AlbarakaTech Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Nuh Coşkun Yağmur, Fintechtime Haziran sayısı için yazdı “Açık Bankacılık: Finans Sektöründe Dijital Devrim”.

Dünya genelinde finansal hizmetler sektörü, teknolojideki hızlı ilerlemeler ve dijital dönüşümün etkisiyle köklü bir değişim yaşıyor. Bu değişimin merkezinde yer alan Açık Bankacılık konsepti, finansal veri ve hizmetlerin daha erişilebilir, şeffaf ve kişiselleştirilmiş hale gelmesini sağlayarak müşteri deneyimini dönüştürmeye çoktan başladı. Türkiye’de de bu değişime liderlik eden bankalar ve fintech şirketleri, Açık Bankacılık ile finansal hizmetlerin geleceğini şekillendiriyor.

 

Açık Bankacılık: Finans Sektöründe Dijital Devrim

Bill Gates’in 1994 yılında dile getirdiği ‘Bankacılık gerekli, bankalar değil’ sözü, o zamanlar muhtemelen pek çok kişiye anlamsız gelmişti. Nitekim, bankacılık işlemleri fiziki bankalar dışında nerede yasal şekilde yapılabilirdi ki? Bu sefer gerçekten saçmalamıştı Bill..!

Sene 2024, meşhur sözden tam 30 yıl sonrası. Bugün bırakın bankacılık işlemleri için şubeleri kullanmayı, artık şubeye fiziken gitmeden görüntülü görüşmeyle istediğimiz bankanın müşterisi olabiliyoruz, hem de dakikalar içinde. Mobil ve internet bankacılık zaten on yıllardır aktif şekilde kullanılıyor. Elektronik para şirketleri, dijital bankalar ve ödeme kuruluşlarının da yeni oyuncular olarak rol almasıyla beraber ekosistem iyice genişledi. Ancak, tüm bu gelişmelerin bankaları sistemin dışına ittiği anlamına gelmemeli. Tam tersine, bankalar artık daha sağlam bir altyapı oluşturarak ve hizmet yelpazesini genişleterek bu değişime ayak uydurmak zorundalar.

Dünya genelinde finansal hizmetler sektörü, teknolojideki hızlı ilerlemeler ve dijital dönüşümün etkisiyle köklü bir değişim yaşıyor. Bu değişimin merkezinde yer alan Açık Bankacılık konsepti, finansal veri ve hizmetlerin daha erişilebilir, şeffaf ve kişiselleştirilmiş hale gelmesini sağlayarak müşteri deneyimini dönüştürmeye çoktan başladı. Türkiye’de de bu değişime liderlik eden bankalar ve fintech şirketleri, Açık Bankacılık ile finansal hizmetlerin geleceğini şekillendiriyor. Açık Bankacılık, kabaca, finansal kurumların müşterilerin veri ve hizmetlerine güvenli bir şekilde erişimini kolaylaştıran bir ekosistem. Daha kitabi tabirle, müşterilerin finansal verilerine müşterilerin kendi izni dahilinde üçüncü parti firmalar(diğer banka, fintech veya finansal kurumlar) tarafından erişebilmesini sağlayan bir yaklaşım. Bu modelde, bankalar kendi sistemlerini diğer finansal kuruluşlar ve üçüncü parti hizmet sağlayıcılarıyla entegre ediyorlar. Bu entegrasyon sayesinde müşteriler, farklı finansal kuruluşlar arasında veri ve hizmetleri sorunsuz bir şekilde paylaşabiliyorlar. Bu sayede Açık Bankacılık, finansal veri ve hizmetlerin müşterilerin ihtiyaçlarına daha iyi uyum sağlamasını ve finansal katılımı artırmasını hedefliyor. Ayrıca müşteriler, farklı bankalardaki hesap bilgilerini tek bir platformda görüntüleyere finansal işlemlerini daha etkin bir şekilde yönetebiliyorlar.

