PayPorter Genel Müdürü, İcra Kurulu Üyesi İzzet Metcan ile Fintechtime Haziran sayısı için gerçekleştirdiğimiz röportaj yayında.

Paranın olduğu her alanda en hızlı, en güvenli ve en yaygın hizmeti sunan PayPorter, iş ortaklarına yenilerini eklemeyi sürdürüyor. Yurt içi ve yurt dışında yaygın aracı kurum, temsilci ve şube ağıyla para transferi ve ödeme işlemlerine kolay, hızlı ve güvenli erişime aracılık eden şirketin 2024 yılı planlarını İzzet Metcan’dan öğrendik.

 

Bankacılık ve fintek sektörüne emekleriniz çok büyük. Sektörümüzün çok sevilen ve sayılan bir lideriniz. İlk olarak kariyer hikayenizi dinleyebilir miyiz? PayPorter ile kariyeriniz nasıl kesişti?

Finans sektörüyle İstanbul Üniversitesi’nde Sistematik Felsefe ve Mantık alanında Yüksek Lisans yaparken 1991 yılı ocak ayında İktisat Bankası Provizyon Merkezinde yarı zamanlı çalışmaya başlayınca tanıştım.

 

O zamanlar kartlı ödeme sistemleri ülkemizde çok yeniydi ve İktisat Bankası öncülerden biriydi. Pek çok yenilikçi ürün ve hizmetin yanı sıra Türkiye’nin ilk co-branded kart ürünü olan Cine5 Mastercard ürününü İktisat Bankası’nda çıkartmıştık.

1997 yılında Pazarlama ve Ürün Geliştirme Yönetmeni olarak çalışırken İktisat Bankası’ndan ayrılıp İnterbank iştiraki olan Anadolu Kredi Kartları (AKK) şirketinde ARGE Müdürü olarak çalışmaya başladım. Burada da özellikle hareketlenmeye başlanan E-Commerce işlemlerinde güvenli ödeme yöntemleriyle o zamanlar daha çok Home Banking olarak adlandırılan internet bankacılığı ve chip’li kartlarla ilgilenmiştik.

1999 yılında el değiştiren Egebank iştiraki olarak Third Party Processing (Hizmet Sağlayıcı Kuruluş) olarak Universal Kart Hizmetleri AŞ’nin kurucu kadrosunda yer aldım ve şirketin Teknoloji Holding’e satışının ardından 2005 yılına kadar Genel Müdürlüğünü yaptım. Burada Visa ve MasterCard’dan issuer ve acquirer olarak lisans alan Türkiye’de banka dışı ilk kuruluş olduk. Kendi kredi kartımızı, ATM ve POS cihazlarımızı piyasaya sunduk. Türkiye’nin ilk Visa ve MasterCard’dan onaylı EMV’li kart personalizasyon merkezini kurduk. Bunun gibi pek çok yenilikçi ürün ve hizmet sayesinde büyük bankaların ardından Türkiye’nin en büyük kart ve POS ağını yöneten şirketi olduk.

2006 yılında Rabobank’ın Şekerbank hisselerini satın alma sürecinin sonlarında Şekerbank’a geçtim. Burada beni heyecanlandıran Rabobank gibi bir bankanın ülkemize girerek ülkemizin çok köklü ve müşteri tabanı çok sağlam olan ve biraz destekle büyük başarılar elde edebilecek Şekerbank’ın dönüşüm sürecine katkı sağlama düşüncesiydi. Ben başladıktan birkaç ay sonra Rabobank hisse alım süreci durmuş olsa da o dönemde banka yönetiminin değişime olan inanç ve isteğinin devamı sayesinde 2014 yılına kadar Şekerbank’ta devam ettim. Kitlesel bireysel bankacılık yapmadığı için çok duyulmasa da özellikle ticari müşteriler için birçok ürün ve hizmetin yanı sıra Türkiye ve Avrupa’nın en başarılı Ticari Combo kart ürününü piyasaya sunduk, bu ürünle ödüller aldık.

