Avukat Gökhan Yüksel, Fintechtime Şubat sayısı için yazdı “Açık Bankacılık ve Düzenleyici Çerçeve: Oyunun Kuralları Nasıl Gelişiyor?”.
Açık Bankacılık ve Düzenleyici Çerçeve: Oyunun Kuralları Nasıl Gelişiyor?
Açık bankacılık, yalnızca bankaların ve finansal teknoloji şirketlerinin işleyişini değiştirmekle kalmıyor; tüketicilere, işletmelere ve hatta ekonomilere yeni fırsatlar sunuyor. Ancak bu dönüşüm, yalnızca teknolojik yeniliklerle değil, aynı zamanda güçlü bir düzenleyici çerçeveyle mümkün hale geliyor. Bu makalede, Türkiye’deki düzenlemeler ışığında açık bankacılığın gelişimini ele alıyoruz.
Giriş: Verinin Yeni Çağı
Dijitalleşen dünyada, veri artık yalnızca bir yan ürün değil; ekonomilerin ve hizmetlerin merkezindeki en değerli kaynaklardan biridir. Ancak, bir kaynağın değerli olması kadar, erişilebilir ve doğru kullanılması da önemlidir. İşte bu noktada, açık bankacılık devreye giriyor.
Bankaların ve finansal kuruluşların sahip olduğu kullanıcı verilerini uygulama programlama arayüzleri (“API”) aracılığıyla paylaşmaya olanak tanıyan bu sistem, merkezine tüketiciyi ve veriyi yerleştiren devrimsel bir dönüşüm sunuyor.
Açık bankacılık, yalnızca bankaların ve finansal teknoloji şirketlerinin işleyişini değiştirmekle kalmıyor; tüketicilere, işletmelere ve hatta ekonomilere yeni fırsatlar sunuyor.
Ancak bu dönüşüm, yalnızca teknolojik yeniliklerle değil, aynı zamanda güçlü bir düzenleyici çerçeveyle mümkün hale geliyor. Bu yazıda, Türkiye’deki düzenlemeler ışığında açık bankacılığın gelişimini ele alacağız.
Açık Bankacılığın Merkezinde Ne Var?
Açık bankacılık, temelinde veri paylaşımına dayanıyor. Ancak bu paylaşım, rastgele değil; kullanıcıların izniyle ve regülasyonlarla güvence altına alınmış bir zeminde gerçekleşiyor.
- Kişiselleştirilmiş Finansal Hizmetler: Tüketiciler, tüm bankacılık işlemlerini ve hesaplarını tek bir uygulamada görebilir. Bu, bütçe yönetimi ve harcama analizi gibi hizmetlerin daha kişiselleştirilmiş bir şekilde sunulmasını sağlar.
- Rekabet: Veriye erişimin kolaylaşması, yalnızca büyük bankaların değil, küçük fintek girişimlerinin de yenilikçi hizmetler sunmasına olanak tanır. Bu durum, tüketicilere daha fazla seçenek ve daha uygun maliyetli çözümler sunar.
- Finansal Kapsayıcılık: Geleneksel bankacılık sistemine erişimi olmayan bireyler, açık bankacılık sayesinde alternatif finansal hizmetlere daha kolay ulaşabilir.
Veriyi Özgürleştirmenin Ötesinde: Devrimsel Etkiler
Açık bankacılık, sadece veriyi özgürleştirmekle kalmıyor; aynı zamanda finansal hizmetlere erişimi artırıyor, yenilikçi iş modellerini mümkün kılıyor ve tüketicilere daha fazla güç veriyor.
- Tüketiciler için: Hesap bilgisi hizmetleri ve ödeme başlatma hizmetleri gibi yeni ürünlerle finansal kontrol sağlanıyor. Servis modeli bankacılık hizmetleri, gündelik uygulamalar aracılığıyla kullanıcıların finansal enstrümanlara erişimini kolaylaştır
- Fintech şirketleri için: Bankaların API’lerini kullanarak yenilikçi çözümler geliştirme imkânı sunuluyor.
- Bankalar için: Yeni gelir modelleri ve müşteri sadakati artışı sağlıyor.
- Diğer Sektörler: API tabanlı sistemlerin, finans dışı sektörlere de etkisi büyük. Özellikle e-ticaret, ulaşım, sigorta ve telekomünikasyon gibi geniş bir müşteri kitlesine sahip yapıların finansal hizmetlerle bütünleşik bir ekosistem ile ek gelir modellerine sahip olmasını sağlıyor.
