlı paya sahip olan yüksek teknoloji üretimi, 2018’in ikinci yarısında yüzde 5 arttı. Dış talebe göre üretim yapan orta-düşük ve orta-yüksek teknoloji yoğunluklu üretimde ise sert düşüş yaşandı.
  • 2019 Mart verilerine göre yüksek teknolojili üretim bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13,5 artarken, orta-yüksek ve orta-düşük teknoloji yoğunluklu üretimde sırasıyla yüzde 2,5 ve yüzde 9,0 oranında daralma yaşandı. Düşük teknoloji yoğunluklu üretim ise yüzde 0,6’lık bir artış gösterdi.

İstihdamda alarm yok

  • Sanayi üretiminde 2018’in ikinci yarısında belirgin ivme kaybı görülse de istihdamda henüz bir gerileme gözlenmiyor. Yıl geneline bakıldığında toplam istihdamın endüstriyel üretimde yıldan yıla artış eğilimini koruduğu görülüyor.
  • 2017’de 4 milyon 115 bin kişi olan sanayi sektöründeki erkek istihdamı 2018’de 4 milyon 306 bin kişiye, kadın istihdamı ise 1 milyon 275 binden 1 milyon 362 bine çıktı.
  • 2014 yılında sektörde yüzde 23,2 olan kadın istihdam oranı, 2018 sonunda yüzde 24,0 seviyesine ulaştı. Şubat 2019 itibariyle sanayi sektörü istihdam oranı yüzde 19,7 olurken kadınlarda işgücü katılım oranı yüzde 34 seviyesinde oldu.

Asgari ücret etkisi

  • Asgari ücret artışları ve enflasyondaki yükseliş eğilimi, sektördeki istihdamı da etkiliyor. 2019 için tespit edilen asgari ücret artışının yüzde 29 gibi yüksek oranda olmasıyla gelecek dönemde sanayi işgücü maliyetlerinin hızla artmayı sürdüreceği öngörülüyor.

Maliyetler yükseldi

  • Geçmiş yıllarda düşük seyreden üretim maliyetleri, 2018 ortalarında bir önceki yıla göre yüzde 27 arttı. En sert artış yüzde 40.3 ile enerji grubunda yaşandı.
  • Döviz kurlarındaki hızlı yükselişlerin etkisiyle üretici maliyetleri endüstriyel üretimde 2018’de yüzde 35.7 oranından arttı. Yurtdışı enerji grubundaki ortalama artış ise yüzde 58’i buldu.
  • 2018 yılında işgücü maliyetleri ortalamada yüzde 19,9 artışla sektörü zorlayan bir unsur oldu. Mart 2019 itibariyle işgücü ödemeleri bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 20,9 artış gösterdi.

Cirolar arttı

  • Mart 2019 itibariyle, takvim etkilerinden arındırılmış sanayi ciro endeksi, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 25.8 artış gösterdi. Şubat ayıyla karşılaştırıldığında artış yüzde 5.3 oranında oldu.

Yabancı yatırımcı ilgisi

  • 2004-2018 arasında yabancıların sektöre doğrudan yatırım girişi 58 milyar doların üstünde gerçekleşti. Bununla birlikte, yurtdışı yerleşiklerin toplamdaki 29.7 milyar dolarlık hisse senedi yatırımlarının 8.7 milyar dolarlık kısmı da yine sektördeki şirketlerde bulunuyor.

Toparlanma sinyali

  • Küresel ticaretle ilgili atmosfer destekleyici olmasa da Türkiye’de son dönemde ihracat siparişlerine yönelik beklentiler hala güçlü. Bunda maliyet unsurlarındaki artışın kar marjlarını azaltmasına rağmen TL’nin düşük seviyeleri temel etken olarak değerlendiriliyor.
  • Reel sektör güven endeksinde düşüşün sınırlı kalması ve ihracatın sınırlı zayıflama göstermesinin desteğiyle kapasite kullanım oranı da yakın dönemde dengelenme sürecine girdi.

‘Teknoloji tehdit değil fırsat’

KPMG Türkiye’den Hakan Ölekli, geçtiğimiz 5 yılda bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişimin sanayideki iş modellerinde ve organizasyonel yapılarda önemli değişiklikleri beraberinde getirdiğini vurguladı. Ölekli, “Yeni teknolojiler, sanayi üretiminde verimlilik artışının yanında orta vadede üretim maliyetlerinin de hızla düşmesini sağlıyor. Teknolojik dönüşüm, büyüme görünümünün pozitif olduğu dönemde tehdit olmaktan ziyade büyük fırsat olarak görüldü” diye konuştu.