2013 yılı 6493 sayılı Kanunun da çıkışıyla bir dönüm yılı oldu. O zamana kadar içinde bulunduğum ödeme sistemlerinin bu mevzuatla derinden değişmekte olduğunu fark ederek bu alanda daha dinamik olunacak işler peşinde koştum. Bunların bir kısmını Şekerbank için yaptım. 2014 yılında ise Aktifbank’tan gelen bir teklif ile lisans almak üzere kurulan yeni iş modellerinin süreçlerine katkı sağlamak üzere Aktifbank’a geçtim. Kısa bir süre de olsa Aktifbank’ın 6493 kapsamında lisans almış olan iki şirketinin ilk aşamalarında yer aldım.

Yine 2014 yılında Katarlıların satın aldığı Alternatifbank’a Perakende ve Dijital Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı olarak katıldım. Burada amacımız bankanın Ödeme Sistemleri altyapısını yeniden kurarak ayağa kaldırmak, dijital bankacılık ürün ve hizmetlerini başlatmak, şubelerin dijital dönüşümünü sağlamak, insuretech tabanlı ürün ve hizmetleri başlatmaktı. Bu hedeflerin önemli bir kısmını küçük ama iyi çalışan bir ekiple gerçekleştirdik. 2015 yılında ödeme sistemlerini kendi içimize aldık, yurt dışındaki müşterileri dijital olarak onboard edebilen bir süreç kurduk, bankanın mobil uygulamasını çıkartıp internet bankacılığını yeniledik…

2016 yılında bankanın stratejilerinin eskiden olduğu gibi kurumsal bankacılığa dönmesi nedeniyle Doktora Tezim üzerine odaklanmak üzere ayrıldım.

Ancak gelen birçok talep sonucunda bir e-ticaret şirketinin kurulup operasyonel hale getirilmesi, bir kripto para Exchange şirketinin kurulup çalışır hale getirilmesi, yeni kurulan bir ThridParty Processor şirketinin Visa ve MasterCard süreçlerinin yönetilmesi ve operasyonel hale getirilmesi gibi pek çok konuda ve pek çok şirkete danışmanlıklar verdim.

2020 yılında danışmanlık hizmeti verdiğim şirketlerden birisi de PayPorter Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para AŞ oldu. Kısa dönemli bir danışmanlık sürecinin ardından şirketin potansiyelini gerçekleştirmek için aşmak zorunda olduğu bazı kritik konularda biraz daha uzun dönemli danışmanlık sürecinin ardından kendimi bu görevde çalışırken buldum. İş hayatımda her zaman sadece başarıya odaklı çalıştım. O nedenle yeni projeler ve işler ile sorun çözmek hep ilgi alanımda oldu. PayPorter bünyesinde de geçen dört yılda yepyeni işler ve büyüme hedeflerini başarmak en önemli motivasyon oldu benim için.

 

2023 zor bir yıldı ama siz büyümeyi sürdürdünüz. Zorlukların üstesinden nasıl geldiniz, “güncel verileriniz eşliğinde” büyümenizdeki kilit faktörler neler oldu?

2021 yılında beş yıllık projeksiyonlarımızı yaptığımızda ana hedeflerimizden birisi kaslarımızın en güçlü olduğu uluslararası para transferinde derinleşerek büyümeye devam etmekken, bunun yanı sıra diğer alanlarda da yeni ürün ve hizmetleri başlatmaktı.

Ancak ülkemizin sınır komşularındaki ülkemize doğru olan yoğun nüfus hareketliliği nedeniyle 2022 yılı işlem adet ve hacimlerimiz olağan üstü şekilde ve hiç planlamadığımız büyüklüklere ulaştı. Özellikle Ukrayna – Rusya çatışmasından kaçarak ülkemize yerleşen bu ülkelerin vatandaşlarının kendi kişisel paralarını da ülkemize getirmeleri neticesinde bu ülkelerden ciddi bir hacim gerçekleşti.

