Türkiye’nin siber güvenlik alanında marka olması için çare yerli çözümler ve yetkin iş gücünde.
Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Siber Güvenlik Merkezi (BÜSİBER) ve e-Safe tarafından düzenlenen “Kişisel Verilerin Korunmasında Yerli Çözümler Zirvesi”nde sektör yetkilileri ve uzmanlar; akademi-kamu-özel sektör iş birliğinin, yerli çözümlerin ve kalifiye insan gücünün artırılması gerektiği konusunda uzlaştı.
2016 yılında yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında ortaya çıkan yenilikler ve kanun kapsamında hayata geçirilmesi gereken yerli çözümler, 8 Mayıs’ta Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Siber Güvenlik Merkezi (BÜSİBER) ve e-Safe tarafından düzenlenen “Kişisel Verilerin Korunmasında Yerli Çözümler Zirvesi”nde ele alındı. Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen zirveye akademi, kamu, kişisel veri güvenliği alanında çalışan üretici firmalar ve STK’lardan birçok uzman katıldı.
Hedef Türkiye siber güvenlik markası haline getirmek
Zirvede konuşan Savunma Sanayii Müsteşarlığı Siber Güvenlik Daire Başkanı Mustafa Çelik, siber güvenlik alanında insan kaynağı ve teknoloji üretme konusunda kat edilmesi gereken çok yol olduğuna dikkat çekti. Çelik; akademi, kamu ve özel sektörle gerçekleştirdikleri çalıştaylarda iş birliği konusunda başarısızlık, sektörde insan kaynağı eksikliği, özel sektörün pazara erişimde yaşadığı sıkıntılar ve siber güvenlik alanında yerli ürünlerde sertifikasyon eksiği olmak üzere dört temel problem gördüklerini anlattı. Yerli ürünlerin sertifikasyon eksikliklerinden dolayı firmaların güvenilir olduklarını düşündükleri büyük markalara yöneldiklerine dikkat çekti. Türkiye’yi bir siber güvenlik markası haline getirmek istediklerini ifade eden Çelik, özel sektör ve kamu iş birliğinin artırılması gerektiğinin altını çizdi ve bir Siber Güvenlik Akademisi projeleri olduğu bilgisini paylaştı.
“Yerli ve milli çözümlerin ihtiyaçları karşılaması gerekiyor”
Yapay zekâ, robotlar ve siber güvenliğin yakın gelecekte birleşerek siber dünyayı şekillendireceğini vurgulayan TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) Müdürü Mustafa Dayıoğlu da TÜBİTAK olarak Türkiye’nin siber güvenlik sorunları ve güvenli bir ekosistem için gereklilikler konusunda yürüttükleri çalışmalarda, bu alandaki en önemli sorunun yetkin insan kaynağı olduğunu saptadıklarını belirtti. Dayıoğlu, Türkiye’de bilişim ve iletişim teknolojileri (ICT) sektöründe faaliyet gösteren yabancı firmaların pazar payı yüzde 80’lerde iken, yerli firmaların pazar payının yüzde 8’i geçemediğini belirtti. Yurtdışında siber güvenlik alanında en fazla yatırımın yapay zekâ içeren anti virüs yazılımlarına yönelik olduğunu aktaran Dayıoğlu, “Yerli ve milli çözümlerin pazarda var olan ihtiyaçları karşılaması gerekiyor” dedi. Türkiye’de siber güvenliğin yüzde 5 oranında büyüdüğünü ve ülke olarak verileri anlamlı olarak kullanmaya başladığımızı da sözlerine ekleyen Dayıoğlu, veri güvenliğinin ilerleyen yıllarda Türkiye için çok daha önemli olacağını kaydetti.
Kişisel Verileri Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir de, kişisel verilerin korunması konusunda 2016 yılında yürürlüğe giren kanun kapsamında kişisel verilere dair veri işlemelerin sınırlı, ölçülü ve amaca bağlı olması gerektiğinin altınızı çizdi. Vatandaşların kendilerinden kişisel verileri istendiğinde hesap sorabilecekleri bir yasal çerçeve olduğunu hatırlatan Bilir, “Vatandaşlarımızın kişisel veri konusunda farkındalığını artırmak gerekiyor. Bizim sloganımız ‘Farkında ol, güvende kal!’. Vatandaşa yönelik mülkiyet odaklı değil, özgürlük odaklı bir perspektif geliştirmek gerekiyor” diye konuştu.
Konuşmasında siber güvenlikte üniversite-kamu-sanayi çerçevesinde kurulacak iş birliğinin önemini vurgulayan BÜSİBER Yöneticisi Doç. Dr. Bilgin Metin, BÜSİBER’in sektöre yetişmiş insan kaynağı sağlamak, kamunun siber güvenliğine katkı sunmak ve siber güvenlikte yerli-milli çözümlerin desteklenmesi olmak üzere üç temel hedefi olduğunu belirtti.