eLogo Bankacılık ve Fintech İş Geliştirme Uzmanı

Doğa Karaçallık

 

eLogo Bankacılık ve Fintech İş Geliştirme Uzmanı Doğa Karaçallık, Fintechtime okurları için kaleme aldı, “Finteklerde Kartlar Yeniden Dağıtılıyor! “.

“FinTek” terimi, bankacılık, sigorta veya sermaye piyasaları gibi alanlarda finansal hizmetleri daha güvenli , daha verimli ve daha ucuz hale getirmek için teknoloji kullanımı veya teknoloji kullanımı yoluyla finansal hizmetlerdeki inovasyonu ifade ediyor. Bu tanım aslında finansal kurumlar için dijital dönüşüm ve yeniden yapılanmayı “yıkıcı” yeniliklerle sunmayı açıklıyor.

Günümüzün en büyük yatırım alan sektörü haline gelen Bankacılık ve Finansal servisler ; 2010-2015 yılları arasında sektöre 50 milyar dolardan fazla sermaye ayıran özel ve kurumsal yatırımcılardan oluşurken, 2015 ve 2020 yıllarında ise 200 milyardan fazla katkıyla her sektörden şirketin gözdesi durumundadır.

Bill Gates tarafından 1994 yılında dile getirilen “Bankacılık gereklidir, ancak bankalar değil” vizyoner açıklaması, dünya çapında 15.000’den fazla FinTek şirketinin şu anda bankacılık endüstrisinin karlı işinden bir pay almaya çalıştığı gerçeğini güçlendiren bir kehanet haline geldi.

Öyle ki ,son 5 senede FinTekler sadece son kullanıcıya değil artık son kullanıcıya erişimin sağlandığı tüm kanallarda nüksetmeye başladı. Evrensel teknoloji kasının aralıksız gelişmesiyle artık FinTek kavramını da daha farklı boyutlarda analiz ederek yeni bir boyut kazandığını görebilmeliyiz.

Ekosistemi analiz ederken ve sektördeki değişim dalgalanmasını açıklarken finansal hizmetlerde inovasyona ilişkin sekiz baskın içgörü ve bilgilerin sentezlendiğine şahit oluyoruz.

 

  1. Teknolojik yeniliklerin barındırdığı güç ile inovatif ürünlerin sunulması
  2. Sahnedeki yeni oyuncular ve teknolojik altyapı sağlayıcıları ışığında “TekFin” olgusu
  3. Yenilikçi ve radikal iş modelleri oluşturan girişimler
  4. Oyunun kurallarını tanımlayan yasal düzenleyici ve denetleyiciler
  5. FinTek girişimleriyle iş birliği yapan banka ve finansal kuruluşların tutumu
  6. Teknolojik yeniliklerin faydalarından yararlanan kullanıcılar
  7. Yatırımcıların ekosisteme karşı yöneylem perspektifi
  8. Tamamlayıcı destekler

 

1.Teknolojik yeniliklerin barındırdığı güç ile inovatif ürünlerin sunulması

FinTek ekosisteminin ortaya çıkmasında yeni teknolojiler, yeni ekonomik yaklaşımlar ve farklı ihtiyaçlar ön plana çıkıyor.

Özellikle mobil teknolojinin barındırdığı güç ile değişen sosyo-ekonomik yaklaşımlar , finansal alana adaptasyonunu kolaylaştıran iş modellerinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bunun en büyük sebebinin altında , mobilin sahip olduğu kullanım penetrasyonunun efektifliğiyle mevcut ve potansiyel müşteri kitlesine erişim kolaylığı yatıyor.

Mobilin gücüyle birlikte dijitalleşme akımının çıktıları olan nesnelerin interneti , yapay zeka, sanal gerçeklik , bulut çözümleri , makine öğrenimi, büyük veri , otonom araçlar , Blockchain ve daha birçok teknolojik trend , finansal teknoloji alanında sunulan ürün ve hizmet çeşitliliğini zenginleştiriyor.