Bu nedenle 2022 yılında ana odağımız büyük hacimli operasyonları başarıyla yönetmek oldu ve 2022 yılında ancak kendi dijital mobil uygulamamız olan kuikpara uygulamamızı çıkartabildik.

2023 yılında ise işlem hacminde bir önceki yılı yakalayamamış olsak da beş yıllık projeksiyonlarımızın çok üzerinde bir performans sergiledik. 2022 yılını istisnai bir yıl olarak kabul edersek 2023 yılında 2021 yılına göre dolar bazında iki kattan fazla büyüdük.

Bunu yaparken de aslında bazı ilkesel hedeflerimiz vardı, bu hedefleri hiç göz ardı etmedik:

Ülkemiz halen bir nakit yoğun toplum; nakit para transferleri için fiziksel temsilci sayımızı 500 civarına çıkarttık.

Temsilcilerimizin de onların hizmet verdiği nihai müşterilerimizin de memnuniyetinin önemli olduğunun farkında olarak müşteri memnuniyetine çok önem verdik.

2020 yılında işlemlerimizin neredeyse tamamı fiziksel temsilci kanalından yapılırken özellikle 2023 yılında dijitalleşmeye odaklanarak toplam işlem hacmimizin yüzde 43 kadarının dijital kanallardan gelip gitmesini sağladık. Bunun için de hem kendi dijital uygulamamız kuikpara hem de yeni dijital iş ortaklarıyla entegrasyonlar yaptık.

 

 

Ulusal ve uluslararası para transferi ve ödeme hizmetleri sağlayıcısı olarak sektörün öncülerinden olmakla birlikte, Elektronik Para ihracı, Sanal POS Hizmetleri ve Fatura Tahsilatları Aracılık gibi çok çeşitli hizmetler sunuyorsunuz. Temsilcilik ve şubeleriniz aracılığıyla hangi ölçekte operasyonlar gerçekleştiriyorsunuz? Bu geniş kapsamlı hizmet ağını yönetme stratejiniz nedir?

Sayısı 500’e yakın olan temsilciliklerimiz bizim için halen önemli birer kanal. Şirket olarak sadece tabela görünürlüğü için temsilcilik vermiyoruz. Temsilcilerimizin yüzde 70 kadarı her gün en az bir işlem yapar, yani aktiflik oranı çok yüksektir. Bu kadar temsilci ile günlük hesaplaşmanın doğru yapılması öncelikle çok güçlü bir yazılım altyapısı gerektirir. Hem temsilci yönetimi hem nakit yönetimi hem de banka entegrasyonlarının sorunsuz çalışması gerekir. Elbette deneyimli ve yetkin ekip üyeleri olmazsa olmaz.

Sanal POS ve Elektronik Para ihracı alanlarında aktif bir şirket değiliz. Daha önce dış kaynak kullanarak başlattığımız Sanal POS hizmetlerimizi çok ufak ölçekte tutarak ekip olarak deneyim kazandık. 2023 yılında başladığımız Sanal POS altyapımızı geliştirme süreçlerimiz bu sene tamamlandı. Bu alanda da kendi yazılımlarımızla daha aktif olmaya başlayacağız. Bu alanda da ağırlıklı hedefimiz kendi ekosistemimiz içindeki müşteriler olacak.

Dijital mobil uygulamamız olan kuikpara ise sadece bireysel kullanıcılara hitap ediyor ve temelde en güçlü olduğu yan yurt dışına para gönderip alma özellikleridir. Bu nedenle de müşterilerimiz ağırlıklı olarak yabancılar ile yurt dışında bağı, örneğin eğitim için çocukları olan kullanıcılardır. Ana hedefimiz yurt dışı para transferi gereksinimi olan kişilere bu konuda hızlı, kolay ve uygun fiyatlı çözüm sunarken, kuikpara’da tutacağı parasından da faturalarını ödemesini, İstanbul Kart dolumu yapmasını, hesabına bağlayacağı kuikpara MasterCard ile dünyanın her yerinde harcama yapabilmesini sağlamak.

