Revo Capital’in Kurucu Ortağı ve CEO’su Cenk Bayrakdar ile Fintechtime Nisan sayısı için gerçekleştirdiğimiz röportaj yayında.

Türkiye’nin en büyük girişim sermayesi fonları arasında yer alan Revo Capital, 2024 yılının ilk yarısında hayata geçirmeyi hedeflediği 100 milyon dolarlık üçüncü fonunun lansmanını ‘Building Bridges’ Etkinliği’nde gerçekleştirdi. Bu vesile ile Revo Capital’in Kurucu Ortağı ve CEO’su Cenk Bayrakdar ile bir araya gelerek hem fintek yatırımları konusundaki değerlendirmelerini hem de açıkladıkları üçüncü fonun detaylarını öğrendik.

 

 

Revo Capital’in FinTech sektörüne olan yatırım ilgisinin kökeni nedir ve üçüncü fonunuzla bu alandaki yatırımlarınıza devam etme kararınızın arkasındaki motivasyon nedir?

Turkcell’de beraber çalıştığım kurucu ortaklarım ile 2013 yılında, girişim sermayesi fonu Revo Capital’i kurmak için yola çıktık ve 66 milyon dolarlık ilk fonumuz ile yatırımlar yapmaya başladık. Türkiye’de kurulan ilk girişim sermayesi şirketlerinden biri olarak, Türkiye merkezli teknoloji start-up’larına yatırım yaparak serüvenimize başladık. Finans, ticaret, sağlık gibi sektörler için yazılım tabanlı teknolojiler geliştiren ve katma değer yaratabilen şirketlerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyanın en başarılı şirketleri arasında olacağına dair öngörümüz bizi yanıltmadı. Dijital erişimin arttığı günümüzde, kendilerini bu alanda göstermek isteyen start-up’ların en önemli ihtiyacının fonlanma olduğunu biliyorduk.  

İlk fonumuzun başarılı yatırım ve exitleri sayesinde ikinci fonumuz talep fazlası ile 2020 yılında 90 milyon Euro ile kuruldu. Bugüne kadar birinci ve ikinci fonumuzdan yaptığımız toplamda 40 yatırımının yüzde 30’u FinTech alanında faaliyet gösteriyor. Bu dönemde güçlü ekibimiz ve doğru stratejimiz sayesinde finansal teknolojiler alanında Foriba, Paraşüt, Yazara, PayCore ve Figopara’nın da aralarında olduğu Türkiye’nin en değerli start-up’larına yatırım yaparak büyüme yolculuklarına ortak olduk. FinTech alanındaki exitlerimize örnek vermek gerekirse; e-dönüşüm yatırımımız Foriba, küresel finans, vergi yazılımları ve raporlama çözümleri sunan Sovos tarafından, KOBİ’lere ön muhasebe çözümleri sunan finansal teknoloji yatırımımız Paraşüt, Turkven’in portföyünde bulunan yazılım şirketi Mikro-Zirve tarafından satın alındı.

 

Bu sene kuracağımız 100 milyon dolarlık üçüncü fonumuz ile Türkiye’deki girişim ekosisteminde ileri aşama girişimciler için çok önemli olan yatırım boşluğunu doldurmaya devam edeceğiz. Üçüncü fonumuz çerçevesinde, stratejik olarak Ar-Ge ve yazılımcıları Türkiye’de olan ve 6 temel sektörde faaliyet gösteren şirketlere yatırım yapacağız. FinTech, B2B SaaS, siber güvenlik, sağlık teknolojileri, enerji ve oyun. Bunlarla birlikte, özellikle yapay zekâ teknolojilerine büyük ilgi duyuyoruz ve bunların tüm sektörlerde inovasyonun katalizörleri olarak potansiyeline inanıyoruz. Yapay zeka teknolojisi ile finans alanındaki etkileşim ve kesişimin artmaya başladığı bir dönemdeyiz. Büyük veri analitiği (big data) ve yapay zekâ (AI) ile yenil nesil FinTech girişimleri, müşteriler için değer yaratmanın, deneyimlerini iyileştirmenin, dağıtım engellerini aşmanın ve gelir elde etmenin yeni yollarını bulacağına inanıyoruz.

 

Türkiye’deki FinTech şirketlerinin sayısının son iki yılda iki katına çıkmasını ve her yıl kurulan girişimlerin %10’unun bu sektörde faaliyet göstermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’deki FinTech şirketlerinin sayısı son 2 sene içinde 2 katına çıkarak 700’e ulaştı ve kurulan girişimlerin %10’u FinTech sektöründe faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerin yüzde 40’ı ödemeler, yüzde 15’i bankacılık faaliyetleri alanına odaklanıyor.

