Yıldız Holding Kurumsal Strateji, İş Geliştirme ve M&A Transformation Head Cem Aydede, Fintechtime Ocak sayısı için yazdı “Dijital Türk Lirası ile Fintech’te 2024: Yol Haritası ve Beklentiler”.

2024’ten Türkiye fintech piyasası için en büyük beklentim dijital para birimi çalışmalarının fintech’lerin birbirleri ile rekabetinin yanında birlikte müşteri problemlerini çözecek katma değerli iş birlikleri ile pastadan pay yerine pastayı büyütme odaklı çalışmalarını hızlandırmasıdır. Şimdiden tüm fintechtime okurlarının yeni yılını kutlar, sağlıklı ve mutlu bir 2024 yılı dilerim.

 

Dijital Türk Lirası ile Fintech’te 2024: Yol Haritası ve Beklentiler

2023 senesi ülkemizdeki fintech girişimleri için oldukça zorlu geçti; global fintech piyasalarındaki Amerika haricindeki fonlardaki düşüşler, yüksek enflasyon, faizlerdeki artış, exit sayılarındaki yetersizlik… İçerisinde bulunduğumuz bu dönemde fintech’lerin sürdürebilir ve karlı büyümeyi önce ciro sonra karlılık yaklaşımına tercih etmelerinin yatırımcıların ana beklentileri olduğunu söyleyebiliriz. 2024’ün bu noktada geride bıraktığımız yıldan farklı olacağını düşünmüyorum. 2024 yılında ek olarak ülkemizdeki fintech piyasasını etkileyeceğini düşündüğüm bir konu daha bulunuyor; Dijital Türk lirası.

Her yıl olduğu gibi 2023 yılında da paylaşılan KPMG’nin “Pulse of Fintech” raporundaki izlenmesi gereken trendlerden biri: “Sektör değişimleri nedenli azalan kripto fonları ve beraberindeki daha kapsamlı blockchain çözümlerine olan odağın artması.” idi. Bu trend ile McKinsey’nin “Fintechs: A new paradigm of growth” raporunda belirttiği 2028 yılına kadar fintech piyasasının bankacılık sektöründen daha hızlı büyüyeceğini ve bu büyümenin gelişmekte olan ülkelerdeki ciro artışları ile olacağını belirtmesini beraber değerlendirdiğimizde ülkemizdeki son Dijital Türk lirası gelişmelerinin fintech pazarımıza olumlu sonuçları olacağını söyleyebiliriz.

 

Dijital Türk lirası ve Türkiye Fintech ekosistemine etkisi

2022 yılı sonlanmadan önce TCMB’sı Dijital Türk lirası ile ilk ödemenin gerçekleştirildiğini duyurmuştu, ardından Dijital Türk lirası İş birliği Platformu ile 2023 yılında pilot çalışmaların genişletileceğini ve dağıtık defter teknolojilerinin ödeme ekosisteminde kullanımı için testlere devam edileceğini bildirmişti. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan Orta Vadeli Program (2024-2026) raporunda 2024 yılının 4. Çeyreğinde testlerin ve takiben çalışmaların devam edileceği paylaşılmıştı. Yani şu anda TCMB’nın pilot çalışmalarını hızlandırdığı ve beraberinde regülasyon ve mevzuat çerçevelerinin hazırlandığı bir proje bulunuyor. 2024 yılında finans sektöründe en çok takip edileceğini düşündüğüm süreçlerden birisinin hazırlanmakta olan bu dijital para birimimiz olacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle 2024’teki fintech ekosistemini düşünürken bu projeyi iyi anlamanın ve potansiyelini okumanın fintech girişimlerimiz için önemli olduğunu düşünüyorum.

TCMB odağında olan Dijital Türk lirasını yapısal olarak merkez bankası kontrolünde yönetilen bir dijital para birimi olarak segmente edebiliriz; bu nedenle ülkemizde ödeme sistemlerinde kullanımı yasak olan ve yatırım aracı olarak işlev gören üçüncü parti kripto para birimlerinden farklı olarak bu para, ülkemizin koordine edeceği ve değeri 1 TL’ye sabitlenmiş bir dijital para birimi olacaktır.

 

Dünya piyasalarında merkez bankası dijital para birimlerinin durumu

Dünyadaki merkez bankalarının kontrol ettiği dijital para birimleri ile ilgilenen 100’den fazla ülke bulunuyor. Burada piyasaları etkileme gücü yüksek olan Çin’in e-CNY para birimi ve Hindistan’ın e-Rupee’si bulunuyor ancak bu ülkeler dahil birçok ülke bizim gibi pilot aşamasında testlerini sürdürmektedir. Bahamalar, Nijerya ve Jamaika ülkelerinde aktif olarak dijital para birimlerini kullanmaktadır. IMF, sanal bir merkez bankası dijital para birimi handbook’u ve ürün geliştirme, mevzuat süreçleri, ülke finansallarına katkı gibi konularda bu işin ülkelerce gelişmesinde destekleyici yol izlemektedir. Dünyada merkez bankalarının neredeyse %90’ının ülkemizde olduğu gibi dijital para birimi üzerinde araştırma yaptığını varsayabiliriz. McKinsey’nin “Central bank digital currencies: An active role for commercial banks” raporunda yayınladığı gibi bunu tetikleyen 4 trend bulunuyor:

  1. Nakit kullanımının hızla azalması, merkez bankalarını dijital para birimlerini düşünmeye yönlendiriyor, çünkü bu durum merkez bankalarının rolünü tehdit ediyor.
  2. Özel dijital varlıklara artan ilgi, merkez bankalarının egemen ekonomilerdeki para kontrolündeki rekabeti tetikliyor.
  3. Bazı merkez bankaları, ödeme yenilikçisi rolünün erozyona uğradığını düşünüyor ve dijital para birimlerinin, nakit kullanımını geliştirme ve finansal katılımı artırma potansiyeli olduğuna inanıyor.
  4. Merkez bankaları, küresel ödeme sistemlerinde daha fazla yerel kontrol kurma eğiliminde, bu da dijital para birimlerini yerel dijital ödeme sistemlerinin temeli olarak görmelerine neden oluyor.

