Linktera Robotik Süreç Otomasyonu Müdürü Eren Doğanay ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. 

Danışmanlık, teknoloji ve sistem entegrasyonu hizmetleri geliştiren Linktera’nın Robotik Süreç Otomasyonu Müdürü Eren Doğanay’a hem sektöre dair ilgili merak ettiklerimizi hem de bu alanda geliştirdikleri yenilikçi çözümleri sorduk.

 

RPA, 2019 yılında “global anlamda” teknoloji dünyasının gündemine oturmuştu. İlk olarak genel bir değerlendirmenizi alarak sohbete başlamak isterim. RPA teknolojisi 2019 yılında hangi sorunları çözdü ve ileriye dönük çalışmalar için nasıl bir zemin hazırladı? Yeterli ilgiyi gördü mü, temel bir bilinç oluştu mu? 

Robotik Süreç Otomasyonu dünya gündemine, dijital dönüşüm yatırımları yapan kurumların bu teknolojinin önemli bir hızlandırıcı olduğunu anlamasıyla oturdu. Özellikle ülkemizde kurumların dijital dönüşüm çalışmalarının sonuçlarını hızlıca görmeleri açısından bu teknolojinin rolü büyük.

Robotik Süreç Otomasyonu açısından ülkemiz emekleme dönemini 2019 yılının ilk yarısında tamamladı, Yılın İkinci yarısında farkındalığın artmasıyla birlikte ayağa kalktı diyebilirim. “ROBOT” olarak tanımladığımız yazılım teknolojisi bir çok alandaki rutin iş için, süreç olarak bizim oluşturduğumuz kural ve sistemler ekseninde, insan davranışlarını taklit ederek süreçlerin iyileştirilmesine ve geliştirilmesine katkı sağladı.

2018 yılı Linktera için de bu teknolojiye yönelik bir ısınma yılı oldu, 2019 yılı ile birlikte ekip olarak gerçek anlamda danışmanlık verebilir duruma geldik. UiPath gibi piyasa değeri 7 milyar doları aşmış, 30 ülkeyi kapsayan ve merkezi İstanbul olan bir bölge yönetimiyle iş ortaklığına gitmek çok farklı bir sinerji yarattı. Bu global vizyonla, Linktera’nın Türkiye’deki birikimini doğru harmanladığımızı düşünüyorum. Bunun yansıması olarak da hizmet verdiğimiz kurumlarda maliyet/fayda ekseninde en verimli süreçleri gerçekleştirdik. Geldiğimiz noktada, RPA sertifikalı mühendislerimiz, satış ekibimiz ve bu alanda kendini kanıtlamış iş ortaklarımız ile birlikte 25 kişilik bir ekip olduk. Önümüzdeki dönemde ekibimizi yeni takım arkadaşlarıyla büyüteceğiz.

İleriye dönük çalışmaların temelini mevcutta rutin işleri üstlenen robotlara, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerinin entegre edilmesi ve robotların rutin dışı işleri de üstlenmesi oluşturuyor. Buna göre yakın zamanda yazılım robotlarının tamamen yapay zeka robotlarına dönüşmesi bekleniyor. Böylece öğrenen ve karar alabilen robot yazılımlarıyla robotik süreç otomasyonunun çalışma alanı da genişlemiş olacak.

 

Robotik Süreç Otomasyonu çalışmalarınız ile bizi biraz yakınlaştırabilir misiniz? Türkiye pazarının beklentileri neler? 

RPA Robotları, çalışanların katma değersiz işlerini devralmak üzerine kurgulanmış bir yazılım teknolojisi. Bu rutinleri ülkemizdeki operasyonel işlerin yoğunluğunu göz önünde bulundurarak ortalama çalışan için zamanının %50’si olarak tanımladığımızda aslında aynı oranda bir potansiyel verimlilik artışından bahsediyoruz. Çalışanlar böylece bu rutin ve operasyonel süreçlerle uğraşmak yerine daha insani olan iletişim, duygusal zeka, empati, yaratıcılık gibi konularda katma değer sağlama imkanına erişmiş oluyorlar. Bu aynı zamanda çalışan motivasyonu açısından da verimliliği arttırıyor.

Diğer taraftan robot yazılımlar çalışanların hali hazırdaki operasyonel yükünü azaltarak, zaman ayrılamayan süreç ve işlere odaklanılmasını ve böylece şirketlerin verimli sonuçlar elde etmesini sağlıyor.

Türkiye’de süreç otomasyonu alanında farkındalığı ve hizmet alma arayışı olan çok fazla kurum var. Ancak RPA teknolojisinde kilit nokta robot lisansı almak değil, aldıktan sonra en doğru süreçler için en verimli otomasyonu kurgulamak. Ancak bu şekilde robotların verimliliklerini en üst düzeyde tutmak, yatırımın maddi anlamda geri dönüşünü şirketlere sağlamak mümkün oluyor.