Aslında baktığımızda ana stratejimiz güçlü olduğumuz iş alanları etrafındaki tamamlayıcı alanlar ile bu alanlardaki müşterilerin gereksinimlerine karşılık verecek ürün ve hizmetlerle sunum kanallarını yönetmek.

 

Bankalara kıyasla daha düşük maliyetlerle uluslararası para transferi sunuyorsunuz. Geleneksel bankacılık ürün ve hizmetlerinin alternatifi olarak yurt dışı para transferleri için sunduğunuz çözümler ve bu alandaki yenilikleriniz neler?

Uluslararası para transferi bankaların ana işi olmadığı için bu alanlardaki kanallarını ve iş ortaklarını genişletme niyetinde olmuyorlar. Bankalar genellikle ticari ya da bireysel tüm müşterilerinin transferlerini geleneksel olarak Swift sistemleri ve muhabirleri aracılığıyla yönetiyor.

Bizler ise Swift gibi merkezi bir entegrasyon ve büyük kurumsal bankaların muhabirlikleri üzerinden değil, kendi ülkelerinde para transferi konusuna odaklanmış, bu alanda deneyim ve teknoloji sahibi bankalar ile lisanslı ödeme kuruluşlarıyla çalışıyoruz. Şunu anımsatmak gerekli sanırım, dünyadaki büyük alıcı ülkeler GSMH açısından bakıldığında yurt dışındaki vatandaşlarının ülkelerine gönderecekleri paraya muhtaçlar. Filipinler, Pakistan, Tacikistan, Özbekistan, Meksika gibi ülkelerin ülkelerine gelen bireysel para transfer hacimleri bu ülkelerin GSMH‘sının önemli bir kısmını oluşturuyor.

Bankalara göre çok hızlı işlem sürelerine sahibiz. Gönderici parayı alıcıya gönderdiği anda alıcı bu tutarı bulunduğu ülkeden anında alabilir. Aslında bu hızlı gönderim ve teslim bizlere hem daha düşük kur marjıyla çalışabilmemizi hem de işlem masrafı anlamında uygun maliyetler sunabilmemizi sağlıyor.

Bu nedenle doğru para transferi koridorlarındaki doğru iş ortaklıkları sayesinde hız ve maliyet düşüklüğü sağlamak mümkün. Bu amaçla biz de sayıları yüzleri bulabilecek entegrasyonlar yerine seçici davranarak yurt dışı iş ortaklarımızı belirliyoruz.

Ayrıca, sahip olduğumuz teknoloji, iş ortağı ağı ve deneyimlerimizi SaaS modeli olarak ülkemizdeki diğer lisanslı kuruluşlara da açıyoruz.

 

Mobil Dijital Cüzdan uygulamanız Kuikpara çok ses getirdi. Uygulamanızda şu an hangi işlemler yapılabiliyor, hangi fonksiyonları barındırıyor? İşlem ücretleri konusunda rekabetçi tutumunuz sürecek mi?

Kuikpara mobil uygulamamızın en önemli özelliği yurt dışı para transferi. Kullanıcılarımız kuikpara’yı telefonlarına indirdikten sonra tamamen uzaktan müşteri olup hesaplarını açabiliyorlar. Hesap açanlar banka hesaplarını da kuikpara’ya ekleyerek kendi hesaplarından kuikpara’ya da tam tersi yönde para gönderip alabiliyorlar. Kuikpara hesaplarındaki parayı yurt dışında 185 civarındaki ülkedeki alıcılarına gönderebiliyorlar. Uluslararası para transferi fiyatlamamız son derece cazip; çok uygun kurlarla 1 Euro’dan başlayan fiyatlarla örneğin AB Üyesi bir ülkedeki banka hesabına para gönderebilirler. Hiçbir masraf ödemeden Azerbaycan ve Gürcistan yanı sıra Türki Cumhuriyetlere para göndermeleri de mümkün.  Türkiye’deki göndericilerin gönderim fiyatlamalarını rekabetçi tutmak için yurt dışı iş ortaklarımızla her zaman en uygun teklifleri yaratmaya çalışıyoruz.

