Mastercard, hazırladığı yeni bir Signal raporu ile yakın geleceği yeniden şekillendirmeye hazır teknoloji trendlerinin haritasını çıkardı.
Mastercard, işletmelerin ticari faaliyetler ve iş yapış biçimlerini yeniden şekillendirecek teknoloji trendleri üzerine bir araştırma hazırladı. Yapay zeka, hesaplama gücü ve veri teknolojisi başlıklarında derinleşen raporun sonuçları, geleceğin teknoloji ile nasıl gelişeceğini, günlük hayatımızı, ticareti ve sektörleri ne şekilde dönüştüreceğini ele alıyor. Sürdürülebilir inovasyon yatırımlarının da bu sürece ivme kazandıracağına dikkat çeken raporda hayatımıza dokunan her alana dair öngörüler mevcut.
Akıllı sanal asistan pazarının 2028’de 46 milyar dolara ulaşması bekleniyor
Yapay zeka alanında olası tehditlere karşı bir tür inovasyon patlaması yaşanıyor. Alışveriş, seyahat, oyun, eğlence ve diğer sektörler için ortaya çıkan çok sayıda örnek bulunuyor. Raporda, 2024 ve sonrasında büyük etki yaratması muhtemel üç yapay zeka trendi incelendiğinde, sofistike dijital asistanların, güçlendirilmiş yazılım geliştirme uygulamalarının ve kötü niyetli deepfake uygulamalarıyla mücadele edecek çalışmaların öne çıkacağı belirtiliyor.
Özellikle üretken yapay zekanın, dijital asistanların gücünü ve erişim alanını genişleterek onları basit görev yapıcılardan paha biçilmez kişisel ve profesyonel yardımcılara dönüştürmesi bekleniyor. Bu tarz uygulamalar seyahat rezervasyonundan beslenmeye, yaşam koçluğundan dil çevirisine kadar çeşitli işleri yerine getirecek şekilde gelişiyor. Ayrıca insana yakın iletişim becerileri ve belirli kullanıcı tercihlerini öğrenme ve anlama yetenekleri sayesinde daha kişiselleştirilmiş alışveriş rehberliği sağlamak adına daha donanımlı hale geliyorlar.
2023 yılında 11 milyar dolar olan akıllı sanal asistan pazarının 2028 yılında 46 milyar dolara ulaşması ve yıllık bileşik büyüme oranının yüzde 32,7 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Öyle ki, müşteri hizmetleri yöneticilerinin katılımı ile yapılan küresel bir ankette göre, katılımcıların yüzde 95’i yapay zeka botlarının önümüzdeki üç yıl içinde müşterilerine hizmet vermesini bekliyor.
Bilişim teknolojilerinin gerçeklik algısı artıyor
Bilişim teknolojilerinin günlük hayata daha fazla entegre olacağına dikkat çeken rapora göre bu durum, dijital ve fiziksel dünyaları harmanlayan ve sanki kullanıcı bir filmin içinde yaşıyormuş gibi benzeri görülmemiş bir gerçeklik düzeyi sunan karma bir deneyimi mümkün kılabilir. Mekânsal bilişim teknolojisi önümüzdeki yıllarda geliştikçe, günlük hayatımıza entegre olarak alışveriş, ticaret, eğitim, sağlık, üretim, eğlence ve daha fazlasını dönüştürebilir. Hızlı bir büyüme eğiliminde olan uzamsal bilgi işlem pazarının 2032 yılına kadar 620,2 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Mekanlar daha akıllı deneyimlerle zenginleşecek
Teknoloji şirketlerinin yatırımları, mekânsal bilişim için umut verici bir geleceğe işaret ediyor. As donanım ve yazılım geliştikçe, bu teknoloji günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelebilir. Ağ teknolojilerindeki gelişmeler yeni bir otomasyon, birbirine bağlanabilirlik ve zeka çağını başlatmaya hazırlanıyor. Dolayısıyla mimari, standartlar ve veri iletimindeki gelişmeler mağazalara, ofislere, evlere ve endüstriyel ortamlara daha akıllı deneyimler getirebilir. Alışveriş, toplu taşıma ve stadyum girişleri gibi insanların toplu hareketini içeren deneyimler otomatik hale gelebilir.