Türkiye’nin internete ve akıllı telefonlara erişimi, yüksek genç ve kalabalık nüfusu ile beraber e-ticaret ve dijital bankacılık kullanımının 2015’ten bu yana hızla artması FinTech sektörünün gelişmesi için öncü olmaktadır. Dijital bankacılık, QR kodlu ödemeler, anlık ödeme sistemi, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin yasal düzenlemeler de özellikle ödemeler ve bankacılık alanındaki girişimlerinin sayısının artmasında önemli bir etken olmuştu. Ancak ilerleyen dönemde, Türkiye’de şu anda çok görmediğimiz, kişisel finans yönetimi ve skorlama/kimlik doğrulama alanlarında girişimlerin ortaya çıkacağına inanıyoruz.

Ayrıca, FinTech ürünlerinin ve kullanımının yaygınlaşmasının, siber güvenlik girişimlerinin yeni atılımlar yapmasına ve yeni ürünler çıkarmasına vesile olduğunu görmekteyiz. Küresel düzenleyicilerin, riski yönetmek amacıyla FinTech’leri daha yakından incelemeye başlamasıyla tüketicinin korunması (örneğin, dolandırıcılık, gizlilik, erişim, ifşa, anlaşmazlıklar/şikayetler), mali suçlar (örneğin, AML/CFT, yaptırımlar) ve ödeme faaliyetleri (örneğin, anlık ödemeler, likidite, dijital varlıklar) alanında yeni girişimler ve ürünler ortaya çıkmaktadır.

 

Revo Capital ekibinin ürün geçmişi ve FinTech alanına odaklanmış yatırımlarının, bu sektörde nasıl en iyi şekilde yardımcı olabileceğinizi anlamanızda nasıl bir rol oynuyor?

 

Revo Capital olarak, yatırım alanlarımızı ve yatırım yapacağımız start-up’ları seçerken şirkete nasıl bir katma değer yaratabileceğimize ve portföy şirketlerimiz ile yatırımcı ağımız arasında nasıl bir sinerji yakalayabileceğimize bakmaya özen gösteriyoruz. Üstlendiğimiz başlıca görev, şirketlerimizin iş stratejisi, ürün, pazarlama, iş birlikleri, insan kaynakları ve finans gibi ihtiyaçlarını tespit edip girişimcilere yol göstererek aynı zamanda ekiplerinin bir parçası olmak.

Özellikle yatırım yaptığımız şirketleri küresel ağımız aracılığıyla yeni ülkelere açılmalarına destek oluyoruz ve yabancı yatırımcılar ile tanıştırıyoruz. Bunu, 200’den fazla yıl içinde düzenli olarak görüştüğümüz yabancı yatırımcı ağımız ile gerçekleştiriyoruz. Yarattığımız değerin en güncel örneklerinden biri, 2018 yılından itibaren her sene düzenlediğimiz Building Bridges etkinliğimizdir. Bu etkinlik, girişimcileri, yatırımcıları ve kurumları bir araya getirerek Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin gelişmesine destek olmaktadır. 6 Mart 2024’te gerçekleştirdiğimiz dördüncü etkinliğimize 650’den fazla katılımcı geldi. Etkinlikte, Amerika, İngiltere, Singapur gibi 13 farklı ülkeden gelen katılımcılar da aramızdaydı. Ayrıca, etkinlikte yatırım yaptığımız şirketleri, yabancı yatırımcılarla yatırım görüşmeleri için bir araya getirdik.

Aynı zamanda, her şirketin bir veya birden fazla finansal ürün veya özellik ekleyerek FinTech şirketine dönüşeceğine inanıyoruz. Bu nedenle, FinTech alanındaki bilgi birikimimizi kullanarak, FinTech dikeyinde faaliyet göstermen yatırımlarımızda bile bu alanda müşterilere sunabilecekleri değer önerileri üzerinde çalışıyoruz. Örneğin, e-ticaret alanında faaliyet gösteren yatırımımız ikas, KOBİ’lere sanal POS hizmeti sunarak işletme sahiplerinin ve kullanıcıların ödeme sürecini kolaylaştırarak daha iyi bir deneyim sunuyor. Yeni yatırımlarımızdan biri olan eSIM sağlayıcısı Roamless, telekomünikasyon alanında faaliyet gösteriyor, ama aynı zamanda müşterilerine içinde para bulunan bir cüzdan sağlayarak kullandıkça öde modeli ile öne çıkıyor.

 

2022 yılında Türkiye’de FinTech sektörüne yapılan yatırımların %55’ini oluşturan Param, Midas ve Kredim gibi portföy şirketlerinizin başarılarını neye bağlıyorsunuz?

Bugüne kadar 5 bin 200’ün üzerinde start-up’ı değerlendirdik ve sadece 40’ına yatırım yaptık. Her bir şirketi özenle ele alıp detaylı bir incelemeden geçiriyoruz. Yatırım yaptığımız 6 farklı sektördeki deneyimlerimizden oluşturduğumuz değerlendirme kriterleri doğrultusunda, şirketin sağlam bir iş planına, deneyimli bir ekibe, ölçeklenebilirlik potansiyeline, mevzuata uyumluluğuna, fikri mülkiyetine, finansal projeksiyonlarına ve net bir çıkış stratejisine sahip olmasına özellikle önem veriyoruz.

