Hitachi, dijital dönüşümün mevcut çıktılarını, geleceğe dair öngörülerini ve firmalara yönelik tavsiyelerini IIoT üzerinden paylaştı.
Hitachi, üretim sanayinin dijital dönüşüm sürecinde hayatta kalmak ve büyümek isteyen şirketlerin IIoT yatırımlarını artırarak verimliliği en üst seviyeye taşımaya kararlı olduğunu verilerle ortaya koydu.
Üretim sektöründeki hızlı ve köklü değişimler, yüksek yatırım getirisi ve sağlam iş sonuçları elde etmek isteyen firmaları, IIoT olarak bilinen Endüstriyel Nesnelerin İnterneti’ne yönlendiriyor.
Keza 2020’de 30 milyar üretim cihazının gelişmiş M2M (makineden makineye) teknolojisi sayesinde birbirine bağlı olacağı tahmin ediliyor. PwC raporuna göre, Nesnelerin İnterneti pazarının büyüklüğü 2020’de 9 trilyon dolara ulaşacak. Bunun 4 trilyon dolarlık kısmını ise Endüstriyel Nesnelerin İnterneti’nin oluşturması bekleniyor.
Beklenti, fayda ve değer üçgeninde IIoT
Aşırı üretim, stok, taşıma ve kusurlu ürün israfı gibi üretim sektöründe karşılaşılan en büyük sorunlar ve riskler günümüzde IIoT sistemleriyle en aza indirilebiliyor.
Müşteri siparişlerindeki değişiklikler, tedarik zincirindeki aksaklıklar ve öngörülemeyen engeller, bir ağ üzerinden birbirleriyle ve paydaşlarla paylaşılan gerçek zamanlı veriler sayesinde aşılabiliyor. Kusurlu ürünler, cihaz arızaları, üretim vardiyalarının iç içe geçmesi ve operasyonel görünürlüğün çok düşük olması gibi yaygın olumsuzluklar, yine uçtan uca bütünleştirilmiş IIoT sistemleriyle ortadan kaldırılabiliyor. Hatta sorunlu işlemlerde meydana gelebilecek yangınları söndürmeye çalışırken kaybedilen zaman bile, siber-fiziksel sistemler ile insanların iş birliği içinde çalışabildiği IIoT altyapılarıyla geri kazanılabiliyor.
Özellikle ağır endüstri kolları güvenlik açısından risklere son derece yatkın olduğundan, verimliliği etkileyebilecek her türlü tehdidin öngörülebilir olması gerekiyor.
Üretim veriminde yüzde 90 artış
Teknolojinin sağladığı imkanlarla akıllı üretim sistemlerini tercih etmeye başlayan üretim sektöründe, operasyonel süreçlerin iyileştirilmesi ve verimlilik artışı en önemli hedeflerden biri.
IIoT altyapılarıyla mevcut sorunları aşmaya çalışan bir dağıtım merkezi, IIoT sistemlerine yönelik yatırımları sayesinde verimliliğini yüzde 8 artırırken, bir fabrika da ana ürünlerinin üretim süresini yüzde 50 kısaltarak teslimat sürecini hızlandırdı. Dünya çapında faaliyet gösteren bir polimer üreticisi ise, numune partilerinin düşük kalitede çıkmasını yüzde 50 oranında azaltarak üretim verimini yüzde 90’ların üzerine taşıdı.
IIoT’a geçiş süreci
IIoT sistemlerini en iyi şekilde kullanmak ve değer zincirinin tüm cihaz, süreç ve paydaşları kapsayacak şekilde genişletilmesi uzun yıllar alabilir. Hitachi, bu süreçte ayakta kalabilmek ve rekabet avantajını sürdürmek isteyen firmalara tavsiyelerde bulunuyor.
İlk adım olan uçtan uca süreçleri görselleştirmenin ardından yapılacak ilk iş, insan, makine, malzeme/ürün ve yöntem verilerini birbirine entegre etmek. Sonraki aşamada gelişmiş analitik sistemlerden ve yapay zekadan faydalanarak arızaları öngörmek ve tüm bu içgörüler ışığında şirket yapısına ve faaliyetlerine en uygun yol haritasını belirlemek.
Bünyesinde 900’ün üzerinde şirket barındıran ve dünyanın patent şampiyonlarından biri olan Hitachi, özellikle IIoT alanındaki uzmanlığı ve yenilikçi çözümleriyle bu süreçleri hayata geçiriyor. Şirketin endüstriyel internet, veri yönetimi ve analitik teknoloji plaformları Lumada ve Pentaho, fiziksel dünya ile sanal dünya arasında bağ kurarak operasyonel mükemmelliyeti sağlıyor.
Kestirimci bakım özelliğiyle bakım sıklığını ve maliyetlerini azaltan Lumada & Pentaho, aynı zamanda arızaları öngörerek riskleri en aza indiriyor. Üretim optimizasyonu ve planlaması ile mevcut engelleri aşan IIoT çözümleri, sipariş programlamasını da en iyi hale getiriyor. Geliştirilmiş yapay zeka, makine öğrenimi ve ileri analitik kabiliyetleriyle güncellenen ürünler, gerçek zamanlı hata tespiti sayesinde ürün kalitesini artırıyor ve kalite yönetimini düzene sokuyor.
Hem bulutta hem uçta hem de çekirdekte çalışabilen Hitachi ürünleri, yeni iş modellerinin geliştirilmesi, piyasaya daha hızlı şekilde ürün sürebilme, maliyetlerin düşürülmesi ve gelir artışı gibi beklentileri karşılayarak üretim sanayiindeki şirketlerin yüksek değer yaratma potansiyellerini ortaya çıkarıyor.