Ödeal bu yılın üçüncü çeyrek sonuçlarına göre, 81 ilde 64’ten fazla sektörde hizmet vererek, 35 bini aşkın işyerine ulaştı.

İlk 5 il sırasıyla, İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa ve Antalya… Bu 5 ili, yine sırasıyla, Kocaeli, Konya, Muğla, Kayseri ve Gaziantep takip ediyor. Faaliyetleriyle, ülkemizin finansal erişim oranının artmasına destek de sunan firma, 5 yıllık süre boyunca sürdürülebilir büyümesini devam ettirerek, alanının lideri haline geldi. Ödeal, geçen yılın aynı dönemine göre üye işyeri sayısını yüzde 20; işlem adedini yüzde 186 ve işlem hacmini yüzde 125 artırdı.

Türkiye’yi öncelikle ‘Cepte POS’, sonra “Yazarkasa POS” uygulamalarıyla tanıştıran, kurulduğu 5 yıllık süre boyunca, aylık kotalar, sabit maliyetler ve bürokrasi nedeniyle POS yatırımı yapamayan KOBİ’lere, küçük işletmelere ve bireysel girişimcilere hem can suyu olan hem de onların bankacılık sistemine dahil olmalarını sağlayan Ödeal’ın üye işyeri sayısı 35 bini aştı. Faaliyetleriyle, ekonomi sisteminin daha fazla kayıt içine alınmasına ve ülkemizin finansal erişim oranının artmasına da destek sunan firma, 5 yıllık süre boyunca sürdürülebilir büyümesini devam ettirerek, alanının lideri haline geldi.

Ödeal, bu yılın üçüncü çeyrek sonuçlarına göre, 35 bin üye işyeri sayısını aşma başarısının yanı sıra; 81 ilde 64’ten fazla sektörde hizmet vererek, geçen yılın aynı dönemine göre üye işyeri sayısını yüzde 20; işlem adedini yüzde 186 ve işlem hacmini yüzde 125 artırdı. Ödeal’ın toplam üye işyeri sayısının yüzde 75’ini bireysel girişimciler ve şahıs şirketleri; geri kalan yüzde 25’lik kısmını ise limited şirketler ve kooperatiflerle, dernekler oluşturuyor. İlk 5 il sırasıyla, İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa ve Antalya oldu. Bu 5 ili, yine sırasıyla, Kocaeli, Konya, Muğla, Kayseri ve Gaziantep takip ediyor.

 

5 yılda ilk iki hedefe ulaşıldı, sırada büyük iş ortaklıkları hedefi var

5 yıl gibi kısa bir zaman içinde, bir start-up’tan alanının lider firmasını çıkarma başarılarına dikkat çeken Ödeal Kurucu Ortağı Fevzi Güngör; “Bu başarı öncelikle bir ekip işi. Tüketici ihtiyaç, davranış ve eğilimleri doğru tespit edildiğinde ve uygun ekiple, doğru modelleme oluşturulduğunda başarılı genelde geliyor. 5 yıllık süre boyunca, sürdürülebilir bir büyüme trendi ve planladığımız ürün portföyünü tamamlamak öncelikli hedeflerimiz olmuştu ve her iki hedefimize de ulaştık. “Ödeal Cepte POS”, “Ödeal POS” veÖdeal Yazar Kasa POS” ürünlerimizle birlikte, ürün-hizmet portföyümüzü tamamladık. Artık hedefimiz büyük iş ortaklıkları ve büyük projeler. Bu büyük iş ortaklıklarının en büyüklerinden birini de, Halkbank şubelerinde Ödeal sözleşmesiyle birlikte yazarkasa satmaya başlayarak bu sene başında gerçekleştirdik. Biz, ‘Türkiye’de, BDDK’dan lisanslı şirketler birbirleriyle iş ortağı olarak çalışacak mı?’ sorusunu; bir ödeme kuruluşunun bir bankayla proje yaparak, ürün tedarik edebilme noktasına gelerek cevapladık. Bu Türkiye’de bir ilk, inşallah çoğalır.” dedi.

 

Sistemin kayıt altına alınmasına önemli katkılar

KOBİ’lere can suyu olma misyonlarından da vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Güngör, sözlerine şöyle devam etti: “Zaten, Halkbank işbirliği ve hedeflediğimiz başka banka işbirliklerinin belki de en önemli faydasını yine küçük esnaf, küçük işletmeler ve KOBİ’ler görüyor. Biz Ödeal olarak genel anlamda yazarkasada da tek noktadan çözüm sağlamayı başardık. Biliyorsunuz, her bankanın kendi içinde karışık yapıları, farklı işleyiş süreleri var. Üye işyerleri her bankanın ayrı hesabı, ayrı prosedürleri ile uğraşmak zorunda kalıyor. Türkiye’de 1 milyon insan böyle çalışıyor. Bir de işin ayrı ayrı maliyet boyutu var. İşletmeler Ödeal sayesinde çok daha uygun bir maliyetle bankacılık sistemine dahil olabiliyor. Açıkçası sistemin kayıt altına alınması, esnafın bankacılık sistemine dahil olması anlamında önemli bir sosyal fayda yarattığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.”

 

Türkiye, dünyanın fintek finans merkezi olabilir.

Türkiye’de mobil tahsilat uygulamaları alanında hala büyük bir potansiyel olduğunu da vurgulayan Güngör şunları söyledi: “Fırsat buldukça her platformda dile getirdiğim gibi, Türkiye, dünyanın fintek finans merkezi olabilir. Bu konuda hem devlet hem de özel sektör kanalında önemli girişimlerde bulunuluyor, adımlar atılıyor. Yenilikçilik, müşterilere yakınlık, inovasyon, uzmanlık, regülasyonlar, devlet teşvikleri ve yabancı sermayeli girişimler gibi fintek pazarının büyümesinde etkili olan faktörlerin hepsi mevcut. Ülkemizin, yatırımcıların daha çok ilgisini çeken, dünya markası fintek şirketlerinin yer aldığı bir ekosisteme kavuşacağına inanıyorum.”