Microsoft Türkiye, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde hayata geçirdiği Nesnelerin İnterneti (IoT) stratejik işbirliğini duyurdu.
Türkiye’nin Endüstri 4.0 sanayi devrimini yakalayabilmesi ve dijital dönüşümü gerçek anlamda her sanayii alanında hayata geçirebilmesi için harekete geçen Microsoft Türkiye, yakın dönemde istihdamda yaşanacak geçişi yönetmek ve kalifiye iş gücünü inşa etmek adına nesnelerin interneti alanında bir eğitim hareketi başlattı. Microsoft Türkiye liderliğinde hazırlanan yeni müfredat ile öğretmen ve öğrenciler nesnelerin interneti alanında yetişecek, aynı zamanda Microsoft’un ücretsiz online yazılım okulu Açık Akademi üzerinden verilen özel eğitimlerle de kendilerini geliştirme fırsatı yakalayacak. Microsoft Türkiye ayrıca İstanbul ve Ankara’da düzenleyeceği 4 günlük eğitim kurslarıyla nesnelerin interneti alanında uzman öğretmenler yetiştirerek, eğitim ekosisteminin gelişmesine önayak olacak.
“Geleceğin kuvveti; nesnelerin interneti”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda gerçekleşen imza töreninde konuşan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, teknolojik buluşların ekonomik ve toplumsal dengeleri değiştirdiği yeni Endüstri 4.0 süreciyle ile birlikte verinin 21. yüzyılın en değerli emtiası olacağını belirtti. Kansu “Dijital dönüşümün temelinde nesnelerin interneti yer alıyor. 2009 yılında 900 milyon cihaz internete bağlı iken, 2020 yılında bu sayının 25 milyar olması bekleniyor. Dünya genelindeki “Nesnelerin İnterneti” pazarının yine 2020’ye kadar yüzde 16,9’luk bir büyümeyle 1,7 trilyon dolara ulaşacağı ve her bireyin ortalama 5 adet internete bağlı cihazı olacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla veri tüketimi ve üretimi inanılmaz boyutlara ulaşacak. Bundan 200 yıl önce ülkelerin ekonomik gücünü altın kaynakları, yaklaşık 75 yıldır da petrol yatakları belirlemekte. Ancak nesnelerin interneti ile bütün dengeler değişecek. Önümüzdeki dönemde ülkelerin geleceğini ve kaderini veri belirleyecek. Veriye yatırım yapan ve onu akıllı kullanan ekonomiler lider olacak” dedi.
Nesnelerin internetinin küresel istihdam dengesini doğrudan etkileyeceğini belirten Kansu, Endüstri 4.0 ile birlikte 2020 yılına kadar dünyada 5,1 milyonu aşkın iş kaybının beklendiğini belirtti. Kansu, “Değişimin getireceği sorunlara karşı hazırlıklı olmak bizim elimizde. Dijital dönüşüm kimse için yavaşlamayacak. Geçmiş endüstri devrimlerinde, eğitim sistemlerini kurmak ve kalifiye eleman geliştirmek 20-30 yıl almıştı. Dördüncü Endüstri Devrimi’nin getirdiği dinamizm ve ölçek bunu bir seçenek olmaktan çıkarıyor. Yakın dönemde yaşanacak geçişi yönetmek için planlı hamleler yapmak ve kalifiye iş gücü inşa etmeliyiz. Aksi takdirde, devletler sürekli büyüyen işsizlik, eşitsizlik ve müşteri tabanı eriyen firmalar ile uğraşmak zorunda kalacak. Dahası, bu eforlar yalnızca sert değişimlerin risklerini azaltmak için değil, ayrıca Dördüncü Endüstri Devrimi’nin getirdiği fırsatları değerlendirebilmek için de gerekli. Eğer bugünden harekete geçmezsek değişimi yönetme, şekillendirme ve öncülük etme fırsatını da kaçıracağız” dedi.