Teknolojik gelişmelerle harmanlanarak sunulan yenilikçi ödeme çözümlerinde; kullanıcıların istek ve ihtiyaçları ne kadar gözetilirse, o kadar katma değeri yüksek ürün ve hizmetler sektörle buluşuyor. Her gün gelişmekte olan ekosistem daha çok insanın ödeme çözümleriyle buluşmasını ve sektördeki rekabet ile müşteri kazanımın doğru orantısında verimlilik artışı kaçınılmaz oluyor.

 

  1. Sahnedeki yeni oyuncular ve teknolojik altyapı sağlayıcıları ışığında “TekFin” olgusu

Yeni finansal teknolojileri benimseyip , kullanmamızı sağlayan en önemli unsurlar , bu teknolojileri mobil cihazlar üzerinden sunan telekom ve teknoloji şirketleridir. Bir diğer etkense sosyal medya platformları , e-ticaret şirketleri ve Google, Amazon, Facebook , Apple gibi dev şirketlerin müşterilerin dijital ortamdaki veri gücünü kullanarak finansal ihtiyaçlara odaklanmaları sayesinde ekosistemi desteklemeleridir. Öyle ki bu dörtlü şirket; sahip oldukları fırsat ortamı ve teknolojiler ilkesinde , isimlerinin baş harflerinden esinlenerek “GAFA Bank” olarak anılıyor.

Ülkemizde de bu alanda faaliyet gösteren şirketler ve girişimler, bankalarla yaptıkları işbirlikleri sayesinde ödeme çözümlerini kolaylaştırıp ve sunulan ürün ve hizmetlerde güven ortamını pekiştiriyor.

Ülkemizde teknoloji ,telekom ve e-ticaret şirketleri , Bankaların ve Finansal kurumların sunamadığı ödeme çözümlerindeki boşluğu görerek çok sayıda müşteriye FinTeklere erişim imkanı tanıyor. Dolayısıyla bu tür yapılar, farklı kombinasyonlarla bir araya gelerek “platform şirketleri” olmaya ve kendi ekosistemlerini yaratmayı başarıyor. Bu sayede sektöre yeni ve güçlü olarak giren bu yapıdaki oyuncular “TekFin”, yani teknoloji şirketlerinin finans dünyasına girişi olarak tanımlanıyor .

 

  1. Yenilikçi ve radikal iş modelleri oluşturan girişimler

FinTekler bünyesindeki teknolojik gelişmelerin yetkinliği ile; API olarak nitelendirdiğimiz entegre platform yazılımlar, veri yoğunluklu, yüksek sermaye gerektirmeyen , çevik yapıda, yenilikçi ve hızlı çözümlerle sıra dışı iş modelleri üretiliyor.

FinTekler Yenilikçi ve radikal iş modellerini ; dijital platform ve teknolojilerin sunduğu fırsatları finans alanına uyarlayarak kullanıcıların köhne alışkanlıklarını terk etmesine ve geleceğin finansal değişimine katkı sağlıyor.

FinTek teknoloji şirketleri bu sayede, Bankacılık ve Finansal kurumların yapılarına nazaran daha esnek, daha hızlı, daha düşük maliyetli ve müşteri beklentilerine daha uygun ürün ve hizmetler sunabiliyor.

 

4.Oyunun kurallarını tanımlayan yasal düzenleyici ve denetleyiciler

Finans ve teknoloji alanını değerlendirirken sadece bankalar ve işletmeler arasındaki ilişkileri dikkate almak yeterli değildir. Ayrıca finansal sistemin altyapı oyuncularının ve sektörle ilişkilerinin göz önünde bulundurulması gerekir.

FinTek sahnesinde yer alan tüm aktörleri ve finansal altyapıyı sağlayan organları denetleyen ve oyunun kurallarını belirleyen , yönetmelikler çıkararak rekabet koşullarını düzenleyen yapıyı oluşturan hükümetlere bağlı yasal kurumlardır.

Ülkemizde finans sektörü için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Hazine ve Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı (GIB) ve Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) kilit rol oynayan yasal düzenleyici ve denetleyicilerdir.