Linktera, bu hizmeti veren diğer kurumlardan özellikle bu noktada ayrışıyor. Çünkü DNA’mızın temelinde proje ve süreç yönetimi var. Bunu yıllar içerisinde hizmet verdiğimiz Risk, Hazine, Finans, İş Zekası, Analitik, Veri Ambarı gibi özel alanlarda edindiğimiz bilgi birikimimizle harmanlıyoruz.

Ayrıca Ar-Ge merkezimiz olan Linktera LAB’de geliştirdiğimiz ürünlerle Robotik ekosisteminin daha katma değerli bir hal almasını sağlıyoruz. Geçtiğimiz yıl yaptığımız robot entegrasyonları hem bizim açımızdan hem de hizmet verdiğimiz kurumlar açısından çok verimli geçti. Birçok kurumda hem verimlilik artışı hem de çalışan memnuniyeti yarattık.

Tabi robotik otomasyonun temelini oluşturan rutin ve katma değersiz işlerin robotlara devrinin yanında, insan hatalarından etkilenen karmaşık süreçlerin robotlara aktarılması da, bu teknolojinin katma değerinin artmasında önemli bir etken oldu.

 

 

En fazla talep gören çözümünüz hangisi? RPA’nın otomatik hale getirdiği süreçler hakkında neler söylemek istersiniz?

Dünya’daki örneklere baktığımızda, Türkiye pazarında talep görmesini öngördüğümüz süreçleri belirlemiştik ancak piyasa farklı bir reaksiyon göstererek özellikle İnsan Kaynakları alanında çok fazla talepte bulundu. İşe giriş çıkış işlemleri, aday arama, CV inceleme gibi çözümlerimize yoğun ilgi oldu. Tabi bunun yanında bizim de öngördüğümüz finans & muhasebe ve satınalma tarafında, e-fatura ve e-arşiv okuma, anlamlandırma ve işleme süreçlerinde çok fazla entegrasyon gerçekleştirdik.

Bu alan bahsettiğim gibi oldukça geniş ve sektör bağımsız. Özellikle de kurumların iç süreçlerine çok bağlı ve onların sistem ve ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir durumda. Genel kapsamı kısaca somutlaştırmak adına; İnsan Kaynaklarının bordrolamalarından işe alım süreçlerine; Finans departmanlarının satin almalarından fatura üretme süreçlerine; IT departmanlarının sunucu ve uygulama yönetiminden şifre yenileme ve üretme süreçlerine; Satış Departmanlarının, satış takip, fırsat üretme, raporlama süreçlerine, Satın Alma departmanlarının, satın alıp, talep toplama, faturalama ve ödeme süreçlerine kadar birçok alanda otomasyon kurgulamak mümkün.

 

Robotik süreçler denince akla büyük ölçekli şirketler ve endüstriyel kullanım alanları geliyor. Öte yandan hem kurumsal ölçekte hem de daha önce RPA ihtiyacı olduğunu fark etmemiş şirketler de var. İhtiyaç tespiti konusunda şirketlere neler önerirsiniz?

Bu alanda ihtiyaç tespiti arayışında olan kurumlar için, kurum çalışanlarının da katıldığı hackhathon’lar düzenliyoruz. Bu anlamda süreçlerin asıl sahibi ve kullanıcıları çalışanlar ve en doğru yönlendirmeler de onlardan geliyor. Birkaç saat içerisinde çok anlamlı çıktılar elde edebiliyoruz. Kurumda en çok yapılan işleri şöyle bir masaya yatırdığımızda, zaten normalleştirdikleri ve robotlara devredilebilecek bir çok süreç hızlıca ortaya çıkıyor. Her gün yapılan, kuralları, girdileri ve çıktıları belli olan, ufak bir uygulama dahi olsa kategorize edilebilen tüm süreçler için, Robot yazılımların çözüm üretmesi mümkün.

 

Karar alma süreci sonrası robotik süreç otomasyonuna geçişteki en kritik noktalar neler oluyor? Şirketler bu geçiş sürecinde neleri değerlendirmeli ve nasıl kararlar almalı?

Robotik süreçlere dönüşüm işi tamamen bir yaklaşım ve kurum olarak benimsenmesi gereken bir konu. Yapılan yatırımın karşılığı ancak bu şekilde alınabilir. Diğer taraftan bu dönüşümün doğru bir danışmalık ile yapılması gerekiyor. Doğru ürüne karar vermek, doğru lisanslama modellerine karar vermek, doğru süreçlere karar vermek, doğru eğitimleri almak ve günün sonunda bu teknolojiyi danışmanlıkla değil şirketlerin kendi kaynakları ile yönetilebilir bir yapı haline getirmek en önemli konu. Burada da bu sürece, bizim tanımlamamızla “RPA yolculuğu”na başlarken, doğru danışmanlık şirketiyle yola çıkmak çok önemli.