Kuikpara’da aynı zamanda kullanıcılarımız iş ortaklarımız aracılığıyla dünyanın herhangi bir ülkesinden isimlerine gelen paraları da alabiliyorlar. Yani örneğin; Almanya’daki akrabanız size PayPorter’ın bir iş ortağı üzerinden para gönderdi. Gelen SMS mesajındaki referans numarasıyla sorgulayarak gelen tutarı para birimi ne olursa olsun, en iyi kurla kuikpara hesabınıza alabilirsiniz.

Kullanıcılarımız aynı zamanda kuikpara uygulaması içinde hesaplarına bağlı çalışan bir MasterCard talep edebilirler. Aldıkları MasterCard’ı ise dünyanın her yerinde alışverişte, nakit çekmede veya metro, tramvay gibi ulaşım araçlarında kullanabilirler. Dilerlerse online alışverişleri için ikinci bir MasterCard’ı Sanal Kart olarak da edinebilirler.

Kullanıcılarımız aynı zamanda İstanbul Kart’larını doldurabilirler. Tüm faturalarını ödeyebilirler. Dilerlerse kartsız olarak tüm MetropolPOS noktalarında kare kod ile alışveriş yapabilir, bu alışverişleri sonrasında üst limit olmaksızın nakit iade alabilirler.

Amacımız uluslararası para transferi gereksinimi olan kullanıcılara ilave kullanım fonksiyonları da sağlamak. Bu nedenle uluslararası para transferi fiyatlamamızı her zaman çok makul düzeylerde tutarak hesaplarında kalan paraları da günlük gereksinimleri için kullanmalarını sağlamak.

 

Kuikpara hesaplarına bağlı çalışan MasterCard ve TROY kartlarınızın tanıtımını yapmaya hazırlanıyorsunuz. Kuikpara Kart pazarda nasıl konumlanacak, hedef kitlesinde kimler olacak, hangi işlemler yapılabilecek? Sunacağınız avantajlar konusunda da bilgi alabilir miyim?

TROY kart çalışmalarımız sürüyor. MasterCard ürünümüzü ise kullandırmaya başladık. Bizim bağımsız bir kart dağıtım / satış stratejimiz yok. Ana stratejimiz kuikpara cüzdan açarak bizim hesap müşterimiz olan kişilere kart da verip, hesaplarındaki bakiyeleri kartlarıyla kullanmalarını sağlamak. Kartımız elbette bir ön ödemeli kart ama arkada kuikpara cüzdandaki bir Türk Lirası hesaba bağlı çalışan online debit kart. Dolayısıyla tam KYC yapmış, hesap açmış, tüm bilgi ve belgeleri doğrulanmış bireyler kuikpara cüzdan ve kart müşterisi olabiliyor.

İlk hedef kitlemiz, çocukları yurt dışında okuyan beyaz yakalılar ve profesyonel meslek sahipleri. Bu hedef kitle için Avrupa’daki Euro hesaplara anında para transferi olanağı sağlıyoruz. Aynı zamanda İngiltere, ABD ve Kanada için de çok hızlı para transferi yapabiliyorlar.

Bir diğer hedef kitleyse Türkiye’de geçici ya da kalıcı ikamet izni ile çalışanlar. Unbanked ya da underbanked olarak niteleyebileceğimiz bu kişilere de aslında temel finansal ihtiyaçlarını giderebilecekleri bir hesap sağlıyoruz. Kazandıkları parayı en uygun ve hızlı yolla kendi ülkelerindeki ailelerine göndermelerini sağladığımız gibi, burada yaşarken günlük finansal ihtiyaçlarını da karşılamalarına yardımcı oluyoruz. Örneğin Türkiye’de çalışan bir Özbekistanlı, Özbekistan’daki ailesine kuikpara üzerinden banka hesabına, kartlara veya nakit ödenmek üzere para gönderebilir.