Türkiye’nin toplam ihracatının içinde yazılım ihracatının yaklaşık olarak yüzde 0.3 orana sahip olduğuna dikkat çeken Kansu sözlerine şöyle devam etti: “TÜBİSAD raporuna göre 2015 yılında Türkiye’deki tüm bilişim teknolojileri endüstrisinin büyüklüğü 83.1 milyar TL’ye ulaştı. Bunun sadece 9.7 milyar TL’si yazılıma ayrılmış durumda. Yazılım endüstrisi içerisinde ise Türkiye’de geliştirilmiş yazılım çözümleri sadece üçte 1’lik bir paya sahip. Toplam yazılım ihracatımız ise 1.3 milyar TL. Türkiye’nin toplam ihracat rakamlarına baktığımızda ise 2015 yılı için 418 milyar TL’lik bir rakam karşımıza çıkıyor. Yani toplam ihracat içinde yazılım ihracatının oranı yaklaşık olarak yüzde 0.3. Bu oranın yükseltilmesi bizim için kritik bir öneme sahip. Bugün üretmekte olduğumuz otomobil, beyaz eşya gibi endüstrilerde dijital dönüşümü gerçekleştirmeye başlayıp, yazılım çözümleri ile bu sektörlerde akıllı ve katma değerli servisler sunarsak, rekabet gücümüzü doğrudan artacak. Ülke olarak çok yüksek bir potansiyele sahibiz, bunu gerçeğe dönüştürmek bizim elimizde.”
“Bilişimde bir kıvılcım yakacağız”
Yazılım alanında söz sahibi olmak için mesleki eğitim veren okullara odaklanılması gerektiğine dikkat çeken Kansu, şunları söyledi: “Bu çerçevede, tüm Türkiye çapında meslek liselere ve meslek yüksek okullarına yatırım yapacağız. Nesnelerin interneti alanında farkındalık yaratmayı misyon edindik. Öğrencilerin yetkinliğini artırmak kadar, eğitmenlerimizi de bu alanda geliştirmek ve ortaya çıkacak yenilikçi fikirlere de pencere açmak istiyoruz. Yarışmamızın ülkemiz nezdinde bir kıvılcım yakmasını amaçlıyoruz. Bu amaçla, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile tüm Türkiye çapında ücretsiz eğitimler vermeyi ve meslek liseleri ve meslek yüksekokulları seviyesinde yarışmalar düzenlemeyi arzu etmekteyiz. Bu yaklaşımımız aynı zamanda özellikle Türkiye’nin lider endüstrileri olan otomotiv, enerji, beyaz eşya ya da sağlık gibi alanlarda şirketlerle işbirlikleri yapmayı da kapsıyor.”
Bu çalışmanın Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın yürüttüğü Sanayide Dijital Dönüşüm inisiyatifinin temel çıktıları açısından önemli katkılar sağlayacağına inandıklarını belirten Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sn. Faruk Özlü, proje ile ilgili düşüncelerini şu şekilde özetledi: “Bu çalışmaların sürdürülebilir bir model ile ilgili diğer kamu ve özel sektör paydaşlarının da desteğini alması yönünde Bakanlığımızın cesaretlendirici rol üstlenmesini önemsiyorum. Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu çalışmaları ile birlikte hem yetişmiş insan gücüne katkısı hem de yenilikçi fikirlerin ve girişimlerin desteklenmesi açısından Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde gerçekleştireceğiniz Nesnelerin İnterneti çalışmalarınızın, vatanımıza ve toplumumuza hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederim.”
Sonuçlar ağustos ayında açıklanacak
Meslek Lisesi, Meslek Yüksekokulu öğrencileri ve öğretmelerine açık olan Nesnelerin İnterneti yarışmasına başvurular Şubat ayında başlayacak. Haziran ayında jüri değerlendirmesinin yapılacağı yarışmada sonuçlar Ağustos ayında açıklanacak. Bireysel ya da ekip olarak katılımın sağlanabileceği yarışmada geliştirilen projelerin teknik yeterliliği, potansiyel ticari başarısı, nihai ürüne yakınlığı ve donanımsal tasarımı değerlendirilecek.