Ancak, bu faydalar beraberinde veri güvenliği ve tüketici hakları gibi endişeleri beraberinde getiriyor.
Kullanıcıların veri güvenliğiyle ilgili duyduğu endişelerin, açık bankacılığın yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri olduğu söylenebilecektir.
Bu endişeleri gidermek için açık bankacılık sağlayıcılarının güçlü kimlik doğrulama (“SCA”) mekanizmaları ve şeffaf veri politikaları benimsemesinin kritik önem taşıdığını not etmek gerekir.
Tüketiciler tarafından “açık bankacılık” teriminin anlaşılamaması da yaygınlaşmasının önündeki engellerden biri olarak kabul edilmekte ve son dönemde kullanılmaya başlanan “banka ile öde” teriminin bu sürtünmeyi azaltması beklenmektedir.
Ülkemizde özellikle servis modeli bankacılığında arayüz sağlayıcısı olarak faaliyet göstermek isteyen kuruluşların mevzuatta sağlaması gereken tek kriterin destek hizmeti kuruluşu olma gerekliliklerini yerine getirmek olduğu düzenlense de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (“BDDK”) başvurularda iş modelleri özelinde yaptığı inceleme ve değerlendirmelerde bankacılık ekosisteminin ve kullanıcıların zarar görmemesine özen gösterdiği anlaşılmaktadır. BDDK’nın, mevzuatta sağladığı esnekliği, izin sürecinde iş modellerine yönelik değerlendirmelerle dengede tuttuğu söylenebilecektir.
Türkiye ve Açık Bankacılık
Türkiye’nin, açık bankacılık regülasyonlar bakımından genç bir ülke olmasına karşın, uygulama pratiği bakımından değerli bir birikime sahip olduğunu söylemek mümkün.
Bilindiği üzere ülkemizde açık bankacılığı düzenleyici ve denetleyici otorite BDDK ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’dır(“TCMB”).
Bu ayrım açık bankacılık kavramının altında konumlanan hizmetlere göre şekillenmektedir.
Hesap Bilgisi Sağlama Hizmeti – Ödeme Emri Başlatma Hizmeti
Kullanıcıların farklı ödeme hizmeti sağlayıcılarındaki hesaplarını tek bir hizmet sağlayıcı aracılığıyla yönetmelerine yarayan hesap bilgisi sağlama hizmeti “HBSH”) ve ödeme emri başlatma hizmeti (“ÖEBH”) kapsamında yetkili otorite TCMB olup, 2020 yılının başında 6493 sayılı Kanun’da meydana gelen değişiklikler ile faaliyet iznine tabi bir ödeme hizmeti olarak mevzuatta yerini almıştır.
Fakat Türk fintek ekosisteminin AIS ve PIS ile tanışıklığı 2020 yılı öncesine dayanmaktadır. Özellikle holdinglerin ve birden çok banka nezdinde hesap bulunduran şirketlerin muhasebe ve mutabakat süreçlerini yürütmek için her bir bankadaki her bir hesabını tek tek kontrol etmek yerine bugünkü açık bankacılığın atası olarak kabul edilebilecek yöntemler ile kendi iç kaynaklarıyla veya üçüncü taraf hizmet sağlayıcılar aracılığıyla bankalara bağlanarak hesap bilgilerini almaya başlaması başlangıç tarihi olarak referans alınabilecektir.
2020 yılında 6493 sayılı Kanun ile başlayan yasal düzenlemeler, 1 yıl sonrasında detaylı bir yönetmelik değişikliği ile devam etmişse de TCMB konuya ilişkin çerçeveyi 30.12.2022 tarihinde yayımladığı rehber (“Rehber”) ile tamamladı.
Rehber, özellikle hesap bilgisi sağlama hizmeti bakımından faaliyet izni için başvuruda bulunan birçok kuruluş nezdinde nispeten maliyetli bir sürpriz yarattı. TCMB’nin hesap sahibi tarafından hesap hizmeti sağlayıcısı nezdinde yetkilendirilen ve geleneksel yöntemler ile hesap bilgilerini konsolide ederek hesap sahibine sağlayan teknoloji şirketlerinin ise teknik altyapı istisnası kapsamında olduğuna ilişkin değerlendirmesinden vazgeçip vazgeçmeyeceği ise merak konusu olarak gündemdeki yerini korumaktadır.
TCMB’nin, dijital cüzdan (pass through wallet) hizmetini, istisna uygulamalar haricinde ödeme emri başlatma hizmeti olarak değerlendirerek mehaz kanun Avrupa Ödeme Hizmetleri Direktifi uygulayıcılarıyla görüş farklılığına gittiği değerlendirmesinde bulunulabilecektir.