 

RPA, akıllı otomasyon ve bilgiye dayalı çalışmanın ve kapsamlı dijital dönüşümünün temel bir destekçisi konumunda. Öte yandan her sektörün kendine özgü problemleri var. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?

Bu dönüşümün parçası olamamak, günün şartlarına ayak uyduramamak anlamına geliyor. Şu an bulunduğumuz noktada kamu, bankalar, ticari kurumlar, e-ticaret kurumları kısacası tüm sektörler, temelde gelirlerini arttırmak ve giderlerini azaltmak hedefi ile çalışıyor. RPA teknolojisi hızlı adaptasyon, düşük maliyet ve yüksek katma değer sağlama açısından biçilmiş kaftan. Tabi bazı kurum ve çalışan profilinde, bir çok sebepten dolayı direnç ile karşılaşabiliyoruz. Ancak bilgi güvenliği ve regülasyonlar tarafında sahip olduğumuz bilgi birikimi aktarıp sürecin hayatlarını ne kadar kolaylaştıracağını gösterdiğimizde bu direnç ortadan kalkıyor.

Diğer taraftan çalışanlar arasında da bazen şüpheyle yaklaşıldığı için değinmeden geçemeyeceğim. Robot yazılımlar kesinlikle çalışanların işlerini ellerinden almayı değil, aksine çalışanlar için bir dijital asistan olmayı hedefliyor. Onları tekrarlanan süreçlerden kurtarıp, daha katma değerli çıktılar üretmelerini amaçlıyor.

 

Robotik süreç otomasyonu 2020 yılında iş dünyasında nasıl bir etki bırakır? Baştan şekilleneceğini veya kartların yeniden dağıtılacağını düşündüğünüz sektörler var mı?

Robot yazılım teknolojisi büyük veri ve nesnelerin interneti gibi alanların en büyük tamamlayıcısı; dolayısıyla yeni yılda bu alanlarda RPA entegrasyonunu kullanan ve doğru konumlandıran kurumların fark yaratacağını düşünüyorum. Diğer taraftan sektör bağımsız olarak kurumlar rekabet içinde. Bu rekabette hızlı olan, değişime hızlı ayak uyduranlar hep bir adım önde olacak. Robot yazılım adaptasyonlarını tamamlamış kurumlar, dağıtılan kartlarla uğraşmak yerine, kartları dağıtan tarafta olacak.

 

Linktera olarak RPA geliştirmeleriniz konusunda özellikle odaklanacağınız bir sektör veya alan olacak mı? RPA çalışmalarınız konusunda 2020 yılı hedeflerinizi de öğrenmek isterim.

Linktera’nın güçlü olduğu Finans, Sigorta, Telekomünikasyon vb sektörler Türkiye’deki dijital dönüşümün öncülüğünü yaptığı gibi robot teknolojisinin de öncülüğünü yapıyor. Ancak geçtiğimiz yıl bizim için de sürpriz şekilde en az bu sektörler kadar farklı sektörlerde de entegrasyon çalışmalarına başladık. Online alışveriş platformlarından özel havayolu şirketlerine kadar bir çok sektörde robotlarımızı entegre ettik.

 

Çözümlerinizi geliştirirken Türkiye odaklı mısınız? Yurt dışı hedefleriniz veya hizmet verdiğiniz ülkeler var mı?

Linktera’nın sadece robotik tarafta değil, tüm uzmanlık alanlarında yurtdışı hedefi var. Bildiğiniz gibi Dubai ofisimiz bu anlamda bir mihenk taşı oldu. Ar-Ge merkezimiz Linktera LAB ürün geliştirme tarafında yoğun mesai harcıyor. Sadece Danışmanlık tarafında değil, tailor made ürünlerimizle de yurtdışında da sesimizi duyurmak istiyoruz. Bunun için gerekli yatırımları 2020 yılının ilk yarıyılında tamamlayacağız.

 

RPA alanı ile hayatımıza girmesi beklenen yeni meslekler konusunda neler söylemek istersiniz.

Tabii sadece RPA alanında değil, yeni gelen her teknoloji yanında yeni meslekler doğuruyor. Robotik süreçler ile birlikte şekillenen işlerin yanında, yeni işlerin ortaya çıkması da kaçınılmaz. Ortaya çıkacak yeni işler, aranan yetenekleri ve nitelikleri de arttırıyor olacak. Bununla ilgili en göze çarpan araştırmayı Dünya Ekonomi Forumu yayınladı. DEF’na göre 2025 sonuna kadar 58 milyon yeni iş ortaya çıkacak, bu işlerin %50’si robotik süreç otomasyonundan etkilenen işler olacak.