Teknoloji şirketlerin bu alanda faaliyet gösterirken yasal düzenleyici ve denetleyici kurumların çalışma prensiplerini ve reflekslerini çok iyi irdelemesi gerekiyor. Çünkü bir oyunun kurallarını bilmeden ve anlamadan bu alanda faaliyet göstermek ,kalıcılık adına mümkün olmuyor.

 

  1. FinTek girişimleriyle iş birliği yapan banka ve finans kuruluşların tutumu

Bankalar ve Finans kuruluşları, FinTek ekosisteminin en eski oyuncuları olarak biliniyor. Özellikle FinTek girişimleri ve teknoloji şirketleri ile yaptıkları işbirliğinin yarattığı “kazan-kazan” ortamı sektörün büyümesinde önemli rol oynuyor.

Ancak başlangıçta FinTek girişimleri ve teknoloji şirketleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bankalar tarafından görmezden gelinerek, sektörde varlık gösteremeyecekleri zannediliyordu.

Ünlü FinTek Davranış bilimcisi J.P. Nicols 2016 yılında yayınladığı “Banker’s FinTech Grief Cycle” (Bankacılığın FinTek Keder Döngüsü) başlıklı makalesinde bu durumu 5 farklı zaman dilimi içinde ele alıyor.

İlk aşamada Bankaların FinTek girişimlerinin varlığını ve sektöre olan katkılarını görmezden gelerek “inkar” içinde olduklarını , FinTeklerin pastadan pay almaya başlamasıyla Bankaların gelir kayıpları sonuçları “öfke” ye dönüşen ve daha agresif önlemler almaya çalıştıkları süreçte; Bankalar FinTek girişimleriyle “pazarlık” girişiminde bulunmayı düşünerek geçici çözüm yoluna gitmeyi düşünürken , “depresyon” aşamasında sundukları ödeme çözümlerin FinTekler için yetersiz olduğu düşüncesi hakim oluyor ve sonunda bankalar durumu “kabul etme” aksiyonuyla kabullenerek hem kendilerine hem de ekosisteme fayda sağlayacak işbirliği ve ortaklıklara yelken açıyorlar

Ülkemizde de FinTek yaklaşımları bu döngüye benzer şekilde ilerledi. Bu kuruluşlar, yeni başlayanlarla işbirliği yaparak veya ortaklık kurarak FinTek ekosisteminde kilit oyuncular olarak hareket ederler. Online ödeme sistemleri ve sanal POS alanlarından başlayarak FinTek girişimleri, hızlı, yenilikçi yöntemler ve müşteri deneyimi ile bankaların gerçekleştiremediği, giremediği veya girmeye istekli olmadığı alanlara girmiştir.

 

  1. Teknolojik yeniliklerin faydalarından yararlanan kullanıcılar

Kullanıcıların istek, ihtiyaç ve davranış modellerinin doğru benimsenmesi, oluşturulacak yenilikçi ve radikal iş modellerinin özünü oluşturuyor. Sosyolojik bir bakış açısı ve anlayış gerektiren kullanıcı davranışlarının izlenimi sektörün en önemli gelişim kaynağıdır.

Buraya; Ülkedeki piyasa yapısı, rekabet, tüketici davranışı, müşteri deneyimi, fırsatlar, tehditler ve finansal hizmetler sektöründe oluşabilecek yeni pazarlar değerlendirilmelidir.

Ülkemizde akıllı telefon penetrasyonunun yoğunluğu, online alışverişin artması ve e-ticaretin gelişmesi, sanal POS kullanımının yaygınlaşması ve FinTek girişimlerine uygun çözümler üreten ödeme sistemlerinin gelişmesine neden olmuştur.

Bugün FinTek girişimlerin büyük çoğunluğunda yazılım odaklı teknoloji şirketleri olmaları yatıyor. Büyük verinin en önemli olduğu günümüzde daha spesifik davranış modelleri oluşturularak , kullanıcıya özel kişi bazlı çözümler yaratılıyor.

