Garanti BBVA, kadın girişimcilere yönelik sürdürdüğü bütünsel yaklaşımı ve kesintisiz desteğinin 15. yılını kutluyor.
15 yıl önce kadın girişimciliğini gündeme getiren ilk özel banka olan Garanti BBVA desteklerini, “finansman sağlama”, “cesaretlendirme”, “eğitim” ve “yeni pazarlara açılma” olarak dört temel başlıkta sunuyor. Kadınların girişimci olmasının önündeki engelleri kaldırmak, güçlenmelerini sağlamak ve işletmelerinin sürdürülebilir olması amacıyla çalışıyor.
Geçen 15 yılda, kadın girişimcilere 10 milyar TL finansman sağlayan Garanti BBVA, KAGİDER ve Ekonomist dergisi iş birliğiyle Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nı gerçekleştiriyor. Bugüne kadar toplam 40 bine ulaşan başvuru sayısıyla kadınlara ilham olan yarışma, kadın girişimcilerin başarı hikayelerini duyurmasına katkıda bulunuyor. Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi’yle (BÜYEM) 2012’de başlatılan “Kadın Girişimci Yönetici Okulu” projesiyle de kadınların işlerini büyütmek, sürdürülebilir kılmak, her alanda rekabet güçlerini artırmak ve girişimci ruhlarını desteklemek amacıyla 27 ilde 3000’den fazla girişimciye ücretsiz eğitim verdi. Banka ayrıca kadın girişimcilerin yeni pazarlara açılmaları ve yeni müşteriler kazanmaları için KAGİDER’le birlikte “Kadın Girişimci Buluşmaları”nı düzenleniyor.
Garanti BBVA’nın, 15. yıldır sürdürdüğü kadın girişimciliği çalışmaları hakkında, bilgi veren Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya, “Ekonomik ve toplumsal kalkınma için girişimcilik, özellikle de kadın girişimcilik ekosisteminin desteklenmesi büyük önem taşıyor. Girişimcilik ve üretimin önemini bildiğimiz için ülkemizdeki girişimcileri, KOBİ’leri desteklemeyi ana sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz. Kadınların girişimci olmasının önemini de biliyoruz ancak ülkemizde kadın girişimciler yüzde 13 gibi düşük bir orana sahip. Bizim 15 yıldır çabamız bu oranı yükseltmek. 15 yıl boyunca verdiğimiz desteklerle ülkemizdeki kadın girişimci oranının %4’lerden %13’lere çıkmasında bir nebze katkımız olduysa ne mutlu bize. TÜİK’in verilerine göre; ülkemizde kadınlar ve erkekler nüfus içinde eşit paya sahipken girişimcilikte kadınların oranı çok düşük. Bu nedenle Dünya Bankası verilerine göre kadın girişimcilik oranının dünya ortalaması olan %34’ü yakalaması için hep birlikte çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. Biz de bu orana ulaşmaya katkıda bulunmak için KAGİDER’le yeni projeler üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.
Sibel Kaya sözlerini şöyle sürdürdü: “15. yılımızın kutlamaları kapsamında kadın girişimciliğinin Türkiye’ye sağlayacağı faydaları daha çok anlatmaya, farkındalığı artırmaya ve her kesimden daha fazla kadına ulaşmayı hedefliyoruz. Kendimizi kadın girişimcilerin finansal sağlığını gözeten, onlara yol gösteren, işlerini ve hayatlarını kolaylaştıran, doğru zamanda, doğru tavsiye, yönlendirmeler ve desteklerle iş süreçlerine katkı sağlayan bir çözüm ortağı olarak konumluyoruz. Bu kapsamda finansal ve finansal olmayan destekleri daha fazla kadına ulaştırmak için online platformlara da ağırlık veriyoruz. Kadın Girişimci Yönetici Okulu eğitimlerini online platforma taşırken KAGİDER’le birlikte pazara erişim için girişimci platformlarıyla iş birliklerini hayata geçireceğiz. Finansal desteklerimizin kadın özelinde artırılması amacıyla yurt içinde ve yurt dışında finans kuruluşlarıyla kadın girişimcilere yönelik kredi programlarına katılacağız. Bu iş birlikleriyle kadın girişimcilerin finansa erişimini daha da kolaylaştıracağız.”
Erdem: ‘Sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı kadının elinde’
KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem ise şunları ifade etti: “Dünyada girişimcilerin sadece üçte biri kadın. Türkiye’de ise bu oran %13’e kadar düşüyor. Oysa kadın girişimciler istihdam yaratan, inovasyonu teşvik eden ve eşitsizlikleri azaltan çarpan etkileri yaratıyor. McKinsey araştırma şirketinin araştırmasına göre, 2030 yılına kadar küresel ekonomiye 13 Trilyon ABD Doları ekleme potansiyeline sahipler. Aynı çalışma bu konuda hiçbir şey yapılmaz ise küresel ekonominin 1 trilyon dolar azalacağını gösteriyor. Kadın girişimcilere yatırım yapmak, onları cesaretlendirmek, onların sorunlarını çözmek, rol modelleri arttırmak ve rekabet yeteneklerini geliştirmek Türkiye’nin ekonomik büyümesine ve refah artışına da güçlü bir ivme katacaktır. Sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyümenin anahtarı kadının elinde; ancak ve ancak kadınların güçlenmesiyle, ekonomiye eşit ve aktif katılımları ile mümkün… Kadın girişimciliğini yaygınlaştırmak yönünde özel sektör, medya ve sivil toplumun el ele verdiği uzun soluklu bir güç birliğinin örneğini verdiğimiz Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması gibi iyi örneklerin artmasını diliyorum.”