Uzun yıllardır bankaya uğramadan galeriden veya emlakçıdan kredi ihtiyacımız gidererek otomobil veya konut alıyorduk. Beyaz eşya almak isteyen bir çiftin bankaya kredi başvurusu yapmasına gerek kalmadan bayiden kredi işlemlerini halletmeleri artık çok daha pratik ve hızlı. Bu noktada akıllara gelen ilk soru şu olabilir: Peki, ben neden finansal hizmetlerimi bankalardan almaya devam etmek yerine üçüncü parti firma ve uygulamaları tercih edeyim? Aslında biraz derin düşündüğümüzde cevap kısmen ortada. Aynı hizmeti daha gelişmiş dijital platformlarda ve müşteri odaklı tasarımlarla kullanmanın sunduğu avantajlar göz ardı edilemez. Üstelik, kurumsal bankalardan alamayacağımız kişiselleştirilmiş hizmetlere, daha inovatif ve düşük maliyetli bir şekilde, daha küçük ölçekli firmalar aracılığıyla ulaşmak da keyif veren diğer faktör olabilir.

Açık Bankacılık modelinin avantajlarını saymaya başladıysak buradan devam edebiliriz. Müşteriler, model sayesinde farklı finansal kuruluşlar arasında veri ve hizmetleri sorunsuz bir şekilde paylaşarak daha iyi finansal kararlar alabilirler. Açık Bankacılık aynı zamanda finansal pazarlarda rekabeti artırarak hizmet kalitesini ve çeşitliliğini artıran bir unsur. Bu da, müşterilere daha iyi fiyatlar ve daha iyi koşullar sunmak demektir. Bankalar, şube ağını genişletmek için ayırdığı kaynakların çok daha azıyla hizmetlerini API’lere dönüştürebilirler. Bu sayede, fintech şirketleri aracılığıyla daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşabilir ve gelirlerini artırma potansiyeline sahip olurlar. Bankaya ulaşması zor olan kişilere(unbanked) üçüncü parti firmalar aracılığıyla kolaylıkla erişebilirler, kendi satış ve pazarlama bütçelerini kullanmadan ve operasyonel yüke katlanmadan müşteri kazanımı sağlayabilirler. Öte yandan, banka hizmetlerini uygulama geliştirme ekiplerinin yardımıyla entegre eden fintech ve girişimler, düşük maliyet ve az eforla finansal fonksiyonlara daha kolay erişebilir ve bütçelerini daha verimli bir şekilde kullanabilirler. Ayrıca, geliştirecekleri uygulamalar ve sunacakları hizmet çeşitliliği ile teknolojiye hızlı bir şekilde adapte olarak girişimlerine hız kazandırabilirler.

Ülkemizde, kısa ve orta vadede, Açık Bankacılığın geleceğinin oldukça parlak olduğunu düşünüyorum. Finans sektöründeki teknolojik gelişmeler ve regülasyonel reformlar, Açık Bankacılığın daha da yaygınlaşmasını ve derinleşmesini sağlayan en temel unsurlardır. Bu süreçte, finansal kurumların müşteri odaklı hizmetler sunmak için teknolojiyi daha etkin bir şekilde kullanmaya ve müşteri deneyimini sürekli iyileştirmeye devam edecekleri kesin. Açık Bankacılığın daha da yaygınlaşmasıyla birlikte, finansal hizmetlerin daha erişilebilir, şeffaf ve kişiselleştirilmiş hale geleceği ve Türkiye’nin finansal sektöründe büyük bir dönüşüm yaşatacağı aşikar. Türkiye’deki yasa belirleyici kurumların bu dönüşümde çok büyük emeği olduğunu da söylemek gerek. Açık Bankacılık’tan sonra 2021 yılının son günlerinde yürürlüğe sokulan “Servis Modeli Bankacılığı” ile finansal dijital dönüşümdeki bu kararlı duruşlarını da pekiştirmiş oldular. Servis Modeli Bankacılığı, birçok yerde kısaltma olarak da gördüğümüz “BaaS” (Banking As a Service) arayüz geliştiricilerin servis bankalarının sistemleriyle doğrudan API’ler ve açık bankacılık servisleri aracılığıyla bağlantı kurarak müşterileri adına servis bankası üzerinden bankacılık işlemlerini sağlayabildiği ve piyasaya yeni ürün ve hizmetler sunabildiği bir model.