Avukatların UYAP üzerinden dava ve icra dosyalarına ödemelerini ödeme emri başlatma hizmeti aracılığıyla Vakıfbank nezdindeki hesabı veya kredi kartı ile yapabilmesi finansal ürün ve hizmetlere temas etmeyen birçok kişiye temas eden kamu kurumları bakımından güzel bir açık bankacılık hizmeti örneği olarak sayılabilecektir. Önümüzdeki dönemlerde ülkemizde ve dünyada açık bankacılığın etkisinin kamu kurum ve kuruluşlarının süreçlerinde artmasının beklendiğini not etmek gerekir.
Servis Modeli Bankacılığı
Geleneksel bankacılık hizmetlerinin dijital platformlar aracılığıyla üçüncü taraf sağlayıcılara API’ler kullanılarak sunulmasını sağlayan servis modeli bankacılığı (“Banking as a Service” “BaaS”) kapsamında yetkili otorite BDDK olup, BaaS 2022 yılının başında yürürlüğe giren Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ile Servis Modeli Bankacılığı Hakkında Yönetmelik ile mevzuatta tanımlı destek hizmeti olarak yerini aldı.
Bu kez regülatif düzenlemelerin hızına uygulama örnekleri yetişemedi ve ilk BaaS uygulaması yasal düzenlemenin yürürlüğe girmesinden yaklaşık 2 yıl sonra kullanıma sunuldu.
İlk uygulama örneğinde servis bankası tarafı yasal düzenleme öncesinde ödeme ve elektronik para şirketleriyle ürün özelinde gömülü hizmetler sunan Fibabanka olurken, arayüz sağlayıcısı tarafı ödeme ve elektronik para kuruluşu kurma hazırlıklarını gerçekleştirip sonrasında hedeflerini büyüten Getir oldu.
Taksi çağırabildiğiniz, araç kiralayabildiğiniz, yemek siparişi verebildiğiniz, market alışverişinizi yapabildiğiniz uygulama içerisinde şubeye gitmeden banka hesabı açabilmek, dakikalar içerisinde kart sahibi olmak, yatırımlarınızı değerlendirmek ve kredi kullanabilmek gibi birçok bankacılık hizmetine kolaylıkla erişebilmek, günlük kullanımda önemli bir yeri olan uygulamalar yardımıyla bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan veya sınırlı olan kişilerin de finansal hizmetlere erişimi açısından güzel bir örnek teşkil etmektedir.
Fibabanka ve Getir işbirliği, servis modeli bankacılığının ekosisteme getireceği yeniliklerin bir ön izlemesidir. Bu tür iş birlikleri, gelecekte finansal kapsayıcılığı artıracak diğer çözümlerle de birleşerek tüketicilere daha geniş olanaklar sunacaktır.
Açık Bankacılığın Geleceği: Daha Şeffaf ve Adil Bir Finansal Dünya
Özellikle dijital dünyada karta bağlı kalmadan ödeme kolaylığı sağlayan banka ve e-para hesaplarından doğrudan ödemenin (“A2A”) önümüzdeki dönemlerde kullanımının yaygınlaşması beklenmektedir.
Bu yaygınlaşmadaki en büyük payın işlemlerin hızını ve güvenliğini artırması ve maliyetlerini azaltması beklenen blokchain altyapısı ile kullanıcılara daha fazla ve hızlı katma değerli hizmet imkanı yaratması beklenen yapay zeka araçlarının olması bekleniyor.
Açık bankacılık ile başlayan dönüşümün yalnızca bankacılık verilerinin değil, sigorta, emeklilik ve yatırım gibi tüm finansal hizmetleri kapsayacak bir ekosisteme evrilmesi, açık finansa yolculuğu ise gündemdeki yerini korumakta.
Açık bankacılığın, yakın gelecekte yerini daha geniş bir kavram olan açık finans, yalnızca bankacılık verilerinin değil, tüm finansal varlıkların ve hizmetlerin erişilebilir ve yönetilebilir olduğu bir ekosistemi işaret ediyor. Kullanıcılar için daha fazla seçenek, işletmeler için daha fazla fırsat ve ekonomiler için daha fazla dinamizm vaat ediyor. Ancak bu devrimin başarıya ulaşmasının, güçlü regülasyonlar ve veri güvenliğinin sağlanmasıyla mümkün olduğunu not etmek gerekir.