 

Kuikpara Kart, bankacılık sistemine tam entegre olmayan müşteriler için finansal sisteme entegrasyonu kolaylaştırmada nasıl bir rol oynayacak?

Kuikpara cüzdan ve kart ile ülkemizde yaşayan özellikle göçmen ve expat statüsündeki kişileri temel bankacılık hizmetleriyle buluşturuyoruz. Dijital Cüzdan uygulamamız olan kuikpara kullanıcıları kendilerine hesap açıp bu hesaptan yurt dışına para gönderip yine bu hesaba para alabiliyorlar. Hesaplarına gelen paralarından her türlü faturalarını ödeyebiliyor, İstanbulKartlarını doldurabiliyor, QR kod ile POS’larda alışveriş yapabiliyorlar. Çok yakın zamanda da kuikpara hesaplarına bağlı TROY ve MasterCard’ları ile dünyanın her yerinde kartlarıyla hesaplarındaki bakiyelerini kullanıp her türlü alışverişlerini yapabilecekler.

 

“Wallet gateway” hedefinizin açılımını yapar mısınız? Gelecekteki planlarınız ve bu alanda yapmayı düşündüğünüz yenilikler veya genişleme stratejileri konusunda bilgi alabilir miyim?

Yakın zamanda duyurusunu yaptığımız İninal Dijital Cüzdan kullanıcıları PayPorter’ın SaaS hizmetleri sayesinde dünyanın her yerinden gelen transferlerini doğrudan İninal Cüzdanlarına alabiliyorlar. Çok kısa zamanda da yurt dışına para göndermeye başlayacaklar. Ayrıca Turan Mobil Uygulaması kullanıcıları da yine PayPorter SaaS hizmetleri sayesinde başta Türki Cumhuriyet olmak üzere yurt dışı para transferlerini PayPorter üzerinden yapıyorlar. Son olarak PayCell Mobil Cüzdan uygulaması da yine bizim SaaS modelimizle yurt dışı para transferlerini PayPorter üzerinden yapmaya başlayacak.  Yakın zamanda birkaç fintech’e daha SaaS olarak hizmet vererek çok kısa zamanda geniş bir ülke ağına sahip olmalarını sağlayacağız.

 

PayPorter API Hizmetleri aracılığıyla yurt dışı para transferlerindeki rolünüz ve bu alandaki hedefleriniz nelerdir? Diğer fintech şirketleri ve bankalarla iş birliğini artırmak için ne tür stratejiler izleyeceksiniz?

Yurt dışı para transferi alanındaki deneyim ve teknolojimizi artık ülkemizdeki diğer ödeme kuruluşları ve fintech’lerle paylaşıyoruz. Kendi geliştirdiğimiz teknolojimizi, yurt dışı muhabir ağımız ve settlement yeteneklerimizle birlikte bir SaaS hizmeti olarak sunmaya başladık.