Açık Bankacılık ve Servis Modeli Bankacılığı son zamanlarda sıklıkla birbirine karıştırılan kavramlar olmaya başladı. Farklarını kısaca belirtmekte fayda var. Açık Bankacılık, bankacılık hizmeti sunmayan şirketlerin bankaların verilerine erişim sağlamalarına izin veren bir sistemdir. Buna karşılık, Servis Modeli Bankacılığı, bankacılık hizmeti sunmayan şirketlerin tüm bankacılık ürün ve hizmetlerine erişim sağlamalarına olanak tanır. Örneğin, Açık Bankacılık kapsamında, müşterilerin tüm bankalardaki hesaplarına verilen izin doğrultusunda erişim sağlanabilirken, Servis Modeli Bankacılığı müşterilere hesap yönetimi, kredi süreçleri ve ödeme hizmetleri gibi tüm bankacılık ürün ve hizmetlerini sunmayı mümkün kılar. Her iki model farklı konseptlere sahip olsalar da, bankaların fintech firmalarıyla işbirliklerini geliştirmelerine doğrudan katkı sağlarlar ve nihayetinde her iki modelde de günün sonunda kazanan müşteri olur.

Açık Bankacılık modelinin en büyük katkılarından birisi de finans, bilişim ve reel sektörle girişim dünyasının birbirleriyle ürün ve hizmet bakımından 360 derece işbirliği içerisinde bulunmasına imkan sağlayarak ekosistemi genişletecek olması. Özellikle, tek merkezden sürekli güncellenerek güvenli ve standart bir kalite seviyesini sağlayacak olan yerli API Gateway yazılımları ile yurtdışı merkezli çözümlere olan ihtiyaç da azalmış olacak. Ülkemizin teknoloji ihracını teşvik ettiğine ve şirketleri bu anlamda motive ettiğine yakından şahit olan biri olarak şunu söyleyebilirim ki, yerli şirketlerimizin kendi yazılımlarını yurt dışına pazarlaması ve pazara daha çok penetre olması, ülke ekonomisine yakın gelecekte çok büyük katkılar sağlayacaktır. Öte yandan, tüm finansal yönetimi tek bir çatı altında toplayan dijital bankaların da bu oyunun merkezinde yer aldığı ve pasta payını genişlettiği günler de artık gelmiş bulunmaktadır. (Önümüzdeki günlerde onların da ismini çokça duyacağız)

Sonuç olarak Açık Bankacılık modeli, hem müşteriler hem de finansal kuruluşlar için büyük fırsatlar sunmakta. Müşteriler daha iyi bir kullanıcı deneyimi ve daha fazla finansal seçenek ile kazanç sağlarken, bankalar ve fintech’ler ise daha geniş müşteri tabanlarına erişim sağlayarak gelirlerini artırma ve yenilikçi çözümler sunma imkanına sahip olurlar. Çok yakın gelecekte Açık Bankacılığın daha da yaygınlaşmasıyla birlikte Türkiye’nin finansal sektöründe büyük bir dönüşüm yaşanacak ve müşterilere daha iyi bir finansal gelecek sunulacaktır. Açık Bankacılık, finansal katılımı artırarak ve finansal hizmetlerin daha adil ve sürdürülebilir bir şekilde sunulmasını sağlayarak Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına önemli bir katkıda bulunmaya devam edecektir.