Bu trendler piyasadaki merkez bankası destekli para birimi sayısının artacağının habercisidir. Önümüzdeki yıllarda Bahamalar’daki gibi deneme sürecinden canlıya geçen dijital para birimlerini gözlemleyeceğiz.

 

Dijital Türk Lirası’nın odağı ve adaptasyonu

KuCoin’in Eylül 2023’te yaptığı bir araştırmaya göre ülkemizdeki kripto adaptasyonu %52. Yani her iki kişiden birinin bir kripto yatırımı olduğunu varsayabiliriz. Birçok ülkenin merkez bankasının dijital para biriminin market adaptasyonu konusunda problem yaşamasını beklediği noktada bizim çok iyi bir yerde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Dijital Türk lirasının piyasada atacağı ilk adımları toptan ve perakende yaklaşımı olarak ayırmak gerekir. Perakende dijital para birimlerini genel halk ve işletmeler tarafından kullanılmak üzere tasarlanan, bireylere dijital cüzdanlar veya diğer ödeme yöntemleri aracılığıyla doğrudan merkez bankası parasına erişim sağlamalarına imkân veren çözümler olarak özetleyebiliriz. Toptan dijital para birimleri ise finansal kuruluşlar, merkez bankaları vb. diğer yetkili kuruluşlar tarafından kullanılması odaklı sunulan çözümlerdir. Odakları gereği perakende birimleri işlemleri kolaylaştırmak, maliyetleri azaltmak ve fiziksel para birimlerine alternatif olarak güvenli ve erişilebilir bir dijital seçenek sunmalarını hedeflerken toptan para birimleri finansal kuruluşlar arasındaki büyük ölçekli, yüksek değerli işlemleri kolaylaştırmayı hedefler. Dolayısıyla TCMB’nın dijital para birimimiz ile piyasadaki hangi yaklaşıma odaklanarak yayılıma başlayacağı henüz net olmamakla birlikte finans sektörümüzün 2025’e girerken nasıl şekilleneceğini okumak adına önemlidir.

 

Dijital Türk lirası ve ülkemizdeki “unbanked” kitle

Dijital Türk lirasının B2C ve B2B’de birçok faydasının olacağını düşünüyorum. Güvenli bir altyapı ile ülkenin merkez bankası tarafından regüle edilen dijital para birimi B2C pazarlarda son müşterinin finansal hizmetlere erişimini kolaylaştırabilir. B2B pazarlarda ise nakit ve kayıt dışı işlemlerin oranlarını azaltabilir. Burada önemli bir metrik ülkemizdeki banka müşterisi olmayan “unbanked” olarak tanımlanan kitlenin ülkemizdeki finansal işlemleri için resmi ve lisanslı altyapılara üye olması. Yazının başında belirttiğim McKinsey’nin Ekim 2023 tarihinde yayınladığı Fintechs: A new paradigm of growth raporunda paylaştığı 2028 yılına kadar fintech piyasasının büyümesinin gelişmekte olan ülkelerin itici gücü ile olacağı saptamasının temel nedeni de bu ülkelerdeki banka müşterisi olmayan kitlelerin fazla olmasıdır. Bu kitlenin finansal müşteriye dönüşüm oranının artmasının ülkemizdeki fintech pastasının büyümesini sağlayarak tüm girişimlerimizi olumlu etkileyeceğini düşünüyorum. Fintechtime’ın Haziran 2023 sayısında yazdığım “Hangi dijital cüzdan ülkemizin WhatsApp’ı olacak?” isimli makalemde de dikkat çekmek istediğim nokta müşteri gözündeki fintech’lerin değeri ve sundukları çözümlerin müşterilerdeki hangi problemleri çözdüğüydü. Son müşterideki etkileşimi en yüksek fintech çözümlerinden olan dijital cüzdanların da temel problemi kendi ekosistemlerini yaratma çabası ile müşterilerin finansal oyun alanlarını daraltması olduğunu düşünüyorum. Burada Dijital Türk lirasının FAST hizmetine benzer şekilde bu cüzdanlar arasında güvenli bir transfer imkânı sağlaması bu cüzdan çözümlerinin müşteri gözündeki değerini artırarak finansal ihtiyaçları için bu uygulamaları kullanmalarını sağlayabilir. Buradaki benzer durumu B2B pazarımızdaki senet ve nakitlerin dijitalleşmesi olarak yorumlayabiliriz. Tüm bunlar sağlandığında ülkemizdeki “unbanked” kitlesinin finansal çözümler ile tanıştırılarak buradaki pastanın büyüyeceğini varsayabiliriz.

 

2024’e bir not

2024’ten Türkiye fintech piyasası için en büyük beklentim dijital para birimi çalışmalarının fintech’lerin birbirleri ile rekabetinin yanında birlikte müşteri problemlerini çözecek katma değerli iş birlikleri ile pastadan pay yerine pastayı büyütme odaklı çalışmalarını hızlandırmasıdır. Şimdiden tüm fintechtime okurlarının yeni yılını kutlar, sağlıklı ve mutlu bir 2024 yılı dilerim.