2022 yılındaki olağan dışı büyük hacimler ve bundan kaynaklanan yüksek kârlılıklar bu alanın yabancısı olan pek çok ödeme kuruluşunu da bu alana çekti. Ancak 2023 yılında normal rakamlarına gelen hacimler sonucunda sanırım hayal kırıklığı yaşıyorlardır. Bu nedenle biz geçmişte ödeme sistemlerinde yaşanmış hataların (Ortak POS & Ortak ATM halen yeterince yaygın değil. Her banka kendi POS ATM yatırımını yaptığı için aynı iş yerinde 8-10 POS ya da yan yana 5-6 ATM görebilmemiz mümkün) tekrar yaşanmaması adına atıl ve gereksiz yatırımlar yapmak yerine kendi iş modelimizi SaaS modeli altında diğer ödeme kuruluşlarına açıyoruz. Çünkü nihayetinde hepimiz kurduğumuz sistemler üzerinden işlem geçirebildiğimiz ölçüde para kazanacağız. Güçlü olduğumuz her alanda altyapı ve geniş ağımızı SaaS modeliyle kullandırmak istiyoruz. Aynı şekilde de diğerlerinin güçlü olduğu alanlarda biz de hizmet alan tarafında olmak istiyoruz. Çok geniş ve uzmanlık gerektiren her iş alanına eşit derece odaklanmak ve başarılı olmak oldukça maliyetli ve güç. Bunun yerine iş birliktelikleri yapmak çok daha rasyonel diye düşünüyorum. PayPorter olarak biz diğer ödeme kuruluşlarına verdiğimiz tek bir API entegrasyonu sayesinde tüm para transfer ağımızı gönderme ve alma anlamında bu ödeme kuruluşlarına çok kısa süre içinde açabiliyoruz. Kuruluşlar dilerlerse kendi markaları altında para transferi hizmetlerine hemen başlayabiliyorlar. Bunun için SaaS modeliyle çalışan kurumların yurt dışı iş ortaklıkları kurmalarına, muhabir hesaplar açmalarına, settlement ve nakit yönetim süreçleriyle uğraşmalarına gerek kalmıyor.

 

EFT kurallarına ve MASAK düzenlemelerine uyum süreçleriniz nasıl işliyor? “Gri alan” olarak adlandırılan işlemlere yaklaşımınız ve bu tür işlemleri nasıl engellediğinizi açıklar mısınız?

Gerek uluslararası gerekse ulusal düzeydeki regülasyonlar ve yaptırımlara sıkı sıkıya bağlıyız. Fiziksel temsilcilikler ve Sanal POS verirken bile çok sıkı uyum kontrollerimiz var. Temsilci ve Sanal POS adayının 360 derece tanıyacak şekilde -ticari, adli, hukuki ve mali- tüm araştırmaları yapılıyor ve ancak Uyum Bölümümüzün olumsuz görüşü olmaması durumunda Temsilci Adayı değerlendirmeye alınıyor. Şirketimiz politikalarına uygun olması durumunda süreci tamamlanıyor.

Para transferi yapan bireysel müşteriler için de sürecimiz sıkıdır; tek seferlik işlem için müşteri temsilcilerimize geldiğinde gönderim veya alım tutarı 1 dolar bile olsa müşterinin kimlik tespiti yapılır. Bu esnada tüm kara listeler kontrol edilir, olumsuz bir durumda müşteri geri çevrilir.

Kuikpara cüzdan müşterilerimiz bizim için sürekli iş ilişkisi kurduğumuz hesap müşterilerimizdir. Onlar içinde tıpkı bir bankanın müşterisine hesap açması gibi bir sürecimiz vardır. En son aşamada ise kişinin bir banka hesabını tanımlamasını isteriz.

Tüm bu süreçler için Uyum Bölümüzde ağırlıklı olarak bankacılık kökenli ortalama deneyim süresi 10+ yıl olan arkadaşlarımız çalışıyor.

“Gri alan” olarak tarif edilen alanlar devletin vergilendiremediği, yürürlükteki mevzuata aykırı olan veya aykırı olması için bilerek ve isteyerek kurulan düzenlerin oluşturduğu alan olarak değerlendirilebilir. Biz bu türden işyerleri ve müşterilerden önce bu alanlardan tamamen uzak kalmayı tercih ediyoruz; bu alanlarda bulunanların kullanabileceği ürün ve hizmetlerimiz bulunmuyor.

Bununla beraber kendi geliştirdiğimiz AML modüllerimiz sayesinde gerek işlem izleme gerekse erken uyarı mekanizmalarımız 7/24 çalışır. Uluslararası yaptırım listeleri, ulusal yaptırım listeleri, mal varlığı dondurma kararları, PayPorter özel listesi gibi çok güçlü bir veri tabanımız var. Bunların yanı sıra da işlemleri izleyen karmaşık “Fraud İzleme Kuralları” söz konusu.