Finansal teknoloji alanında özellikle, bu kriterlere ek olarak, ürün-pazar uyumu ve pazarın ürüne ne kadar hazır olduğu kritik öneme sahiptir. Çünkü bir ürün veya hizmet, sadece müşteriler tarafından satın alındığında gerçek anlamını bulur. Örnek olarak, Nisan 2021’de ilk kez müşterilerin karşısına çıkan Midas’a Haziran 2021’de yatırım yapma sürecimiz de, pazarın böyle bir ürüne ihtiyaç duyduğunu ve bunun için doğru zaman olduğunu anlamamız ile gerçekleşti. 2020’nin son aylarından itibaren yüksek enflasyonla yeniden karşı karşıya kalan Türkiye’de, Türk Lirası’ndaki değer kaybıyla birlikte tüketiciler, varlıklarını korumak için hisse senetleri, kıymetli metaller ve gayrimenkul gibi geleneksel yatırım araçlarına yöneldi. Bir yandan, geleneksel olmayan ancak son bir yılda yüzde bin 200 artış göstererek yüksek riskine rağmen yüksek getiri sağlayan Bitcoin gibi yatırım araçları da hayatımıza girdiği bir dönem oldu. Bu dönemde dikkatimizi çeken önemli bir istatistik ise şuydu: Türkiye’nin nüfusunun yüzde 85’i mobil bankacılığı kullanırken 18-65 yaş aralığındaki nüfusun sadece yüzde 14’ü hisse senetlerine yatırım yapıyordu. Karşılaştırma yapmak gerekirse, ABD’de mobil bankacılık kullanım oranı yüzde 63 iken nüfusun yüzde 55’i en az bir hisse yatırım platformu kullanmaktadır. Türk ve Amerikan borsalarında işlem yapmak isteyenler için bankalara göre maliyeti 1/10’u kadar düşük olan, veriyi gerçek zamanlı sunarak yatırım yapılmasını sağlayan Midas’ın mevduat, kriptopara ve yatırım fonlarını da ürün yelpazesine eklemeye karar vermesi ile, kapsamlı bir varlık yatırım ve değerlendirme platformu olma potansiyelini gördük ve Midas’ın ilk kurumsal yatırımcılarından biri olduk. Midas, yatırımımızdan sonra önde gelen yatırımcılar olan Earlybird Venture Capital, Spark Capital ve Nigel Morris’ten 11 milyon dolar üzerinde yatırım aldı.

Son 4 yılda 100 milyon dolarlık ikinci fonumuzla yatırım yaptığımız teknoloji şirketleri, yüzde 92’si yabancı yatırımcılardan olmak üzere toplamda 2.9 milyar dolar yatırım aldı. Türkiye’nin ilk FinTech unicorn’unun Revo Capital portföyünden çıkacağına inanıyorum. Yatırım yaptığımız şirketlerin özellikle yabancı yatırımcılardan gördüğü ilgi, TL bazında istikrarlı büyümeye devam etmelerine ek olarak, dolar veya Euro bazında yıllık yüzde 300’ün üzerinde büyümeye devam etmeleri ve FinTech şirketlerimizin 2023 yılındaki başarılı büyüme stratejileri bu inancımı arttırdı.

 

TransferGo ve Bumper gibi yurtdışı merkezli FinTech girişimlerinin Revo Capital’dan yatırım almasının ve Türkiye’deki faaliyetlerini büyütmesinin arkasındaki temel nedenler neler?

Revo Capital ekibinin Türkiye’deki FinTech yapılanması ve Ar-Ge konusundaki derin deneyimi, yurtdışı merkezli FinTech girişimleri TransferGo ve Bumper’ın bizden yatırım almalarına ve Türkiye’deki faaliyetlerini büyütmelerinin ana nedenleri oldu. Özellikle yatırım yaptığımız yabancı şirketlere Türkiye pazarındaki fırsatları gösteriyoruz. Türkiye’deki uygun maliyetli ve yüksek kaliteli 300 bin yazılımcıya erişim ve teknoparklardaki vergi avantajlarını anlatıyoruz.

Litvanya’da kurulan ve genel merkezi İngiltere’de bulunan uluslararası online para transfer hizmeti sağlayıcısı TransferGo’ya 2018 yılında yatırım yaptığımızda, Türkiye’ye yönelik para transferi servislerine başlaması için çalışmalar gerçekleştirdik. Ayrıca Türkiye’de satış, pazarlama ve yazılımcı ekiplerini kurmalarına destek olduk. Bunun sonucunda TransferGo, yurtdışında yaşayan Türklerin veya Türkiye’ye para göndermek isteyen kişilere para transfer hizmetleri sunmaya başladı. Buna ek olarak, 2022 yılında araç tamir masraflarını taksitlendiren İngiltere merkezli Bumper’a yatırım sürecimizde Ankara’da yazılımcı ekiplerini kurmalarına ve büyütmelerine, ayrıca ARGE merkezlerini teknopark’ta konumlandırmalarına destek olduk. Şu anda şirketin yazılımcı ekibinin yüzde 76’sı Ankara’da bulunuyor.