Veri madenciliği daha da gelişecek
Araştırmanın sonuçlarına göre veri teknolojilerindeki yenilikler, işletmelerin markalarını oluşturmalarına, rekabet avantajı elde etmelerine ve veri güvenliği ile tüketici gizliliğini güçlendirmelerine yardımcı oluyor. Bu bölümde, verinin kullanım alanını genişletmek için verinin tokenlaştırılması, oyunun kurallarını değiştiren iş içgörülerini ortaya çıkarmak için gelişmiş analitiğin kullanılması ve veriyi korumak için yeni yöntemler ele alınmaktadır.
Veri güvenliğinde tokenizasyon, kredi kartı numarası gibi hassas bilgileri, rastgele bir kodla (token olarak adlandırılan) değiştirerek korumanın bir yolu olarak nitelendiriliyor. Ancak tokenizasyon, aynı zamanda varlıkların bir blok zinciri veya ağ üzerinde dijital olarak temsil edilmesini sağlayarak aktarılabilir, takas edilebilir ve güvenli hale getirebilir. Bu teknoloji, kimlik doğrulama için biyometrik özelliklerden daha kolay kullanım için müşteri ödül puanlarına kadar çeşitli veri türlerine uygulanabilir.
Şirketler her zaman verilerden anlam çıkarmaya çalışıyor. Yeni teknolojiler sayesinde ellerinde çok daha fazla veri varken, daha derin içgörüler elde etmek, karar alma süreçlerini iyileştirmek ve iş ortamını dönüştürmek için gelişmiş analitik, makine öğrenimi ve yapay zekadan yararlanıyorlar. Kendilerine ait zengin verilere sahip kuruluşlar, bunları diğer veri kümeleriyle birleştirerek yeni bilgiler üretebiliyor. Gen AI, işletmelerin sosyal medya gönderileri ve multimedya içeriği de dahil olmak üzere daha önce erişilemeyen yapılandırılmamış verileri analiz etmesine olanak tanıyarak veri analizini geliştiriyor. Bu yetenek, veri madenciliğinde bir paradigma değişikliğine yol açabilir ve büyük veri havuzlarına sahip kuruluşlara rekabet avantajı sunmaya hazırlanıyor. Veri analitiği pazarı 2022 yılında 272 milyar dolarken 2030 yılında 745 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.
Bankalar müşteriler için daha kapsayıcı ürünler sunabilecek
Gelişmekte olan bu teknoloji trendleri birbirlerinin etkisini de artırıyor. Yapay zeka, bilgi işlem ve veri teknolojilerinin ortak özelliği, finans, perakende, sağlık, eğitim ve daha fazlasını dönüştürerek teknoloji sektörünün çok ötesinde yeniliklere yol açıyor. Yapay zeka veri analizini ve karar verme sürecini geliştirirken, bilgi işlem gücü daha hızlı yapay zeka eğitimi ve çıkarımı sağlıyor. Mekansal bilgi işlem, yapay zeka odaklı nesne tanımadan yararlanıyor ve veriler yapay zeka algoritmalarına beslendikçe daha değerli hale geliyor. Yeni nesil teknolojiler, bankaların büyük miktarda finansal veriyi daha verimli bir şekilde analiz etmelerini sağlıyor. Ayrıca daha iyi risk değerlendirmesi ve dolandırıcılık tespiti ve daha kişiselleştirilmiş müşteri hizmetleri sunuyor. Bankalar, operasyonlarını optimize etmek ve müşterilerine daha sofistike ve kapsayıcı finansal ürünler sunmak için yapay zekadan daha fazla yararlanacak.
İşletmeler, kişiselleştirilmiş pazarlamadan tedarik zinciri yönetimine kadar pek çok alanda müşteri deneyimini geliştirmek için bu gelişmelerden yararlanabilir. Yapay zeka odaklı içgörüler, işletmelerin tüketici davranışlarını daha iyi anlamalarına, envanteri optimize etmelerine ve pazar eğilimlerini tahmin etmelerine yardımcı olabilir. Bu trendler geliştikçe, dijital çağda büyümeyi ve dönüşümü teşvik etmeye devam edeceklerini vaat ediyorlar. Yapay zeka, işlem gücü ve veri arasındaki bu sinerji yeni verimlilik, inovasyon ve kabiliyetlerin kilidini açabilir.