 

Türkiye’nin fintek ve ödemeler alanındaki regülatif düzenlemelerde geri kalmaya başladığını belirtmiştiniz. Bu durumu tersine çevirmek için hangi adımlar atılmalı?

1990’larda Ödeme Sistemleri alanında Türkiye’de hiçbir yazılım şirketinin yazılımı yoktu. Hem kart ve POS yönetim yazılımları hem de donanımları tamamen yurt dışından gelirdi. Hatta bunların kurulması ve kullanılması için bile yurt dışından danışmanlar uzun süreli ülkemizde kalırdı. İş süreçlerinin tasarımı gibi konularda bile yabancı danışmanlar vardı.

Bu süreç Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusunun yeni ürün ve hizmetlere olan yatkınlığı, bankalarımızın teknoloji ve bireysel bankacılığa olan yatırımları sayesinde yıllar içinde değişti ve Türkiye ödemeler alanında dünyaya örnek olacak ürünler çıkardı.

Bununla beraber yönetmekte zorlanılabileceği düşünülen bazı alanlarda engelleyici yaklaşımlar nedeniyle bugün geri kalmaya başladık; üstelik de nitelikli insan gücü, yeterli teknoloji ve knowhow sahibi olmamıza rağmen.

Örnek vermek gerekirse Avrupa ülkelerinden birindeki bir bankadan aldığım kartımı ApplePay Cüzdana ekleyebiliyorum ve Türkiye dahil her yerde ApplePay kullanabiliyorum. Oysa Türkiye’deki bankalardan aldığım kartı ApplePay’e ekleyip kullanamıyorum. Bir Azerbaycan vatandaşı Azerbaycan kartını aynı cüzdana ekliyor ve ülkesinde kullandığı kadar kolaylıkla Türkiye’de de kullanabiliyor.

Bu durum bana geçmişte yurt dışından gelen bir Visa/MasterCard’ın Türkiye’deki tüm banka ATM’Lerinde kullanılabiliyorken Türk bankalarının kartlarının sadece kendi ya da özel anlaşmalı ATM’lerde geçmesi konusunu anımsattı.

Ödeme sistemlerinin geleceğinde önemli bir yer edinmesi beklenen kripto para düzenlemeleri de bunlardan birisi; toptan yasaklayıp bankalar lehine haksız rekabet yaratılacağına kontrollü izin ve denetim mekanizmaları olması bu alanı da geliştiricilere açabilirdi.

Sektörde halen bankalar ile lisanslı ödeme kuruluşlarının adil rekabet edebilmesi için gerekli koşullar yok. Bu koşulların kamu otoritelerince sağlanması da çok daha çevik olan fintechlerin ülke ekonomisine katkılar sağlamasının önünü açacaktır.

 

Son olarak hem Türkiye hem de yurt dışındaki hedeflerinizi sormak isterim. Hollanda’da şirket kurma süreciniz ve hedefleriniz, ABD pazarına yönelik planlarınız hakkında bilgi alabilir miyim?

Türkiye’de bu sene kuikpara cüzdan ve kart ürünümüzü daha fazla tanıtacağız. Yurt içindeki diğer ödeme kuruluşlarına SaaS modeliyle hizmet vermeyi genişletme amacındayız. Müşterilerimize yeni koridorlar ve ödeme metotları sunma konusundaki çalışmalarımız sürecek. Avrupa Birliği içinde Hollanda’nın yanı sıra bir ülkede daha girişimlerimiz var. Hollanda’daki girişimin bu sene içinde faaliyete geçmesini bekliyoruz. ABD ve Kanada tarafında ortaklık yaparak adım atma isteğimiz var; bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor, henüz somut bir gelişme yok. Ayrıca MENA ve Afrika koridorları da gittikçe önemli hale geliyor. Buralarda da faaliyetlerimizi genişletmek, yeni iş ortaklıkları veya fırsat olursa ortaklıklar kurmak istiyoruz.