 

  1. Yatırımcıların ekosisteme karşı yöneylem perspektifi

Bir işletmenin ortaya çıkması ve büyümesi için finansal kaynakların önemi yadsınamaz durumdadır. Sermaye boyutunda değerlendirilen yatırımcılar, devlet desteği ve kamu fonları, potansiyel büyüme ve gelişmeye sahip FinTeKler için en önemli kaynaklardır.

FinTek alanında, hükümet ve kamu tarafından finanse edilen destek olarak TÜBİTAK ve AB fonları öne çıkıyor; ancak ülkemizde FinTek şirketleri bu konularda daha çekingen davranıyor ve melek yatırımcılara, risk sermayesine ve banka teşviklerine yöneliyor.

Araştırmalar ışığında girişimlerin yatırım almasını zorlaştıran ilk faktör FinTek sektörü ile ilgili yeterli veri olmaması, ikinci faktör ise Ülkemizin mevcut konjonktürü konusunda yabancı yatırımcıların temkinli durması, üçüncü faktör ise Ülkemizde yatırımcı sayısının sektörde istenilen düzeyde bulunamamasıdır.

Bu yüzden bankalar ve finans kuruluşları, özellikle FinTek girişimleri ile iş birliğinde ve yatırım yapma konusunda önemli rol oynuyor. Bankalar , FinTek girişimlerinin ihtiyaç duyduğu sermayeyi sağlayabiliyorken, FinTek girişimleri , bankaları yenilikçi fikir ve yöntemlerle destekleyebilmekte, yeni pazarlar açıp bankalara farklı fırsatlar sunabilmektedir.

 

8.Tamamlayıcı destekler

FinTek alanının ülkemizde gelişimi için kuluçka merkezleri, teşvik programları ve tekno-parklar son dönemde baya revaçta olan destekleyici unsurlar olarak yer alıyor.

Ekosistemde içinde fikirlerin olgunlaşmasına, inovatif ürünlerin gelişmesine ve sistematik iş modelleri içerisinde yeni altyapı kazanımlarıyla mevcut ve sektöre yeni giriş yapanlar arasında işbirliği kuvvetleniyor

Sektördeki tamamlayıcı desteklerin yaygınlaşmasıyla üniversiteler ve özel sektörlerle işbirliği ile kurulması, sektör bilgisinin gelişmesi ve sektörel kalifiye insan kaynaklarının yetiştirilmesine, üniversite ve sanayi işbirliğine, yeni projelerin hayata geçirilmesine ve desteklenmesine büyük katkı sağlanıyor.

 

SONUÇ

Tüm yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda küresel FinTek sahnesinde oyunun kurallarını değiştiği ve kartların yeniden dağıtılmaya başlandığını söyleyebiliriz.

Sektördeki bu ilerleyiş ; finansal erişimi zenginleştirmekte, işbirlikleri kurularak verimliliği arttırmakta, finansal inovasyonu geliştirmekte , kullanıcılara daha iyi hizmet deneyimi sunmakta, kayıt dışı ekonomiyi önlemekte, iç ve dış yatırımları çekmekte ve bilgi aktarımını çok daha güvenilir hale getirmekte.

Buradaki en önemli olgunun FinTek ekosistem oyuncularına ve aralarındaki sinerjiye bağlı olduğunu düşünmeliyiz. Öyle ki ; FinTek çözümlerini değerlendirirken ; içgörü ve bilgi sentezlerimiz sonucunda oyuncuların gücünün toplamından ziyade aralarındaki sinerji etkisinin çıktısı olarak görmek daha mantıklı yaklaşım olacaktır.

Finansta yaşanan bu yıkıcı gelişmeler; tek seferlik bir olay yerine, müşteri davranışlarını, iş modellerini ve finansal hizmetler sektörünün uzun vadeli yapısını şekillendirecek “sürekli ve değişken yenilikçilik“ mottosunu koruyacaktır.

Not: Yapılan araştırma içeriğinde Prof.Dr.Selim Yazıcı’nın yazmış olduğu “THE ANALYSIS OF FINTECH ECOSYSTEM IN TURKEY” makalesi referans olarak alınmıştır.